Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1000 Esas
KARAR NO : 2023/766
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/08/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile akdettiği Bakırköy …Noterliğinin 16.07.2018 tarih ve … yevmiyeli sözleşmesi ile … A.Ş.’den kullanılan ve davalıya teslim edilen 44.200,00 TL kredi bedeli karşılığında … paletli Sondaj makinesinin mülkiyetine %50 ortak olduğunu, aynı sözleşme ile makinenin işletilmesinden kaynaklanan gelirin de %50’nin davalı tarafından müvekkile ödeneceği kararlaştırıldığını, 16.07.2018 tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin kullandığı kredinin davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini, müvekkilinin davalı tarafından kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine temerrüde düşmemek ve daha fazla zarar etmemek adına … Şubesindeki kredi hesabını toplamda 59.637,22 TL ödeyerek kapattığını, davalının ödemesi gereken 59.637,22 TL’nin müvekkilince ödenmesi sebebiyle bu miktarın davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davalı tarafından ödenmesi gereken kredi taksitleri ödenmediği gibi müvekkilin mülkiyetinde olan … paletli Sondaj makinesinin 16.07.2018 tarihinden bu yana işletilmesinden kaynaklanan gelirin de müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin gerek sözlü gerekse yazılı olarak davalıdan işletmeye ilişkin bilgi ve geliri miktarını istemesine rağmen davalı bu hususta hiç bir bilgi vermediğini, mülkiyetinin %50’si müvekkiline ait işletme konusu sondaj makinesinin davalının yedinde olması nedeniyle müvekkilin muhtemel karının ne olduğunun da taraflarınca tespit edilemediğini, davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve gerekirse uzman bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme neticesinde müvekkilinin %50 maliki olduğu … Sondaj makinesinin 16.07.2018-24.12.2019 tarihleri arasındaki muhtemel işletme gelirinin tespit ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde yer alan taleplerinin tahsili amacı ile Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı dosyası ile ihtilah giderilemediği için iş bu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin ödediği 59.637,22 TL kredinin davalıdan tahsiline, ortaklık sözleşmesi gereğince … paletli Sondaj makinesinin 16.07.2018-24.12.2019 tarihli arasında işletilmesinden kaynaklanan gelir için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmil edilmesi gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Bakırköy …Noterliğinin 16.07.2018 tarih … yevmiyeli sözleşme uyarınca … paletli sondaj makinesinin mülkiyetinin %50’sine 44.200,00 TL karşılığında müvekkilinim davacı tarafa vermeyi taahhüt ettiğini, davacı tarafın 44.200,00 TL’yi kredi çekip müvekkiline verdiğini, makinenin işletilmesinden elde edilen gelir ile davacı tarafın ödediği kredi miktarının karşılanmasının taraflar arasında mutabakata varıldığını, davacı tarafın müvekkiline makinenin işletilmesinden elde edilen gelirden herhangi bir ödeme almadığını, bu hususta müvekkilinin sözlü ve yazılı uyardığını, 44.200,00 TL miktarının kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle temerrüde düşmemek ve daha fazla zarar etmemek amacıyla toplamda 59.637,22 TL ödeme yaparak kredi borcunu kapattığını iddia ettiğini, söz konusu meblağın haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkilinden tahsilini talep ettiğini, bu talebin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa makineden elde edilen gelirinden mahrum bırakmadığını, fazlasıyla ödeme yaptığını, bu ödemeleri elden olmak üzere, …, … Bankası ve … Bankasından gerçekleştirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden sonra müvekkilinin davacıya … üzerinden 28.09.2018 tarihinde 6.800,00 TL, 01.11.2018 tarihinde 6.000,00 TL, 07.01.2019 tarihinde 2.200,00 TL, 08.01.2019 tarihinde 8.000,00 TL, 16.01.2019 tarihinde 2.270,00 TL, 17.01.2019 tarihinde 2.500,00 TL, 25.01.2019 tarihinde 500,00 TL toplam 28.290,00 TL, … Bankası üzerinden 15.08.2018 tarihinde 880,00 TL (bu ödemeye ilişkin dekont açıklamasında davacının kira borcu ödendiğini, kira borcunun ödenmesine ilişkin takas- mahsup haklarını kullandıklarını), 16.08.2018 tarihinde 2.780,00 TL, 17.08.2018 tarihinde 1.100,00 TL, 17.08.2018 tarihinde 3.900,00 TL toplam 8.660,00 TL, … Bankası üzerinden 05.04.2019 tarihinde 3.990,00 TL, toplam 40.940,00 TL ödeme yaptığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden davacı ile müvekkilinin sözlü olarak anlaştıklarını, sözlü olarak yapılan anlaşmaya istinaden