Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/879 E. 2020/414 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/879 Esas
KARAR NO : 2020/414

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 01/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalıdan mal satın aldığını, bu alıma istinaden davalıya ……. Avcılar E-5 Şubesi’ne ait, 21/08/2018 tarihli, …… seri no’lu, 40.816,00 USD bedelli çek verdiğini, sonrasında teslim alınan mallar müvekkili tarafından dava dışı ….. Örme Tur. İnş. San. Tic. A.Ş.’ne satıldığını, bu firma tarafından ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle iade edildiğini, bu hususun davalı şirkete bildirildiğini ve davalı şirketçe iade alacaklarının bildirildiğini, sonrasında hiçbir dönüş yapılmadığını, davalı şirketin çek vadesini beklemek suretiyle çeki tahsil etmek için müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğrayacağını belirterek müvekkilinin çek miktarı kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ürünlerin, davacı tarafça kontrol edilerek teslim alındığını, herhangi bir itirazlarının olmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak davayı açtığını, davacı tarafın ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, taraflar arasında ürün satımına ilişkin ödeme olarak verilen çek bedelinden dolayı ürünlerin ayıplı olduğu gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; taraflar arasında pamuk ipliği alımına ilişkin ticari ilişki bulunmakta olup, ürünlerin teslim edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafından davacıya satılan ürünler 17/07/2018 tarihli faturaya istinaden davacıya satılmış, davacı tarafından buna istinaden ….. ‘na ait, 21/09/2018 tarihli, 40.816,00 USD bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarın davalı olduğu çek düzenlenmiş olup, tahsilat makbuzuyla birlikte davalıya teslim edilmiştir. Davacı ….. tarafından yine 17/07/2018 tarihli sevk irsaliyesi ile ……’dan satın alınan ürünler dava dışı …… Örme Tur. İnş. San. Tic. A.Ş.’ne satılarak aynı tarihli sevk irsaliyesi ile teslim edilmiştir. Ürünleri teslim alan dava dışı ….. Örme Tur. İnş. San. Tic. A.Ş. tarafından 27/07/2018 tarihli iade faturası düzenlenerek davacıya gönderilmiş, davacı tarafından da 07/08/2018 tarihli sevk irsaliyesi düzenlenmiş olup, Beyoğlu ……. Noterliği’nin 24/09/2018 tarihli ayıp ihtarnamesi dosyaya ibraz edilmiş ise de, ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin tebligat şerhi dosyaya sunulmamıştır. Davacı vekili, 3 no’lu celsede vermiş olduğu beyanında davaya konu ürünlerin açık şekilde ayıplı olduğunu, bu ürünlere ilişkin iade faturası gönderildiğini ve buna istinaden davalıya Beyoğlu …… Noterliği’nin ibraz etmiş oldukları ihtarname ile bildirimde bulunulduğunu, bu nedenle tanık deliline başvurmadıklarını bildirmiştir.
Ayıp, eserde sözleşme ve eklerine, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. TBK’nın 474/1. maddesine göre açık ayıplarda iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz, geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 477/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın ücretsiz olarak giderilmesini (onarılmasını) talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi ya da eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıp ihbarı maddi vakıa olup, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Somut olayda, ürünleri teslim alan davacı tarafça ürünlerin açık şekilde ayıplı olduğu bildirilmiş olup, ayıp ihbarı maddi vakıa olup, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceğinden davacıya tanıklarını bildirmek üzere süre verilmiş ise de, davacı ihtarname ile bildirimde bulunduğundan tanık deliline başvurmadığını beyan etmiştir.
Ürünlerin ve faturaların teslimi ile ilgili taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığından defter incelemesi yapılmasına gerek görülmemiş, davacı tarafça uyuşmazlığa konu ürünlerin açık ayıplı olduğu bildirilmiş olup, her ne kadar 24/09/2018 tarihli ihtarnamenin tebligat şerhi sunulmamış ise de, en erken bu tarihte tebliğ edildiği kabul edilse dahi ürünlerin davacıya 17/07/2018 tarihinde teslim edildiği dava dışı 3.kişiye davacı tarafından gönderilen ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle düzenlenen iade faturasının 27/07/2018’de düzenlendiği dikkate alındığında, ayıba ilişkin ihtarnamenin 24/08/2018 tarihli olduğu ve aradan geçen sürede açık ayıp olduğu ikrar edilen ürünlerden dolayı yasal ayıp ihbar süresinin geçmiş olduğu, daha öncesinde davacı tarafça açık ayıpta ihbar külfetinin yerine getirildiğine ilişkin başkaca bir delil sunulmadığı göz önüne alınarak ispatlanamayan davanın reddine, dava borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı vekilinin talebi doğrultusunda tensiben İİK 72/2 maddesi gereğince dava konusu çeke ilişkin takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından İİK 72/4 maddesi gereğince alacağın %20’si üzerinden hesap edilen tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
İİK 72/4 maddesi gereğince 51.200,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.371,84 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.317,44 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 26.370,00 TL TL ücreti vekaletin vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2020

Katip …

Hakim …