Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/721 E. 2019/1154 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/721
KARAR NO : 2019/1154

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davacının tekstil sektöründe iştigal ettiği, davalının ise tekstil sektörüne esas ürünleri davacıdan satın aldığını, aralarında bir alım-satım sözleşmesinin kurulmuş olduğunu, davacının ürünleri teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasına rağmen davalı tarafın ücret ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebi ile davacı- alacaklının, davalı-borçludan alacaklı olduğunu, davacının, alacağını tahsil amacıyla davalı-borçlu aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borçluya ödeme emrine ek olarak cari hesaba dayanak faturanın da gönderildiği, ancak davalının herhangi bir borcunun bulunmadığına dair itiraz ettiğini, oysa dosya kapsamında alacağa dayanak belgelerin yanı sıra taraflar arasında borcun miktarı ve varlığı konusunda mail yoluyla mutabakata varıldığını, borçlunun bu itirazının iptali gerektiğini, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişki ve bunun sonucu doğan borcun ticari kayıtlarda yer aldığı, inceleme neticesinde iddialarının ispat edilebileceği, Faturaya dayalı alacak likit olduğundan, hükmedilen miktar üzerinden davacı lehine %20 den az olmamak koşuluyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tüm bu nedenlerle davalı tarafın haksız itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalının müşterilerinden üstlendiği dikim işleri bakımından davacıdan aksesuar işleme ve dikim hizmetleri aldığını, ağırlıklı olarak dava dışı müşterisi …… Mağazacılıksan aldığı konfeksiyon dikim siparişlerinde kullanmak üzere davacı …..Tekstil’den aksesuarlar bakımından hizmet aldığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, dikim işlerine konu yarı mamul ürünlerin kendilerine tesliminden sonra ürünlerdeki kayıp, hasar ve zararlardan alt yüklenici konumundaki davacının mesul tutulduğunu, taraflar arasında bu çerçevede çizilen ticari ilişki kapsamında; 05.03.2018 tarihli e-posta ve ekindeki “aksesuar satın alma sözleşme formu” ile iletilen ….. numaralı siparişlerde ….. model …… ürününde …. aplike aksesuar işlemi istenildiğini, 06.03.2018 tarihli e-posta ve ekindeki “aksesuar satın alma sözleşme formu” ile iletilen ….. numaralı siparişte de …. , model …… ürününde taşlı şerit aksesuar işlemi talep edildiğini, …..model ürünlerin teslimi için belirlenen tarihler siyah renk için 19.03.2018 ve diğer renkler için 30.03.2018 iken, …. modeli için belirlenen termin tarihinin 30.03.2018 olduğunu, Belirlenen teslim tarihine karşın, ….. model ürünlerin davalıya 02.04.2018 tarihinde teslim edildiğini, ancak ürünlerin renklerinin siparişe uygun olmaması nedeniyle, davalının müşterisi …… Mağazacılık tarafından onaylanmadığını, Ürünlerin tamirinin mümkün olmadığından, davalı davacıdan ürünlerin aksesuar işlerinin yeniden yapılmasını talep ettiğini, davacının ürünlerin yeniden imalatı için renk garantisi vermediğini, bunun üzerine davalının başka bir tedarikçiden ürün aldığını, …. modelinde ise teslimin, bir ayı geçen gecikme sonrası 10.05.2018 tarihinde tamamlandığını, Söz konusu gecikme ve sipariş uyumsuzlukları dolayısıyla oluşan zararların, …. Mağazacılık tarafından davalı ….. San. ve dış Tic. Ltd. Şti’ne yapılan ödemelere yansıtıldığını, Gerek taraflar arasındaki sözleşme, gerek sipariş formlarında belirtilen gecikme bedelleri, gerekse de ticaret hukuku mevzuatı çerçevesinde davalının davacı …..Tekstil’in kusuruna dayalı olarak yaşanan gecikmeler nedeniyle oluşan maliyetleri ….. Tekstil’e yansıtma hakkının bulunduğunu, davacının bu aşamada ürünlere ilişkin faturaları icra takibine konu ettiğini, davalının da cezai şart ve gecikme bedeline istinaden reklamasyona dayalı alacakları nedeniyle icra takibine itiraz ettiğini, bu tutarlara yönelik olarak huzurdaki davayla birleştirme talebiyle ayrı bir davanın ikame edileceği, bu konudaki tüm talep haklarını saklı tuttuklarını, tüm bu nedenlerle, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı, cari hesap ektresi, fatura suretleri, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Celp edilen Bakırköy…. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacı-Alacaklı …nin, davalı-borçlu … aleyhine 25.05.2018 tarihinde takip başlatıldığı, Takip talebinde alacağın sebebi olarak cari hesap alacağı gösterildiği, ödeme Emrinin davalı borçluya 19.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, Davalı-borçlu 25.06.2019 tarihinde takibe itiraz etmiş yapılan itiraz sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında 19/06/2019 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Denetime elverişli ve itibar edilen bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibaret olup, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve neticesinde alınan bilirkişi raporu ve diğer bilgi ve belgelere binaen; mahkememizin 21/03/2019 tarihli ara kararı ile tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, verilen ara kararın taraflara tebliğe çıktığı, incelemeye ilişkin tebligatın davalı tarafa 29/03/2019 tarihinde usulüne uygun olarak yapılmasına rağmen defterlerini sunmadığı anlaşılmıştır.
Genel Olarak; Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Davacı dava dilekçesinde deliller kısmının 3 nolu bölümünde davalı tarafın ticari defterlerine de delil olarak dayanmıştır.
HMK. Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın m. 64. uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4)
Bu durumda, davalı vekiline, müvekkilinin ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi, aksi halde HMK’nın 220 ve 222/5. maddeleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmiş, ibraz edilmesi halinde bu defter ve belgeler üzerinde de inceleme yapılması; ihtarlı tebligata rağmen defterlerin ibraz edilmediği, yerinde inceleme talep edildiği, mahkememizce yerinde inceleme talebinin kabul edildiği ancak davalı tarafın bu konu beyanda bulunulmadığı ve inceleme için gerekli ortamın sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalının tebligata rağmen inceleme gün ve saattinden hazır olmadığı, ticari defter ve belge sunmadığı, yerinde inceleme talep ettiği, yerinde inceleme talebinin mahkememizce kabul edildiği, ancak yerinde inceleme için bilirkişi ile irtibata geçilmediği, inceleme için gün belirlenmediğinin bilirkişi tarafından bildirilmiş olduğu anlaşıldığından davalının itirazları mahkememizce kabul görülmemiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve neticesinde alınan bilirkişi raporu ve diğer bilgi ve belgelere binaen; davacı şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiği, davalıya tekstil sektörüne esas ürünleri sattığı anlaşılmaktadır. Davanın, davacının 82.523,04 TL tutarındaki faturaların tahsili için davalı aleyhine yürüttüğü icra takibine yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının davaya konu yılları ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; Davacı-Alacaklı şirketin muavin defterlerinde …. sayılı fatura numarası ile davalıya tekstil ürünü satmak suretiyle 12.595,26 TL borç kaydedilerek 82.523,04 TL borç hesap bakiyesiyle kayıtlı olduğu, bu kayıttan sonra davacı-alacaklı tarafından davalı-borçluya yapılmış herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalı-borçlu şirketin defter ve belgelerinin ibrazı hususunda çıkartılan ihtaratlı tebligata rağmen defterlerini sunmadığı gibi yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmasına rağmen bu konu beyanda bulunulmadığı, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, neticeten davacının davalıdan 82.523,04 TLalacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş olup, faturaya dayalı alacağın likid olması karşısında davacı lehine ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesi uygun görülmüş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile Bakırköy ….. İcra Müd. ….. esas sayılı dosasındaki yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, 82.523,04 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 5.637,15 TL harçtan peşin alınan 996,63 TL harcın mahsubu ile eksik 4.640,52 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 969,60 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 1.037,73 TL ki toplam 2.007,33 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.351,84 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2019

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)