Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/818 E. 2022/1101 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/818 Esas
KARAR NO : 2022/1101

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.08.2017 günü, saat 15:30 da meydana gelen trafik kazasında, …… plakalı araç sürücüsü …, Güngören ilçesi sınırları içindeki …. Mah. ….. Caddesi üzerinde seyir halindeyken karşıdan karşıya geçmeye çalışan …’ a çarparak yaralanmasına ve beden gücü kaybına uğramasına neden olduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hali hazırda kusur oranları belirlenmemiş olmakla birlikte kusur oranlarının. mahkemece görevlendirilecek – bilirkişi veya bilirkişiler tarafından belirlenmesi gerekeceğini beyan ile, davacı … 03/05/1951 d.lu olup kaza tarihinde ( 66) yaşında olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi hükmünce belirlenecek maddi tazminat ile sorumluluk ve zarar kapsamı belli olduktan sonra açıklanacak manevi tazminatın sürücü ve araç sahibi yönünden olay tarihinden; sigortacı yönünden, 2918 sayılı KTK’nun 111/2.maddesi uyarınca (Sigorta limiti aşılmamak üzere) temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birliktte ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk kurallarına göre tahsilini, davalı sürücünün taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, …… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ( Trafik ) ile sigortalı olduğundan bahisle maluliyet tazminatı talep ettiğini, davanın yetkisizlikten reddi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin talepleri tedavi gideri kapsamında olup tedavi gideri talepleri trafik sigortası yeni genel şartları gereği teminatı dışı olduğunu, davacının taleplerinin Yeni Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca teminat dışı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, 6111 sayılı yasa uyarınca Müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın tedavi gideri taleplerinin müvekkili şirket açısından reddi gerektiğini, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmeyeceğini, davacı tarafın, sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini maluliyet raporu alınmasını talep ettiklerini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, müvekkili Şirkete davadan önce başvuru yapıldığını, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda Karayolları Trafik Kanunu 96.Madde gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kaza tarihinde geçerli poliçe teminatının -330.000-TL ile sınırlı olduğunu beyan ile, yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddini, aleyhe haksız olarak açılan davanın reddini, davacı tarafın delillerinin taraflarına tebl i, SGK tarafından davacıya bağlanan gelirlerin tespitini, maluliyet oranının tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, davacının davasının ispatı halinde; müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini, saygıyla talep etmiştir.
DELİLLER : Bilirkişi incelemesi, Adli Tıp Kurumu Raporları, kaza tespit tutanağı, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortası şirketinden trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan Adli Tıp Kurumundan ve konusunda uzman bilirkişi tarafından incelemeler yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi …. tarihli raporunda: Davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermemiş, görüş alanını etkin şekilde kontrol ederek teyakkuzla seyretmeye önem ve özen göstermemiş, mevcut hızı ile mahale yaklaşmış, seyir yönüne göre sol taraftan yola giren ve seyir şeridine intikal eden davacı yayayı zamanında farkedemeyip önlemsizce çarparak sebebiyet verdiği kazada tali kusurlu görüldüğünü, davacı yaya …’ın iki yönlü taşıt trafiğine açık yola “sağ taraftan yaklaşan ve ilk geçiş hakkına sahip davalı sürücü yönetimindeki vasıtaya rağmen “kontrolsüzce ve tedbirsizce girmiş bu tavrı ile güvenliğini tehlikeye düşürmüş, yaklaşan otomobilden korunma tedbiri almamış olup otomobilin sadmesine maruz kalarak sebebiyet verdiği kazada asli kusurlu görüldüğünü, davalı sürücü …’in %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu davacı yaya …’in %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi Makine Yüksek Mühendisi …. 16/04/2021 tarihli raporunda; davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü(…… plaka sayılı araç sürücüsü) davalı …’in %30 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ın %70 oranında kusurlu olduğu, olay mahallinin yerleşim yeri olduğu, vaktin gündüz olduğu, yayanın kat ettiği mesafe, sürücü ve yayanın beyanı da dikkate alındığında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce hazırlanan ……. tarihli rapordaki kusur oranlarına uyulduğu, kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu İstanbul …… Adli Tıp İhtisas Kurulu 27/12/2021 tarihli raporunda: …… oğlu 03.05.1951 doğumlu …‘ın 10.08.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre 1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Sürekli maluliyet tazminatı, kişinin maruz kaldığı sakatlıktan dolayı, eski hayat seviyesini sağlamak amacıyla fazladan harcayacağı çabanın karşılığı olarak verilen tazminat niteliğinde olup, kişinin bulunduğu yaştan itibaren yaşayacağı tüm sürede maluliyet oranında alacağı aylık iratların peşin değeridir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; 10.08.2017 tarihinde davalı sürücü … sevk ve idaresindeki …… plakalı otomobil ile Davutpaşa istikametinden …… Caddesini takiben….. hizmet binası istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, seyir yönüne göre sol taraftan sol tarafa geçmek üzere yola giren ve seyir şeridine kadar yürüyüşünü sürdüren davacı yaya …’a çarpması sonucu davacının yaralandığı, Adli Tıp Kurumu İstanbul ….. Adli Tıp İhtisas Kurulu 27/12/2021 tarihli raporunda, davacının 10.08.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre 1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığının rapor edildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi 30/12/2019 tarihli raporu ve Bilirkişi Makine Yüksek Mühendisi …. 16/04/2021 tarihli raporunda, davalı sürücü …’in %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu davacı yaya …’in %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, alınan raporların tespit edilen maddi vaka ve kusur oranları ile uyumlu olduğu, somut davada, davacı tarafça talep edilebilecek maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin rapora mahkememizce itibar edilmiş olup, rapor ile davacının kusur oranı ve yaralanma derecesine göre talep edebileceği geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının, sürekli iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının tespit edildiği anlaşılmakla, davanın maddi tazminat talebi bakımından kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görevinin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Davacının kazadan dolayı yaşadığı üzüntü, tedavi sürecinde davacının çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de telafisi için olayın oluş şekli, tarafların tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zenginliğe veya yoksulluğa neden olamayacağı temel ilkesi, paranın satın alma gücü, davacının yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özenir kılmamalı davalı yanların ekonomik bir yıkıma sürüklenmeksizin ve sebepsiz zenginleşmeye de dikkat ve özen göstermek suretiyle davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- A- Maddi tazminat talebi bakımından ;
Davacı tarafından açılan maddi tazminat davasını kabulü ile 1,000,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı …’den kaza tarihi olan 10/08/2017 tarihinden itibaren, davalı …….’den (poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 20/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
B- Manevi tazminat talebi bakımından:
Davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kabulu ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/08/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 136,62 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 100,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.239,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-AAÜT gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 1.000,00-TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,

6-AAÜT gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 1.000,00-TL ücreti vekaletin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı..21/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır