Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/713 E. 2020/142 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/713
KARAR NO : 2020/142

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 26/02/2020
Mahkememizden verilen 15/01/2018 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ….Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılmasına, dosyanın gönderilmesine karar verilmekle, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; kayıp kaçak enerji bedeli, dağıtım, sayaç okunma bedeli ile iletim bedelinin ve benzer adlar altında müvekkilinden tahsil edilen bedellerin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket nezdindeki elektrik aboneliğine ilişkin olarak huzurdaki davayı açmış olup, 2012-2014 dönemindeki kendisinden tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim ve sayaç okuma “bedellerinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili şirketten tahsilini talep ettiğini, dava yetkisiz mahkemede açılmış olmakla, yetkiye itiraz ettiklerini, davanın …. Elektrik Dağıtım A.Ş.ye ihbarını talep ettiklerini, dava belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını ve davacı kayıp kaçak bedeli ödediğine dair herhangi bir delil sunmadığını, davacı taraf tacir olmakla, dava konusu ettiği her belgeyi delil olarak sunmakla yükümlü olduğunu, müvekkil şirket elektrik dağıtım şirketi olmayıp, özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp -kaçak, dağıtım ve iletim bedelleri mevzuat gereğince ve kapsamında tahsil edilmekte olup, keyfi bir uygulama olmadığını, davacının dayanak yaptığı kararlar, kanun maddesi olmadığı gibi içtihadı birleştirici bir niteliği de haiz olmadığını ileri sürerek, davaya katılması amacıyla asıl muhatap …. Elektrik Dağıtım A.Ş.ye davanın ihbar olunmasını, haksız ve dayanaktan yoksun davanın esastan reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … Eğitim Dağıtım A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; hukuki dayanaktan yoksun dava ile usul ve yasaya aykırı ihbarın taraflarınca kabul edilmesi mümkün olmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddini, taraflar karşılıklı olarak bu şartları kabul ettiklerini ve sözleşmeyi akdettiklerini, davacının sözleşme ile uymayı kabul ettiği mevzuat gereğince alınan bu bedellerin iadesi için sonradan açtığı dava başta bu sözleşmeye aykırı olduğunu, mahkemeler tarafından mevzuata rağmen verilen ve elektrik dağıtım ve perakende satış hizmetini sürdürülemez hale getirebilecek olan kararların verilmeye devam edilmesinin önlenmesi amaçlandığını, dava konusu bedellerin kendilerinden tahsil edildiğini iddia eden davacı taraf söz konusu bedelleri içeren faturaları ödendiğini, (iddia edilen tüm dönemlere ilişkin olmak üzere )ispat etmesi gerektiğini, 6446 sayılı kanunun öngördüğü tarifelerin hüküm ve şartlarını lisans sahibi uygulamak, tüketiciler de tarifede öngörülen bedelleri ödemek zorunda olduğunu, davacı açısından bu uygulamanın dışına çıkabilmesi mümkün olmadğını ileri sürerek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karara karşı davala vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas …. Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmekle, dosya yeni esasa kaydedilmiş ve geri gönderme kararı uyarıca taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre: Yargıtay 3. H.D.’nin 2018/3777 E. – 2019/9743 K. Sayılı ilamında açıklandığı üzere; “Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın “Vergi Ödevi” başlıklı 73 üncü maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli uygulamasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kararları ve tebliğleri ile belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nın Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26 ncı maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17 nci maddesinde yapılan değişiklikler ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedel konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirilmiş; hem de geçici 20 nci maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Bu aşamada, davanın konusuz kalması hakkında genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.
Bu noktada, mahkemece; HMK’nın 331 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, konusuz kalan dava hakkında yargılamaya devam edilerek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğu tespit edilmeli ve o tarafın yargılama giderlerine (bu bağlamda vekalet ücretine de) mahkum edilmesi gerekir.
Eldeki davada; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir.
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” Somut olayda, ilgili yasal mevzuat, Yargıtay ilamları dikkate alınarak, yasa değişikliği nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 85,39 TL harcın mahsubuyla bakiye 30,99 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça toplam posta / tebligat / harç gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 110,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 3.400 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır