Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/695 E. 2022/1136 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/695 Esas
KARAR NO : 2022/1136

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … davalılardan ….. Otomotiv AŞ adına kayıtlı …… plaka sayılı araç ile …. yolu caddesi üzerinde 3 sayılı yerde bulunan ….. Lisesi önündeki …. yolu sokağına kontrolsüz ve süratlı bir şekilde dönerken aynı cadde üzerinde ikamet ettiği 5 sayılı yerdeki evine yaya halinde yürümekte olan müvekkili …’e çarptığını, çarpmanın şiddeti ile müvekkilinin sol kulağında ve başının sol tarafında şiddetli kanama olduğunu, ambulansla hastaneye kaldırılarak yatışının yapıldığını, epidural kanamadan şiddetli baş ağrısı yaşadığını, taburcu oluncaya kadar yatağından kalkamadığını, refakatçi olmaksızın ihtiyaçlarını karşılayamadığını, hafıza kaybı yaşadığını, 20/07/2017 tarihinde taburcu olmuş ise ede evde de bir süre yatak istirahati yapmak zorunda kaldığını, hayatın olağan eylemlerini yaşamaktan mahrum kaldığını, kazanın meydana geldiğinde müvekkilinin stajyer avukat olduğunu, 22/03/2018 den beri avukat olduğunu yaşamış olduğu kaza sebebiyle uzun süre iş ve güçten kaldığını, trafik zabıtasınca düzenlenen 05/07/2018 tarihli kaza tespit tutanağında davalı …’in KTK 53/1-6 sola dönüş kurallarına riayet etmediğinin belirtildiğini, keşif yapılarak davalının kusurlu olduğunun tespit edileceği, Sürücü …’in kullandığı aracın maliki bulunan davalı … AŞ nin KTK 85.maddesi gereğince müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, 5.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın … ve davalı … AŞ den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, davacı yanın soyut ve dayanaksız iddialarının kabulü mümkün olmadığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kazanın davacının kontrolsüz ve dengesiz bir şekilde yola fırlaması sonucunda meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsünün hız sınırı kurallarına uygun bir şekilde hareket ettiğini, ancak bütün çabasına rağmen kazanın oluşumunu engelleyemediğini, azada kusur durumunun tespiti için dosyanın bu konuda uzman öğretim görevlilerinden oluşacak bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesini talep ettiklerini, davacıların Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi özel kanunlarına göre müvekkil şirket …… Sigortaya rücu imkanı doğmaktadır. …… Sigortanın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, dolayısıyla davacının Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlarda açıkça sağlık gideri teminatı kapsamındaki zararlar Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, sigorta şirketlerinin sorumluluğunun sona erdiğinin belirtildiğini, dolayısıyla davacının talep ettiği tedavi gideri taleplerinin reddini talep ettiklerini, ZMM Genel Şartları B.2. Maddesi gereği müvekkil şirket tarafından talep edilen ve ilgili genel şart hükmünde sayılan belgelerin sunulması, temerrüdün gerçekleşmesi için zorunludur. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B.2. Madde gereği müvekkil şirket temerrüde düşürülmemiştir. Hesaplanması mümkün olmayan bir tazminat nedeniyle temerrüt söz konusu olamayacağından; temerrüt tarihi olarak Sayın Mahkemece hesaba esas tüm evrakların tarafımıza tebliğ edileceği (maluliyet raporu ve kusur raporu dahil) tarihin belirlenmesi gerekmektedir. Bu durum karşısında müvekkilin temerrüdü gerçekleşmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ cevap dilekçesinde özetle: davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın aracın maliki ve işleteni olmamız sebebiyle müvekkilimiz davalının sorumluğu olduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin uzun dönem araç kiralama şirketi olduğu 12/06/2017 tarihinde imzalanan kiralama kontratı ile …. Otomotiv İnşaat Turz. Tic.ve San. Ltd. Şti.’ne kiralandığını, davaya konu aracın kiracı firmanın fiili hakimiyetinde olduğunu, işleten sıfatının aracın zilyedi olan ve aracı tereddütsüz fiili hakimiyetinde bulunduran kiracıya ait olduğunu, müvekkili şirket açısından haksız fiil sorumluluğunun şartları gerçekleşmediğinden müvekkili şirketin haksız fiil neticesinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, bu nedenlerle haksız davanın müvekkili şirket açısından husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : bilirkişi incelemeleri, ATK raporları, , tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 05/07/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle davacının maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti Makine Mühendisi …, Trafik Teknik Uzmanı …. 