Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/936 E. 2019/196 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/936
KARAR NO : 2019/196

DAVA : Tarafların ortağı bulunan dava dışı limited şirketin müdürü olan davalıların haklı nedene dayalı olarak müdürlük görevinden azli ile yetkilerinin kaldırılması ve kayyım atanması.
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; …. Ltd. Şirketinin 21.02.2013 tarih ve 8263 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin …. – … sayfalarında ilan edilerek kurulduğunu, kurucuları arasında müvekkilinin bulunmadığını, müvekkilinin, 2014 – 2016 yılları arasında, önce şirketin hissedarlarından….’in hisselerinin tamamını (%25), sonra da şirket ortaklarından …’ın hisselerinin %25’ini satın alarak şirkete %50 oranında ortak olduğunu, şirketin diğer ortakları, … (%30 oranında), …’nun %20 oranında hisse sahibi olduklarını, davalıların, müdürlük sıfatını ve yetkilerini kullanmasının şirket açısından çekilmez hale geldiğini ve somut koşullar müdürlerin değiştirilmesi ihtiyacını âdil gösterecek düzeye ulaştığını, müdürlerin ana sözleşmeye açıkça aykırı davranmakta olduklarını, bugüne kadar olağan gelen kurul yapılmadığını, bilgi alma ve inceleme haklarının kullandırılmadığını, şirkette çift hesap tutulduğunu, müdürlerin elden para aldıklarını, davalıların basiretsiz davranarak, kendi lehlerine çalışarak kişisel çıkarlarını şirket menfaatlerinin önünde tutmakta olduklarını, yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle yönetim hakkı ve temsil yetkilerini kötüye kullanan, özen ve bağlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağına aykırı hareket eden, eşit davranma ilkesi ile tezat oluşturacak davranışlarda bulunan; usulsüz ve yasaya aykırı işlemleri ile şirketin, ortaklarının ve en önemlisi kamunun zararına yol açan şirket müdürlerinin yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını, öncelikle ….Ltd. Şti.ne ihtiyati tedbir kararı ile tensiben veya en kısa sürede kayyum atanmasına, kayyum masraflarının şirketçe karşılanmasına, şirketin içinin boşaltılmaya başlanması sebebiyle tedbir kararı verilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkillerin ortağı ve yetkilisi olduğu ….Limited Şirketi müvekkilleri … ve … tarafından 15.02.2013 tarihinde tescil edilerek kurulduğunu, yoğun emek ve çalışmaları neticesinde şirket plastik kablo kanalları, plastik borular ve plastik özel profillerin üretimi ile ürettiği bu ürünlerin ve müşteri talepleri doğrultusunda diğer elektrik malzemelerinin yurt içi ve yurt dışı pazarlara tedariğini sağlayan, Türkiye’yi, Dünya elektrik endüstrisinde temsil edebilecek tesis, istihdam ve ürün çeşitliliğine ulaştırmayı hedefleyen, Dünya pazarında ürünleri ve markası ile sektörde öncelikle tercih edilen bir şirket haline geldiğini, Şirket kurulduğu yıldan bu yana genel kurul toplantıları yapılmış ve ilgili genel kurullarda kararlar oybirliği ile alındığı, Davacı … ise şirkete ortak olduğu 02/12/2014 tarihinden bu yana 8 genel kurul toplantısına katılmış ve toplantılarda alınan kararlarda bizzat oy kullandıklarını, Davacının genel kurul toplantılarının mevzuatta öngörülen gündemiyle yapılmadığı, alınmak istenen kararların sirküler biçiminde alındığı, şirkette var olduğunu iddia ettiği ihlal ve usulsüz işlemler hakkında itiraz edeceği organların oluşmadığı iddiaları ise gerçekdışı ve mesnetsiz iddialardan ibaret olduğunu, davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, Kesinlikle hiç bir iddiayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, işbu davanın muhataplarının müvekkillerinin olmadıklarını, müvekkillerinin yöneticisi oldukları şirketin muhatap alınacağını, bu kapsamda davada şirket taraf olarak gösterilmediğinden müvekkillere yöneltilen işbu davanın reddinin gerektiğini, Tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yüklenmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
GEREKÇE:
6102 sayılı TTK.’nun 630/2. maddesi uyarınca limited şirketlerde her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yöneticilik hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı kanunun 636/3. maddesi uyarınca da haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
TTK. Madde 636-(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a)Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Dava, tarafların ortağı bulunan dava dışı limited şirketin müdürü olan davalıların haklı nedene dayalı olarak müdürlük görevinden azli ile yetkilerinin kaldırılması ve kayyım atanması istemine ilişkin olup, böyle bir davada husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli olduğundan TTK 630/2. ve 630/3.maddeleri dikkate alınarak davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin pasif husumet itirazının kabulü ile TTK 630/2. ve 630/3.maddeleri gereğince pasif husumet nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)