sözleşmeden önce davacının kredi çektiğini, müvekkilinin sözleşmeden önce çekilen kredi taksitlerinin fazlasıyla davacıya ödediğini, bu ödemeleri yine … Bankası üzerinden gerçekleştirdiğini, 14.06.2018 tarihinde 2.277,00 TL, 19.06.2018 tarihinde 2.800,00 TL, 13.07.2018 tarihinde 5.000,00 TL, toplam 10.077,00 TL ödemeyi müvekkilinin sözleşmeden yapılan sözlü olarak yapılan anlaşmaya istinaden davacı tarafa verdiğini, bu ödemeler ile ilgili takas ve mahsup haklarını kullandıklarını, davacı tarafın sözleşmeye konu olan makine için müvekkiline toplamda 44.200,00 TL ödeme yaptığını, sözleşme imzalandıktan sonra müvekkilinin elde edilen gelirden toplamda 40.940,00 TL’yi davacıya ödediğini, müvekkilinin davacı tarafa ödeyeceği borç miktarının 3.260,00 TL olarak gözüktüğünü, kalan bakiye borç miktarı olan 3.260,00 TL’yi müvekkilinin davacıya kat ve kat fazlasını ödediğini, bakiye kalan borç miktarı olan 3.260,00 TL’yi taraflar arasında imzalanan sözleşmeden önce yapılan sözlü anlaşmaya istinaden müvekkilinin davacıya ödediği 10.077,00 TL’den takas-mahsup edilmesi gerektiğini, bakiye borç miktarının sözleşmeden önce yapılan ödemelerden takas-mahsup edilmesi talebinde bulunduklarını, Mahkeme’nin mahsup konusunda taleplerini kabul etmesi halinde müvekkilinin davacıya 6.817,00 TL fazla ödeme yaptığının sabit olduğunu, davacının yapılan bu fazla ödeme miktarını müvekkiline ödemek zorunda olduğunu, Sayın Mahkeme’nin elden ödeme ve takas-mahsup talebi konusunda kanaati aksi takdirde ise taraflar arasında imzalanan sözleşme ve kredi taksitlerin hangi zamanda hangi yıllar arasında ve ödeme günlerinin belirtilmediğini, müvekkilinin kredi taksitlerini sözleşme yapıldıktan sonra yapılan ödemeler ile birlikte fazlaca ödeme yaptığını, kalan bakiye borç miktarı taksitlerinin hangi ay kredi ödemesi olduğunun belli olmadığını, davacının bu hususla ilgili müvekkiline herhangi bir yazılı veya sözlü bildirimde dahi bulunmadığını, müvekkilinin kredi taksitlerini gelmeden önce peşinen yaptığını, davacının bu durumdan herhangi bir zararı dahi bulunmadığını, davacının sözleşmeye konu olan makineye ortak olarak ticaret hayatına atıldığını, kendisinin tacirin bütün sorumluluk ve borçlarından sorumlu olduğunu, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği borç yükümlülüğünün 44.200,00 TL olması gerektiğini, davacının iddia ettiği 59.637,22 TL üzerinden hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davacının kredi borçlarını kendisinin ödemediğini, dava tarafın kredi ödemesi ve 16.07.2018-24.12.2019 tarihleri arasında sözleşmeye konu olan makineden elde edilen geliri talep ettiğini, noterde imzalanan sözleşme gereği elde edilen gelir için davacının çektiği kredinin ödenmesinin belirtildiğini, davacı tarafın hem kredi miktarını hem de gelir miktarını müvekkilinden istediğini, bu istemin sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkilinin 17.05.2019 tarihinde davacı ve davacının eski eşi tarafından saldırıya uğradığını, davacının eski eşi tarafından ayağından vurulduğunu, 3 ay boyunca yere basamadığını, ticari hayatına devam edemediğini, zarara uğradığını, müvekkilinin yaralanmasına ilişkin Küçükçekmece …Asliye Ceza Mahkemesi … E.sayılı dosyada yargılamanın devam ettiğini, müvekkili ile davacı arasında noterde imzalanan sözleşme bakımından davacının müvekkilini dolandırması, yaralaması ve haksız yere şikayet etmesi sebebi ile sözleşmenin devam etmesinin müvekkili için zor hali hal aldığını, davanın reddine, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin iptaline, elden ödemelere ilişkin tanık delillerinin kabulüne, tanık delili konusunda Sayın Mahkeme’nin kanaati aksi takdirde ise takas-mahsup taleplerinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava, Bakırköy … Noterliğinin 16/07/2018 tarih … yevmiye nolu sözleşmeden kaynaklı kredi borcunun davalı tarafından ödenmediği iddiası ile davacının kendi yapmış olduğu ödemenin sözleşme kapsamında davalıdan alınıp alınamayacağı ve 16/07/2018 ile 24/12/2019 tarihleri arasında sözleşmeye konu makinadan elde edilen gelirin istemine ilişkindir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; Bakırköy … Noterliğinin 16/07/2018 tarih … yevmiye nolu sözleşmeden kaynaklı kredi borcunun davalı tarafından ödenmediği iddiası ile davacının kendi yapmış olduğu ödemenin sözleşme kapsamında davalıdan tahsili talebiyle iş bu davayı açtığı, tarafların tacir olmadığı, bu yönde dosyada bir delil bulunmadığı, uyuşmazlığa konu işin ticari iş olmadığı, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır