Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/802 E. 2019/1185 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/802
KARAR NO : 2019/1185

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 19/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten …… plakalı aracı Büyükçekmece …… Noterliğinin 21/06/2011 tarih …… yevmiyem nolu araç satış sözleşmesi ile satın alındığını, araç ÖTV sinin eksik ödenmesinden kaynaklı olarak Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasından araca yakalama ve ihtiyati tedbir şerhi konulduğunu, yasal düzenlemeler neticesinden araçtaki takyidatları kaldırmak maksadıyla müvekkilinin 22/08/2017 tarihinde eksik ÖTV ye ilişkin olarak 24.219,00 TL ödemek zorunda olduğunu, müvekkilinin ödediğini ÖTV bedelini davalı şirketten şifahen talep ettiğini ancak tahsil edemeyince davalı şirket hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, ancak borçlu şirketin borca kötü niyetli olarak itiraz edip takibi durduğunu, borca itirazın mesnetsiz ve alacağın tahsilini geciktirme maksadını matuf kötü niyete dayandığını alacağın likit olduğunu belirterek davanın kabulüne, icra dairesine yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusunun Ticaret Mahkemelerinin görev kapsamına girmediğini, “Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemeleri; dava konusunun değerine veya miktarına bakılmaksızın ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli özel mahkemelerdir.” Ancak huzurda görülmekte olan davanın konusu ticari veya ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi olmadığını, ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin TTK’nın 4. maddesinde tanımlanmış olduğunu, taraflardan birinin tacir olmadığı (Davacı), diğerinin ise tacir olmakla birlikte (Davalı) araç satış işleminin ticari işletmesiyle ilgili olmadığı işbu dava konusunun, bahsi geçen hükümde yer alan tanımlamalara uymadığını, bu nedenle, davaya ilişkin görev konusunda itirazda bulunma gereğinin doğduğunu, davanın konusu gereği Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gereken bir olduğunu, davalı müvekkilinin adresinin Beylikdüzü olduğunu HMK 6/1 uyarınca genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olması sebebiyle yetkili Mahkemenin Büyükçekmece Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirket ile Davacı … arasında 21/06/2011 tarihinde, Büyükçekmece …… Noterliğinin …… yevmiye numarası ile Araç Satış Sözleşmesi (“Satış Sözleşme”) akdedildiğini ve …… plakalı, 2011 model, ….. marka araçın müvekkil Şirket tarafından davacıya satılıp teslim edildiğini, müvekkili şirketin söz konusu aracı 2011 yılında, www.,…..com adlı e-ticaret sitesinde görüp ve aracı, satılık araç ilanı koyan….. Otomotiv – ….. isimli şahıstan satın aldığını, aracın ilk sahibinin….. Otomotiv – ….. isimli şahıs olduğunu, davacının müvekkil şirketten satın aldığı aracın özel tüketim vergisini ödediğini ve ödediği tutarı geri alabilmek için Müvekkil Şirkete icra takibi başlattığını, müvekkil şirketin davacıya ödemesi gereken herhangi bir borcu bulunmadığından icra takibine itiraz edildiğini ve davacı tarafından, görülmekte olan işbu dava açıldığını, ancak müvekkili şirketin davacıya ödemesi gereken herhangi bir borç söz konusu olmadığını bu nedenlere görevsizlik ve yetkisiz kararı verilmesini, mahkeme aksi takdirde ise müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 30/09/2019 tarihli yazısı ile davacı …’ün gerçek kişi taciri işletme kaydı bulunamadığı bildirilmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünün10/10/2019 tarihli yazısında davacı …’ün ödevli 10/04/2002 tarihinde ….. San. Sit. …. Blok ….. Bayrampaşa/İstanbul adresinde işe başladığını, 30/11/2016 tarihinde işini tek ettiğini, faaliyet konusu işletme hesabı özetine tabi olduğununu belirtmiştir.
Dava; satım sözleşmesine konu aracın davalının ÖTV sini eksik ödediği iddiası ile buna ilişkin araçtaki Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasından konulmuş olan tedbirin davacı tarafından ödenmesi ve bu ödemenin davalıdan tahsili amacıyla başlatılmış olan Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davacı …’ün İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden ve İstanbul Vergi Dairesi başkanlığından edinilen bilgiler gereği tacir vasfının olmadığı bu nedenle davanın konusunun ticari davalardan olmadığı tespit olunmuştur görevli mahkemeler genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Mahkememize her ne kadar yetki itirazında da bulunulmuş olunsa da yetki itirazını değerlendirme görevi görevli mahkemede bulunduğundan bu konuda değerlendirme yapılmamış aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır