Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/800 E. 2019/1173 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/800
KARAR NO : 2019/1173

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalının, … Caddesi üzerinde otomobil alım satım (galeri) dükkanı olduğunu ve aynı zamanda ikrazatçılık yaptığını, Müvekkili şirketin, bir müteahhitlik şirketi olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bina inşa ettiğini, müvekkilinin işlerinin bozulması sonrası nakit paraya ihtiyaç duyması sebebiyle davalı ile kendisine borç vermesi hususunda görüştüğünü, müvekkilinin şirketine borç temin edebilmek için bir senet düzenlemiş ve düzenlediği senede, şirketinin yanı sıra kendi cirosunu, eşinin ve oğlunun cirosunu da yapmış senedi davalıya teslim ettiğini, davalının, senedi ele aldıktan sonra parayı verme işini sürekli ertelediğini, en sonunda da senedi Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından icra takibine koyduklarını, takibin haksız olduğunu, neticeten müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, karşılıksız senetlerin müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, kötü niyetli olarak borçlu olmayan müvekkili aleyhine icra takibi yapan davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin oto galeri işi yaptığını, müvekkilinin 2017 yılının başlarından itibaren kira getirebilecek bir işyeri arayışında olduğunu, müvekkilinin davacılardan … ile daha önceden tanışıklığı olduğunu, birkaç görüşme sonunda, müvekkili ile davacılar ile Esenyurt … parselde bulunan … nolu bağımsız bölümler ile Esenyurt …. parselde bulunan…. nolu bağımsız bölümlerin 2.000.000,00 TL. Karşılığında ( 15’er gün arayla ve 4 eşit taksitte -500.000,00 TL.- ödenmek suretiyle ) alım/satımı konusunda mutabık kaldıklarını, buna göre müvekkili 15’er gün ara ile 4 eşit taksitte ödemesini tamamlayacak, davacılar da binaya ilişkin iskan vs. işlemleri tamamlayarak 2017/Aralık ayı içerisinde tapuları devredeceğinin kararlaştırıldığını, Sonuçta, müvekkilinin,01.03.2017 tarihinde 500.000,00 TL., 15.03.2017 tarihinde 500.000,00 TL., 01.04.2017 tarihinde 500.000,00 TL., 15.04.2017 tarihinde 500.000,00 TL., nakit parayı …’ın huzurunda, Avcılar’da bulunan emlak ofisinde ödediğini, hatta ödemelerin bir kısmına ….’ da tanık olduğunu, Yapılan ödemeler karşılığında düzenlenen 4 adet senet, şirket ve davacılar tarafından imzalandığını, 2018/Ocak ayı başından itibaren tapuların devrini bekleyen müvekkilinin, tapunun devredilmeyeceğini ve dolandırıldığını anladığını, senetlerin vade tarihleri gelince bir süre daha iyi niyetle bekleyen müvekkilinin, yine davacılar tarafından oyalandığını, sürekli yeni süreler istenildiğini, Tapuların devredilmeyeceğini anlayan müvekkilinin zorunlu olarak yasal yollara başvurarak Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nde … E. sayılı takibi başlattığını, Haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli davanın reddine, Davacının haksız yere açmış olduğu bu dava nedeniyle alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davacılardan alınarak davalı müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. Numaralı dosyası, davalının yemin beyanı, tapu kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının tetkikinde; alacaklısı … tarafından 05/07/2018 tarihinde borçlular … Otomotiv İnşaat. Tic. Ltd. Şti., …, … ve … aleyhine, 01/03/2017 düzenleme 01/03/2018 vade tarihli 500.000 TL bedelli,15/03/2017 düzenleme 01/03/2018 vade tarihli 500.000 TL bedelli, 15/04/2017 düzenleme 01/03/2018 vade tarihli 500.000 TL bedelli, 01/04/2017 düzenleme 01/03/2018 vade tarihli 500.000 TL bedelli, toplamda 4 adet bonodan kaynaklı alacağının tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıların, takibe konu senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) ispat yükü başlıklı 190. maddesinde; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenleme getirilmiş iken, senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen 200. maddede;“(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. “ hükmüne yer vermiştir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, senede karşı senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnaları da HMK’nın 203. maddesinde belirtilmiştir. HMK’nın 203/1-ç maddesinde hukuki işlemlerde irade bozukluğu ve aşırı yararlanma iddialarının tanıkla ispat edilebileceği düzenlenmiştir.
Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi olarak bono, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır (6102 s. TTK m.645 ve Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s.975; Kınacıoğlu, N.: Kıymetli Evrak Hukuku, 5.b., Ankara 1999, s.247). Bononun keşidecisi bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir taahhütte bulunmaktadır. Soyutluk (mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.b., İstanbul 2001, s.25).
Bir hukuki işlemin ve bu kapsamda bir sözleşmenin kuruluşunda ortaya konulan iradelerin bozulmamış, bir diğer ifade ile fesada uğramamış olması gerekir. İradedeki bozulmanın bir türü olan, “hile”(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.(Yargıtay 1. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2015/11002 KARAR NO: 2018/10271 sayılı kararı bu yöndedir)
Aldatma fiili maddi bir vakıa niteliğindedir ve kanun koyucu, bu vakıanın senede bağlanmasının mümkün olmadığını öngörerek, ispat vasıtası olarak senet dışındaki delillere başvurulmasına cevaz vermiştir( 6100 sayılı HMK m.203/ç). Bu düzenleme, özellikle yazılı sözleşmeler bakımından, senede karşı senetle ispat kuralının (HMK m.201) önemli istisnalarından birisini oluşturmaktadır (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.II, 6.b., İstanbul 2001, s.2297; Postacıoğlu, İ.E.: Şehadetle İspat Memnuiyeti ve Hudutları, İstanbul 1952, s.208 vd.; Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku, C.II, 15.b., s.).
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında kambiyo senetleri ile bunların düzenlenmesine temel teşkil eden asıl borç ilişkisinden soyut bir borç oluşturulduğu, senedi elinde bulunduran kişinin ayrıca alt ilişkiyi ispatlamak zorunda olmadığı sonuçlarına varılmaktadır.
Davacı vekilinin, davalı asilin yemin etmesini talep ettiği, yemin metnini sunduğu, davalı asilin 05/12/2019 tarihinde yemin beyanında, “…Davacılar …, …, … yahut da … Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti. ile aramızdaki davaya konu senedin imzalanmasının borç alıp verme sebebiyle dayanmamaktadır. Şöyleki ben ben dükkan alacaktım, emlakçı bürosunda anlaşma yaptık, bana tapularımı vermedi. Teminat olarak da bana bu senetleri verdi. Benim tapularımı vermedi ve benide dolandırdı, senetlerde benim uhdemde kaldı. Aradaki ilişki tapu devrine istinaden verilen teminat senedine dayanmaktadır. Ben tapu devri için gerekli olan 2.000.000 TL yi vermiş olmama rağmen tapu devri yapılmadığından teminat olarak verilmiş olan senetleri takibe koydum. Halende devir yapılmamıştır, Davacılar …, …, … ve … Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti. ile aramızda Esenyurt …. parselde bulunan ….. nolu bağımsız bölümler ile Esenyurt …. parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölümlerin 2.000.000,00 TL. karşılığında (15’er gün arayla ve 4 eşit taksitte -500.000,00 TL.- ödenmek suretiyle) alım/satımı sebebiyle ödediğim meblağlar için senetleri davacılar imzalanmıştır. Senetler ödenmemiştir. Senette borçlu olanda davacılardır. Tamamı elden olmak üzere; 01.03.2017 tarihinde 500.000,00 TL., 15.03.2017 tarihinde 500.000,00 TL., 01.04.2017 tarihinde 500.000,00 TL., 15.04.2017 tarihinde 500.000,00 TL., nakit parayı davacılardan …, …, … yahut da … Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti.’ne elden ve nakten ödediğime yemin ederim benim alacağım vardır, ben ödediğim halde tapularımı alamadım…” şeklinde yemin etmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğundan yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacının son delil olarak yemin deliline başvurması üzerine davalı asilinde söz konusu senedin teminat senedi olduğunu ve davacıdan alacaklı bulunduğuna ilişkin yemini ve yeminden sonra delil toplanılmasına gidilemeyeceğinden subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, davalının talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatı yasal koşulları oluşmadığından bu talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan 35,90 TL peşin harç, 35,611,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 35.602,50 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacılara iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacılara iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 80.200,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, davacı vekili, davalı asil ve vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)