Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/864 E. 2019/61 K. 18.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/864 Esas
KARAR NO : 2019/61

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 18/01/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 28/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin reklam sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı taraf ile aralarında sosyal medyada reklam yapılması hususunda anlaşma yapılmak suretiyle cari hesap oluşturulduğunu, davalının farklı dönemlerde bir kısım ödemeler yaptığını, ancak davalının borcun tamamını ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalıya karşı Büyükçekmece…. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalıya karşı %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafla aralarında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesini ve davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı hakkında yaptırılan tacir araştırması nedeniyle Malatya Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevaplarında davalı … . gerçek kişi ticari işletmesi kaydı bulunmadığı; Malatya Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında davalının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunun bildirilmiş olduğu görüldü.
TTK’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına da bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisna hallerin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasa maddesine göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte sayılabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da söz konusu maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için öncelikle davanın ticari dava olup olmadığının ve bu kapsamda davalının gerçek kişi tacir sıfatının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Türk Ticaret Kanununun ticari davanın tanımının yapıldığı TTK’nun 4. Maddesi, ticari işletmenin tanımı yapıldığı 11. Maddesi ve gerçek kişi tacirin tanımının yapıldığı 12. Maddesi ile 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin hep birlikte değerlendirilmesi zorunludur.
TTK’nun 12. Maddesinde, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye gerçek kişi tacir denildiği hüküm altına alınmıştır.
TTK’nun 11/1 maddesinde ticari işletmenin, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olduğu; ikinci maddesinde ise ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği belirtilmiştir.
Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayici sınıflamasının: Vergi Usul Kanunun 176, maddesine göre tüccarlar defler tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış olup;
1. sınıf tüccarlar bilanço esasına göre;
11. sınıf tüccarlar ise işletme hesabı esasına göre defter tutmak zorundadırlar. Şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu düzenlemeler dikkate alındığında, bir kişinin gerçek kişi tacir sayılabilmesi için bilanço esasına göre defter tutması veya şayet işletme esasına göre defter tutmakta ise Vergi Usul Kanunun 177. Maddesinde belirlenen sınırları aşmış olması gerekmektedir. Aksi halde kişi gerçek kişi tacir sayılmayacaktır.
Yukarıda belirtildiği şekilde 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin madde /1-b bendinde açıklandığı üzere 213 sayılı VUK ‘a istinaden birinci sınıf tacir sayılan bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme esasına göre defterler tutanların tacir ve sanayici sayılmalarına karar verilmiştir. Dolayısıyla ikinci sınıf tüccarlar, işletme esasına göre defter tutanlar, ekonomik faaliyeti bedeni çalışmaya dayanan ve kazancı tacir ve sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olanlar tacir sayılmayacaktır.
Dava konusu olayda, Vergi Dairesinin yazı cevabına göre davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu , ikinci sınıf tacir yani esnaf statüsünde olduğu, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin 1/b maddesinde yazılı ” Tacir ve sanayici ” kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Açılan dava mutlak ticari dava niteliğini taşımamaktadır. Dava TTK’nun 4/1 bendinde yazılı davalardan olmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da bulunmamaktadır. Somut olaydaki uyuşmazlık, davacı şirketin tacir olmayan davalıdan reklam hizmetinden kaynaklı alacak istemine dayanmaktadır. Bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi tarafından çözülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Bu sebeple görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/01/2019

Katip …

Hakim …