Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/71 E. 2019/54 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/71
KARAR NO : 2019/54

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi ……. VE TİC. LTD. ŞTİ. olan …. Bankası …..Şubesi’nin….. nolu hesabına ait ….. seri nolu, 18.10.2013 keşide tarihli, 75.000,00-TL bedelli bir adet çek ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini çek ödeme gününde takas yoluyla bankaya ibraz edilip ve karşılıksız olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı bankaya başvurarak 3167 sayılı yasa gereğince davalı bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın (1.045-TL) kendisine ödenmesini talep etmişse de davalı banka ödemeden imtina ettiğini, bunun üzerine, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ancak davalı banka haksız olarak takibe ve borca itiraz ederek dosyayı durduğunu, davalı bankanın hiçbir haklı sebep olmaksızın yasa gereği ödemesi gereken tutarı müvekkile ödemediğini bu sebeple davalı bankanın haksız ve kötü niyetli icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı …. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 02/05/2012 tarihli ve 28/12/2012 tarihli….. Bankası A.Ş. Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, …….. ve Tic. Ltd.’nin imza yetkilisi ….. olup dilekçelerinin ekinde bu şahsın müvekkili bankaya sunmuş olduğu imza örneklerini dosyaya sunduklarını davaya konu icra takibinde davacı tarafın bahsettiği 18.10.2013 tarihli…. Bankası …..Şubesi ….. çek numaralı çekteki keşideci imzası müvekkil bankadaki …….. ve Tic. Ltd.’nin imza yetkilisi …..’ın imza örnekleri ile kesinlikle örtüşmediğini bu durum grafolojik inceleme yapılmaksızın ve uzman olmaya gerek dahi duyulmadan açık bir şekilde görülebileceğini anılan çekin arkası takasta imza kontrolü yapılmadığından “çekteki keşideci imzası örtüşmediğinden ödeme yapılmamıştır” şerhi koyulamadığını, 21/10/2013 tarihinde çekin karşılığı olmadığından arkası yazıldığını, çekteki keşideci imzasının, müvekkil bankadaki imzalarla kesinlikle benzeşmediğini, müvekkili banka çalışanlarının çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülükleri olduğundan ve imza kontrolü yapılmaması halinde T.T.K. madde 812 gereği müvekkilinin sorumluluğu doğacağından (MADDE 812- (1) Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur) davacıya ödeme yapılmadığını. Kaldı ki, davacı tarafın çeki takibe koyup alacağını tahsil edip etmediği, bu bağlamda zararının doğup doğmadığı da bilinmediğini bu sebeplerden dolayı müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 5441 sayılı kanun hükmü gereğince davalı bankanın karşılıksız çıkan çeklerden dolayı ödemekle yükümlü olduğu tutarın tazmini talebiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 1.045,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
5941 sayılı Çek Kanunun 3. maddesi uyarınca; karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir.”Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
Muhatap banka, ibraz edilen düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a-) Karşılığının hiç bulunmaması halinde , çek bedeli bin türk lirası veya üzerinde ise bin türk lirası; çek bedeli bin türk lirasının altında ise çek bedelini
b-) Karşılığının kısmen bulunması halinde, çek bedeli bin türk lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığı bin türk lirasına tamamlayacak bir miktarı; çek bedeli bin Türk lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığa ilave olarak bin Türk lirasını,
ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.
Aynı Kanunun 7. maddesinde belirtildiği üzere; Banka; çekin karşılığının hesapta bulunmasına rağmen hamiline ödemekten geciktirilmesi, kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi hallerinde, çek hamiline her geçen gün için binde üç gecikme cezası öder.Bu hallerde 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanun hükümleri uygulanmaz.
Ayrıca çeklerin takas odaları aracılığıyla ibraz edilmesi muhatap bankanın sorumluluk tutarını ortadan kaldırmaz.
Bu bağlamda bankanın gerekli basiret ve itinayı gösterip göstermediği belirlenmeli, davacının uğradığı zararda bankaya bir kusur atfedilip atfedilemeyeceği, BK’nun 44. maddesi uyarınca davacının müterafik kusurlu sayılıp sayılmayacağı hususları tartışılması gerekmektedir.
Bilindiği üzere TTK 18/2 uyarınca her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.Basiretli iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işketmesiyle ilgili faaliyetlerinde kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu vurgulanmaktadır. Çeki ödeyen banka (tacir), ödeme sırasında çeki dikkatlice incelemeli, çekte tahrifat yapılmış olduğu kuşkusunu uyandıran haller var ise, durumu uzman kişilere inceletmeli ve gerektiğinde keşideci ile temasa geçerek alacağı cevaba göre hareket etmelidir.
Davalı, ibraz edilen çeklerdeki keşideci imzasıyla bankadaki bulunan kayıtlardaki keşideci imzasının birbirini tutmadığından sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur. Davalı çeklerdeki imzanın keşideciye ait olmadığını savunmuş ise de bu imzanın gerçekte keşideciye ait olmadığının ispat külfeti davacıya ait olmayıp, bizzat davalı banka üzerindedir.
Somut olayda, her ne kadar muhatap bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmakta ise de basiretli bir tacir gibi objektif özen yükümlülüğü altında bulunan bankaların sadece çıplak gözle yapılan incelemeyle yetinmemesi gerektiği, konusunda uzman ehil kişilere bu hususta bir teknik inceleme yaptırması, gerekirse keşideci ile irtibata geçmesi gerektiği, basiretli bir iş adamı gibi davranan bankaların düşüncesizliği veya deneyimsizliğinin söz konusu olamayacağından, Prof Dr. ….’ın ticari işletme hukuku adlı eserinde de belirttiği üzere ” tacir olmanın nimetlerinden faydalanan bankaların külfetlerine de katlanması gerektiği” tüm bu açıklamalar ışığında tarafların iddia ve beyanları,celp edilen belge ve deliller doğrultusunda gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalı bankanın kusurlu olduğu, davaya konu çekin süresinde ibraz edilip karşılığının çıkmadığı, buna göre her bir çek yaprağı için çek karnesi vermiş olan davalı bankanın 5941 sayılı Kanunu’n 3.maddesi gereğince asgari ödeme sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 1.045,00 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz oranı uygulanmasına,
2-Asıl alacağın %20 si üzerinden hesap edilen 209.00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 71,38 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,48 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 74,00 TL. (posta, tebligat vs.) yargılama gideri ile toplam harç gideri 77,00 TL ki toplam 151,00 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 1.045,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; alacak miktarı İstinaf/Kesinlik sınırının altında kaldığından HMK. 362 maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/01/2019

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır