Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/824 E. 2020/319 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/824 Esas
KARAR NO : 2020/319

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2020
KARAR YAZILMA TARİH : 20/04/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında “İşçilik Ve Malzeme Sözleşmesi” başlıklı sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın ödemeleri tam olarak yapmadığını, bu nedenle Bakırköy ……. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …… Değişik İş sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını, davalı tarafça işlerin bitirilmediği iddiası ile ihtarname gönderildiğini, müvekkilininde bu ihtarnameye cevap olarak işlerin bitirildiğini ve ödemelerin gerçekleştirilmemesi sebebiyle dava yoluna başvurulacağı hususlarını içerir ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin sözleşmeye konu tüm işlemleri yerine getirdiğini ve parça parça olmak üzere toplamda 685.673,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ücretin müvekkilinin hakettiği ücretin çok altında olduğunu, bu miktarın ise yargılama neticesinde tespit edilebileceğini, sözleşmeye ve sözlü anlaşmalara istinaden şimdilik 38.472,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında yapılan işçilik ve malzeme alım sözleşmesine göre davacının davalıya ait işyerinde malzeme ve işçilik içerecek şekilde bir takım inşaat yapımı işini üstlendiğini, iş bu sözleşmenin işin konusu başlıklı 2.maddesine, işin tarifi başlıklı 3.maddesinin 6.bendine, işin süresi başlıklı 4.maddesinin 2.bendine, ödemeler başlıklı 7.maddesine, özel şartlar başlıklı 8. maddesinin 10.bendine, işverenin talimatları başlıklı 9.maddesinin 3.bendine göre eser sözleşmelerinde yüklenicinin iş sahibinin menfaatlerini düşünerek ve kanunen öngörülmüş olan sadakat ve özen borcuna uygun olarak borcunu ifa etmesi gerekirken, davacı üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediğini, sözleşmenin 7. Maddesi gereği davalının üzerine düşen yükümlülüğünü 685.673,00 TL’yi peşin ödeme suretiyle yerine getirdiğini, davacının üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediğinden fatura da kesemediğini, müvekkile 346.510,00 TL borcunun kaldığını, sözleşmenin 01.08.2017 tarihinde imzalanmasının ardından aynı gün inşaatın yapılacağı yerin taşerona teslim edilmesi ile beraber inşaata başlanıldığını, sözleşme gereği işlerin 15.11.2017 tarihine kadar bitirilmesinin kararlaştırıldığını, inşaatın başladığı tarihten bugüne kadar 1 yıldan fazla sürenin geçmesine rağmen inşaatın yapımının bitmediğini, kusurlu ve ayıplı olarak yapılmış olan eksikliklerin giderilmesi için davacının defalarca uyarıldığını, kendisine sözlü olarak işlerin tamamlanması için defalarca sözlü olarak süre verilmişse de belirtilen sürelerde dahi inşaatın eksiklerin tamamlanmadığını, tahkikat sonucu müvekkilinin alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, yüklenicinin sözleşmeye aykırı olarak ifa ettiği eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin tespiti ile bu bedelin yüklenicinin nam ve hesabına yaptırılarak kalmış ise de, yüklenicinin hakedişinden kesilmesinin, müvekkilin uğramış olduğu maddi zarar ile işlerin geciktirilmesi sebebiyle sözleşme ile belirlenmiş bulunan gecikme tazminatının ve cezai şart bedelinin ve cari hesaba istinaden fazladan ödenmiş bulunan 346.510,00 TL alacağı ile kurumlar vergisi yönünden fatura kesilmemiş olması nedeniyle 52.857,47 TL zararının tahsili için 10.000,00 TL alacağının kabulüne karar verilmesini talep ettiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, karşı davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı 13.693,00 USD gecikme tazminatı, 13.693,00 USD cezai şart ve eksik ifa nedeniyle 10.000,00 TL alacak talebinde bulunmuş olup, gecikme tazminatı ve cezai şarta ilişkin eksik harcı tamamlamış olduğu görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince talep edilen alacak istemine ilişkin olup, karşı dava ise, aynı sözleşme gereğince talep edilen gecikme tazminatı, cezai şart ve eksik ve ayıplı ifaya ilişkin alacak talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti 12/06/2019 havale tarihli raporu; davacının davalıdan olan toplam hakkediş alacağı (822.086,65 – 32.270,05 =) 789.817,60 TL hesaplandığını, davalının yapmış olduğu hakediş ödemelerin tutarı ise, raporun mali kısmında 400.892.00 TL olarak tespit edildiğini, sonuç itibariyle asıl davada; davacının davalıdan, bakiye (789.817,60 – 400.892.00 =) 388.925,60 TL hakkediş alacağı olduğu kanaatine varıldığını, karşı dava yönünden ise; davalının (karşı davacının) davacıdan (karşı davalıdan) herhangi bir alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda alınan 10/01/2020 tarihli ek raporda; asıl dava yönünden: kök raporda belirtilen toplam hakkediş bedeli olan 789.017,60 TL’den davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalıya yapmış olduğu 704.830,00 TL ödemenin mahsubu neticesinde 84.987,60 TL davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacıdan alacaklı olduğu, karşı dava yönünden ise, davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacıdan alacaklı olmadığı bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında 20/08/2017 tarihli işçilik ve malzeme alım sözleşmesi başlıklı bir eser sözleşmesi düzenlenmiş olup, bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davacı ve davalı tarafça sunulan iki ayrı sözleşme nüshasında davacı tarafından sunduğu sözleşmede, işin bitim tarihinin 20/08/2018 tarihi olarak elle yazılı olduğu, davalının sunduğu sözleşmede ise bu tarihin boş bırakıldığı görülmüştür.
Sözleşmenin asıl nüshasının davalıda olduğu ve asılda başlama ve bitiş tarihlerinin bulunmadığı anlaşıldığından mahkememizce de bu sözleşmeye itibar edilmiştir. Yaptırılan teknik inceleme ve dosya kapsamında tespit edildiği üzere sözleşme konusu iş davacı tarafça yerine getirilmiş olup, sözleşme konusu işin metrajı ve fiyatında ve yine sözleşme dışı ek işlerin fiyatı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı görülmüş ise de, bazı işlerin eksik ve kusurlu olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Sözleşmede bulunmayan ancak işverenin yapılmasını istediği ek işler bulunmakta olup, güvenlik kulübesine ait ilave iş bedeli bilirkişi tarafından kök raporda hakediş bedeline eklenmiştir. Davalı tarafça eksik ve kusurlu olduğu bildirilen bir takım işlerin ek işlerden olduğu ve hakedişte bunlar için bir bedel alınmadığı ve bu hususların hükme içerik itibariyle esas alınan kök raporda ayrıntılı olarak belirtildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere eksik ve kusurlu kabul edilecek iş bedeli KDV dahil 32.270,05 TL olarak belirlenmiştir. Bu haliyle davacının asıl sözleşmeden kaynaklı kesin hakediş tutarının 784.362,58 TL olduğu, ek iş bedeli olan güvenlik kulübesi tutarı 37.725,07 TL eklendiğinde davacının toplam hakettiği bedelin 822.087,65 TL olduğu, bundan da eksik ve kusurlu olduğu anlaşılan iş bedelleri mahsup edildiğinde davacının kesin hakediş bedeli 789.817,60 TL olarak hesaplanmıştır. Hesap edilen bu hakediş bedelinden …’e yapılan 198.508,00 TL ve … adına ……’e yapılan 506.322,00 TL ödeme tutarı düşüldüğünde davacı alacağı 84.987,60 TL olarak hesaplanmış, davacı tarafça bu miktar yönünden dava ıslah edilmiş olup, asıl davada alacak talebi yönünden davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden