Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/943 E. 2020/226 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/943
KARAR NO : 2020/226

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; Davalı tarafın alacaklı olduğu Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında dosya borçlusunun hak ve alacaklarının haczi için müvekkili bankaya KEP sistemi aracılığıyla 28/05/2018 tarihinde birinci haciz ihbarnamesi, 26/07/2018 tarihinde ikinci haciz ihbarnamesi, 09/08/2018 tarihinde ise üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, ilgili icra dosyasında dosya borçlusu ……. isimli şahsın müvekkili banka nezdinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı gibi ilgili şahsın müvekkili banka müşterisi dahi olmadığını, bu sebeple ihbarnamelerin tamamına müvekkili banka tarafından tebliğ alındıkları tarih ile aynı tarihlerde KEP sistemi üzerinden itiraz edildiğini, bu sebeplerle telafisi imkansız zararların doğmaması ve müvekkili bankanın borcu olmadığı bir tutarı ödemek durumunda kalmaması adına ilgili icra dosyasında müvekkili banka yönünden icranın durdurulmasına veya müvekkili banka lehine tedbir kararı verilmesini, müvekkili bankanın davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, bu halde davanın esasa ilişkin incelemeye geçilmeksizin görevsizlik nedeniyle usulden reddi gerektiği, davacının haciz ihbarnamelerine İİK’nın 89. Maddesi uyarınca düzenlenen yasal süreler içerisinde cevap vermediğini, davada hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmayan müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilemeyeceğini, bu nedenlerle esasa girilmeden görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, Menfi Tespit talebine ilişkindir.
Görev hususu resen mahkememizce ön inceleme aşamasında dosya üzerinden yapılan incelemede;
Somut olayda bu davanın dayanılan takip dosyasındaki kambiyo senedi nedeniyle açılan bir dava olmadığı, takip talebinin taraflarının davalı alacaklı dava dışı borçlu ……. olduğu, kambiyo senedi ilişkisinin bunlar arasında bulunduğu, mahkememizdeki davanın ise alacaklı ile bononu tarafı olmayan davacı 3. Kişi arasında bulunduğu, uyuşmazlığında takibe dayanan bonodan kaynaklanmadığı, İİK’nun 89. Maddesi gereğince 3. Kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinden kaynaklandığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında görevli mahkemenin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Emsal İstanbul Bölge Adalet Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2018/812 Esas, 2018/1153 Karar sayılı 03/07/2018 tarihli ilamında “Somut olayda davacı vekilinin, dava dışı … yönelik icra takibi yaptığı, bu icra dosyasından dava dışı … Borcu nedeniyle davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacının haciz ihbarnamesine itiraz süresini geçirmediği, davacının, davalılara herhangi bir borcununu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, davalı , davacı ve dava dışı takip borçlusunun tacir olmadığı, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklanmadığı ve ticari iş niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 2.maddesi gereğince davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Dava hukuki niteliği itibariyle İİK.89. maddeye dayalı menfi tespit davasıdır. Dosya üzerinden yapılan incelemede; her ne kadar davacı taraf İİK.89. maddeye dayalı menfi tespit davası açmış ise de, İİK’dan kaynaklanan işbu davanın ticari dava niteliğinde bulunmadığı, davalının gerçek kişi olduğu, taraflar tacir olsa da taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, görevin dava şartlarından olup re’sen her aşamada dikkate alınması gerektiği, bu davada mahkememizin görevli olmadığı, (emsal: Yargıtay 19. H.D.’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı ve 26.02.2016 tarihli ilamı, aynı dairenin 2015/7065 Esas, 2015/17162 karar sayılı ve 17.12.2015 tarihli ilamı) görevin re’sen her aşamada dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 3.kişinin açtığı menfi tespit nedeniyle görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2020

Başkan ……
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Üye …….
e-imzalıdır
Katip …..
e-imzalıdır