Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/913 E. 2019/73 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/913
KARAR NO : 2019/73

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; müvekkili şirketin, “…. Bulv. No: … A Blok Zemin Kat Başakşehir/İST.” adresinde bulunan mülkiyeti …. A.Ş.’ye ait işyerinde “….” isimli işletmesini 15.12.2012 tarihinde yapılan kira sözleşmesinin ardından açmış, halen de kira sözleşmesi gereği bu taşınmazda kiracı taraf olarak bulunmaktadır. Müvekkil şirket taraflar arasında kurulan kira sözleşmesinde belirtilen miktardaki aidatlarını 15.12.2012 tarihinden itibaren eksiksiz şekilde ödemiştir. 21.09.2016 tarihinde yapılan ve işyerinin kullanım alanının genişletildiği “Taraflar Arasındaki 15.12.2012 Tarihli Kira Sözleşmesine Ektir” başlıklı ek kira sözleşmesi ile aidat miktarına da 900,00-TL eklenmiştir. Müvekkil şirket aidatın bina aidat gereksiniminin çok üstünde olduğu kanısına varmış, muhitteki rayiç aidat bedellerini araştırmıştır. Bu araştırmalar nihayetinde müvekkil şirket rayiç aidat bedellerinin 10-15 katı oranında aidat ödediğini fark etmiştir. Aynı zamanda binanın tamamının maliki ile müvekkil şirketin işyeri olarak kullandığı bağımsız bölümün maliki … A.Ş.’dir. Bu durumda bina yönetimi şirket nezdindedir ve müvekkil şirket tarafından ödenen aidatlar için mezkûr şirket tarafından fatura kesilmektedir. Müvekkil şirket araştırmaları sonucunda, bina yönetimini nezdinde bulunduran … A.Ş.’ye Üsküdar ….Noterliği’nin 13.07.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar çekmiş, 15.12.2012 tarihinden bu vana ödenen aylık aidat miktarlarının gider faturalarının ve bina yönetim defterinin bir suretini mezkûr şirketten talep etmiştir. Müvekkil şirket, davalı bina yönetiminin yönetim kurulu karar defterinin bir suretinin çekilen ihtarname ile talep; edilmesine rağmen-verilmemesi üzerine, şifahi olarak yönetim defterini davalı bina yönetiminden talep etmiş; ancak bina yönetimi, yönetim defterinin bulunmadığı -cevabım iletmiştir. Bu vesileyle de toplanan aidatların herhangi bir karara dayanmaksızın keyfi olarak toplandığı sonucuna- ulaşılmıştır. İş merkezi olarak kullanılan mezkûr binada elbette ki aidat toplanmalı ve bina/iş merkezi ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ancak keyfi olarak, herhangi bir karara dayanmaksızın ve rayiç aidat bedellerinin çok Üstünde toplanarak … A.Ş. tarafından faturası kesilen aidatlar, sebepsiz zenginleşme maksadıyla hareket edildiği izlenimi oluşturmaktadır. Hiçbir şekilde giderleri bina yönetimi tarafından faturalandınlamayan ve herhangi bir karara da dayanmaksızın toplanan aidatların, sayın mahkemeniz tarafından görevlendirilecek bilirkişi;; veya bilirkişi heyetince rayiç bedelinin tespitinin sağlanması, geçmişe dönük olarak” müvekkil şirket tarafından fazladan ödenmiş olan aidatların yasal faizleriyle birlikte iadesinin*sağlanması ve bundan sonraki dönem aidatları için-tespit edilecek rayiç bedelin uygulanmasını fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava açma hakkımızın mahfuziyeti kâydıyla; Davamızın kabulü ile dava konusu bina rayiç aidat bedelinin sayın mahkemenizce tespit edilmesine karar verilmesi, Rayiç bedelin tespiti halinde, ödenen toplam aidat miktarından rayiç aidat bedellerinin çıkarılması sonucu ödenmiş olan fazlaya ilişkin aidat bedellerinin dava değerine eklenerek artırılacağı belirtilerek şimdilik asgari 5.000-TL alacağımızın yasal faizleriyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilesini, dava harç ve masrafları ile ücreti vekâletin karşı yana tahmiline karar verilmesini..” talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili özetle; dava konusunun aidata ilişkin olduğunu, ticaret mahkemelerinin görev alanına girmediğini, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddini, esasa girildiği takdirde ıspat edilmeyen davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
6100 sayılı HMK’nun 4/1-a bendi uyarınca kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
İşbu davada da taraflar arasındaki ihtilaf kira ilişkisinden kaynaklanmış olmakla aşağıdaki şekilde mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK. 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2019

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)