Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/910 E. 2020/213 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/910 Esas
KARAR NO : 2020/213

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafça başlatılan Küçükçekmce …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasına konu borcun icra baskısında kalması sebebiyle ödemek zorunda kaldığını, aslen davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, icra dairesine yatırılan tutarın davalıdan faiziyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile ticaretlerinin 2017 yılında başladığını ve toplam 428.489,82 TL satış bedeli mal satıldığını, satılan malların 219.837,50 TL’sinin Pos Tahsilatı ile tahsil edildiğini, iade faturası ile iade edilen malın toplam bedelinin 111.009,10 TL olduğu ve davacının cari hesapta 97.643,22 TL bakiye borcu olduğunu, bu nedenle davacı hakkında takip yapılarak borcun tahsil edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmce ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında incelendiğinde; davalı şirketin davacı aleyhinde dayanak 97.643,22 TL asıl alacak, 1.998,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 99.641,56 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, davacı tarafça 121.464,42 TL ödenerek dosyanın 24/09/2018 tarihinde infazen işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 31/01/2019 havale tarihli raporunda; ihtilaf konusu olan 01/08/2018 tarihli irsaliye faturasına ilişkin olarak 02/02/2018 tarih, 05/03/2018 tarih ve 19/04/2018 tarih ile 30/07/2018 tarihli sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, iade faturası ve sevk irsaliyelerinde teslim edenle ilgili bir bilginin olmadığı, teslim alanla ilgili olarak hepsinde ….. isim ve soyadlı kişinin imzasının bulunduğu, davacı firma tarafından ticari defterlere kaydedilen ancak davalı firmanın kayıtlarından tahsilat olarak kayıtlı olmayan 12.260,00 TL’nin mahsup fişi ekinde ödeme yapılan davalı banka hesaplarına geçtiğine ilişkin herhangi bir ekstreye rastlanmadığı, davacı firmanın davalı firmadan dava dilekçesinde iddia ettiği gibi 196.837,52 TL tutarında değilde, 01/10/2017 tarihli, 259.452,55 TL ve 27/10/2017 tarih, 169.037,27 TL olmak üzere iki adet irsaliyeli faturaya istinaden KDV dahil 428.489,82 TL alım yaptığının ticari defter ve kayıtlarından anlaşıldığını bildirmiştir.
Tarafların BA / BS formları celbedilerek bilirkişiden aldırılan 12/12/2019 tarihli ek raporda; davacının ve davanın ticari defter bilgileri tablo olarak belirtilmiş olup, 07/11/2017 tarihinde, davacı tarafından davalıya kredi kartı ile yapıldığı iddia edilen 12.260,00 TL ödeme ve davacı tarafından davalı adına düzenlenen 01/08/2018 tarihli 85.828,48 TL tutarındaki iade faturasının davacı kayıtlarında yer aldığı ve bu belgelerin dikkate alınması nedeniyle ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 411.066,00 TL alacaklı görüldüğü, ihtilaf konusu 001/08/2018 tarihli faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve BS formunda bildiriminin yapıldığı, davacı tarafça BA formuyla bildiriminin yapılmadığını bildirmiştir.
Dava, cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı tarafından davacı borçlu gösterilmek suretiyle başlatılan Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasına yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkin olup, davacı, davalıdan 196.837,58 TL’lik mal aldığını ve satın aldığı malların 196.425,92 TL’lik kısmına iade faturası keserek iade ettiklerini, bu nedenle 411,66 TL borç kaldığını iddia etmiş; davalı ise, davacı ile aralarındaki ticaretin 2017 yılında başladığını ve toplam 428.489,82 TL satış bedeli mal sattıklarını ve 111.009,10 TL’lik mal iadesi olduğunu, cari hesapta davacının 97.643,22 TL bakiye borcu bulunup, bu borcunda başlatılan icra takibi neticesinde tahsil edildiğini belirtmiştir. Davacı, iadenin davalı firmanın daimi işlerini yapan kişiye malların teslim edilerek buna ilişkin faturaların tanzim edilip ilgili kişiye teslim edildiğini beyan etmiş, davalı ise bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacının vekili tarafından yine iadenin yapıldığı iddia olunan ….. adına vekaleten kendilerine işçilik alacaklarının ödenmesi ve sigorta primlerinin tamamlanması hakkında ihtar çekildiğini, davacının malları teslim aldığı iddia edilen ….. isimli şahısla birlikte hareket ettiğini, davaya konu bedelin karşılığı olan malların 27/10/2017 ve 01/11/2017 tarihli irsaliyeli faturalar ile teslim edildiğini, yaklaşık 1 yıl sonra müvekkilinin haberi yokken malların iadesine ilişkin bir bildirim yapılmamışken 08/06/2018 tarihli faturanın iade kesildiğini, davacıya ulaşılarak malların şirkete ulaşmadığı bildirilerek faturanın iptalinin istendiği ve iade faturası iptal edilerek işleme alınmadığı, akabinde yukarıda belirtilen ihtarın çekilerek davacının sunduğu ve sonradan imza altına alınan faturalara istinaden dava açıldığı savunmasında bulunmuştur. Davacının incelemeye sunulan defter ve belgelerine göre davaya konu bedelin karşılığı olan 01/10/2017 ve 27/10/2017 tarihlerinde davalı tarafça davacıya yapılan satışlara konu malların iade edildiği iddiasına dayanmaktadır. İhtilaf konusu olan iadeye ilişkin 01/08/2018 tarihli irsaliyeli iade faturasına ilişkin olarak, 02/02/2018, 05/03/2018, 19/04/2018 ve 30/07/2018 tarihli sevk irsaliyelerinin düzenlendiği görülmüş ise de, bu sevk irsaliyelerinde teslim edenle ilgili bir bilgi bulunmadığı, sadece teslim alan kısmında firma çalışanı ….. adının ve imzasının bulunduğu, yine bu sevk irsaliyelerinin davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüş, bu nedenle bu belgelere itibar edilmemiştir.
Davacı defterlerinde kayıtlı olan 01/08/2018 tarihli irsaliyeli faturada ise yine firma temsilcisi ….. adına ve imzasına rastlanılmış ise de, irsaliyeli faturadaki imza gereği isticvab edilen davalı şirket yetkilisi …… duruşmadaki beyanında; …..’un eşinin akrabası olup, iflas ettiği için harici iş yaptığını, doblo marka aracı ile harici olarak mal götürüp getirdiğini, kendisi ile bir ilgisi bulunmayıp durumu kötü olduğundan eşinin kendisine yardım ettiğini, kendisinin ……. ‘na yaptığı şikayette de, işyerinde çalışmadığının tespit edildiğini, irsaliyeyi kabul etmeyip, iade irsaliyesine konu malların kendisine gelmediğini, …..’unda personeli olmadığından atmış olduğu imzanın kendisini ilgilendirmediğini beyan etmesi karşısında yapılan incelemede davacı defterlerinde kayıtlı olan 01/08/2018 tarihli iade faturasında imzası bulunan …..’un davacı vekilinin, vekil sıfatıyla davalıya göndermiş olduğu aynı tarihli Kadıköy ….. Noterliği’nin 01/08/2018 tarih, …. yevmiye no’lu ihtarı ile …..’un ….. ‘da 01/06/2017 – 30/07/2018 tarihleri arasında çalıştığı ve işçilik alacaklarının ödenerek sigorta primlerinin tamamlanması ihtarında bulunulmuştur.
Davacı vekili tarafından ….. isminin yer aldığı davalı adına düzenlenen sevk irsaliyeleri sunulmuş ise de, …..’un şoför olarak irsaliyede adının geçtiği, velev ki öncesinde …..’un davalı işyerinde çalıştığı kabul edilse dahi, davalı tarafça davacıya yine davacı defterlerinde kayıtlı olduğu üzere 01/10/2017 ve 27/10/2017 tarihlerinde satılan malların herhangi bir ihtar gönderilmeksizin 10 ay gibi uzun bir süre sonra iade edildiği gözönüne alındığında ve iadeye ilişkin irsaliye faturasında imzası bulunan iade irsaliye faturası ile aynı tarihli(01/08/2018) ve davacı vekili tarafından vekaletle temsil edilen davalı çalışan olduğu iddia olunan …..’un ihtarnamesinden bizzat anlaşılacağı üzere 30/07/2018 tarihine kadar çalıştığı, yani irsaliyenin düzenlendiği tarihte davalı çalışanı olmadığı, kendi ihtarı ile sabit olup, 01/08/2018 tarihinde iade faturasında imzası bulunan …..’un 01/08/2018 tarihinde davalı işyerinde çalışmadığı, kendi ihtarı ile sabit hale geldiğinden ve davacı iddiasını başkaca delillerle ispat edememiş olup, yemin deliline de dayanmadığından bu hakkı hatırlatılmayarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 2.057,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.003,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 15.394,12 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/02/2020

Katip …

Hakim …