ise, davalının gecikme zararı talebinin değerlendirilmesi; davalının davacıdan gecikme zararı alacağına hak kazanması için, davacı/yüklenici sözleşmeyle üstlendiği işlerin yapımın gecikmiş ve temerrüdü düşmüş olmalı ve bu yüzden davalı/işveren maddi zarara uğramış olmalıdır (TBK.md.118). Ancak dava konusu sözleşmede, davacı/yüklenicinin sözleşme konusu işleri teslim etmesi gereken tarihin kararlaştırılmamış olduğu gibi, davacı/yüklenicinin sözleşme konusu işlerin yapılmasında geciktiği hususu da anlaşılmamaktadır. Bu nedenle davacı/yüklenicinin sözleşme konusu işlerin yapımı ve tesliminde temerrüde düştüğü hususu anlaşılmamaktadır. Dolayısıyla da davalı/işverenin, davacı/yüklenicinin sözleşmeyle üstlendiği işlerin yapımında gecikmesinden ve temerrüdünden kaynaklanan gecikme zararı (gecikme tazminatı) alacağına (TBK.md.118) hak kazanamadığı kanaatine varılmaktadır. Kaldı ki, bir an için davacı/yüklenicinin sözleşme konusu işlerin yapımında geciktiği ve temerrüde düştüğü farz edilse bile, davalı/işverenin bu yüzden herhangi bir zarara uğradığı anlaşılmamaktadır. Davalı ne tür biri zarara uğradığını detaylı olarak açıklamadığı gibi, gecikme yüzünden zarara uğradığını ispata yönelik deliller de sunmamıştır. Bu nedenle de, davalı/işverenin, davacı/yüklenicinin sözleşmeyle üstlendiği işlerin yapımında gecikmesinden ve temerrüdünden kaynaklanan gecikme zararı (gecikme tazminatı) alacağına (TBK.md.118) hak kazanamadığı kanaatine varılmaktadır. Davalının cezai şart (gecikme cezası) talebi yönünden ise, gerek davalı gerekse davacı tarafından sunulmuş olan sözleşmede cezai şartın miktarına ilişkin kısım boş bırakılmıştır. Bu durum nedeniyle, tarafların sözleşmede cezai şart kararlaştırmadıkları kanaatine varılmaktadır. Taraflar sözleşmede cezai şart kararlaştırmadıkları için, davalının davacıdan cezai şart (gecikme cezası) alacağına hak kazanamayacağı kanaatine varılmaktadır. Kaldı ki, sözleşmede cezai şart kararlaştırıldığı farz edilse bile; işin bitirilmesi gereken tarih sözleşmede açıkça kararlaştırılmamış olduğu ve davacı/yüklenicinin temerrüde düştüğü hususu anlaşılmadığından, bu sebeple de davalının davacıdan cezai şart (gecikme cezası) alacağını hak kazanamayacağı kanaatine varılmaktadır. Sonuç itibariyle karşı davada; davalının (karşı davacının) davacıdan (karşı davalıdan) herhangi bir alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığından karşı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 84.987,60 TL alacağın, 38.472,00 TL’sine dava tarihi olan 06/09/2018 tarihinden, ıslahla arttırılan 46.515,60 TL’sine ıslah tarihi olan 28/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı davanın reddine,
Asıl dava yönünden; alınması gerekli 5.805,50 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 657,01 TL peşin harç ve 790,77 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 4.357,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Asıl dava yönünden; davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 657,01 TL peşin harç ve 790,77 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.483,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.699,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 11.848,39 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı dava yönünden; alınması gerekli 54,40 TL harçtan davalı – karşı davacı tarafça yatırılan 3.021,54 TL harcın mahsubuyla fazla alınan 2.967,14 TL harcın karar kesinleşiğinde ve istem halinde davalı – karşı davacıya iadesine,
Karşı dava yönünden; davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 20.757,88 TL ücreti vekaletin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2020

Katip …

Hakim …