21/06/2019 tarihli raporunda; Davalı … SİGORTA ŞİRKETİ tarafından sigortalı, olay tarihinde davalı … adına tescil kaydına sahip …. plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı … bu trafik kazasının oluşumunda % 100 (YÜZDE YÜZ) ORANINDA ASLİ DERECEDE TAM KUSURLU olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, Davacı yaya … kendisinin yaralandığı bu trafik kazasının hazırlanması ve oluşumunda ATFA KABİL BİR KUSURUNUN BULUNMADIĞI görüş ve kanaatine varılmıştır. Dosya tetkiki ve olay mahallinin keşif esnasında tarafımızdan incelenmesi doğrultusunda anlaşılmıştır. Bu kazanın oluşumunda başkaca bir unsur görülmediği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi Tazminat Hesap Uzmanı ….. tarihli raporunda; 05.07.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücünün %100 kusuru ile yaralanan ve geçici iş göremezlik süresi 9 ay olan davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 13.232,70 TL. olduğuna, Adli Tıp Kurulu İkinci İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 29.04.2020 tarih ve 5652 karar sayılı raporda davacı …’in 15.07.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30.03.2013 tarih ve 28.603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, dolayısıyla kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu ve yine Adli Tıp Kurulu İkinci İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 27.01.2021 tarihli 1111 karar nolu raporda davacı …’in 5.07.2017 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasına bağlı geçen yaralanmasının 11.10.2008 tarihli 27021 sayılı gazetede Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı belirtilmiş olmakla sürekli iş göremezlik tazminat hesaplanmadığına, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin gerekliliğinin ve ibraz olunan fatura bedellerinin kadri maruf olup olmadığının Yargıtay kararları doğrultusunda uzman doktor tarafından tespiti ve hesaplanması gerektiğinden tedavi giderlerinin hesaplanmadığına dair iş bu rapor saygı ile sunulur.
Bilirkişi Tazminat Hesap Uzmanı ……. 17/05/2022 tarihli ek raporunda; Taraf vekillerinin kök rapora itirazları yukarıda değerlendirilmiş olup, itirazlar sebebiyle kök raporda herhangi bir değişiklik yapılamadığına, sürecin uzamaması için ikinci seçenek olarak sosyal mali durum araştırmasına verilen cevapda yer alan ücret üzerinden hesaplama yapıldığına, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğuna, sosyal mali durum araştırmasına verilen 09.10.2018 tarihli cevapta yer alan ücret (4.000 TL) üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacı için 37.70100 TL geçici iş göremezlik tazminat hesaplandığı sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu 29/04/2020 tarihli raporunda; ….. oğlu, 27/03/1992 doğumlu, …’in 05/07/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olduğunu bildirmiştir.
6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde;”Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. ” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Davalı … cevap dilekçesinde, dava konusu aracın dava dışı 12/06/2017 tarihinde imzalanan kiralama kontratı ile …… Otomotiv İnşaat Turz. Tic.ve San. Ltd. Şti.’ne kiralandığını ve kazanın dava dışı şirket nezdinde meydana geldiğini ve davacının meydana gelen kaza sebebiyle yaptığı ödemeyi işleten sıfatı bulunmadığından kendisine rücu edemeyeceği savunmasında bulunmuş olup bu doğrultuda mahkememizce yapılan değerlendirilmede; işletenin kira ilişkisi olması halinde; sigorta tarafından ödenen bedelden kayıt maliki mi kiracı mı sorumlu olacaktır? bu konuda öğreti ve Yüksek Yargıtay uygulamalarına baktığımızda kiracının işleten kabul edilebilmesi bir takım şartların varlığına bağlıdır, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet olması, ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması şartları aranmaktadır, ( Yargıtay HGK’nın 06/03/2002 tarih, 2002/11-71 E, 2002/141 K sayılı ve 24/03/2004 tarih, 2004/10-165 E, 2004/171 K sayılı kararlarında ilke olarak; sicilde malik görünen kişi karine olarak aracın işleteni sayılmaktadır, bunun sebebi trafik kazasından sorumlu olan şahsın kolayca belirlenmesi ve zarar görenin zararının en kısa sürede giderilmesini sağlamaktır. Belirtmek gerekir ki sicilde malik görünen kişi her zaman aracın işleteni olmayabilir bu durumda araç sahibi aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığı, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilir) uzun süreli kira sözleşmesinin ne kadar sürede uzun süreli kira sözleşmesi olacağı konusunda “öğreti ve Yargıtay Kararlarında da yeknesaklık yoktur, doktrin üç günden fazla süreli kiraları uzun süreli sayabilir, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 7 günlük kira sözleşmesinin uzun süreli olmayacağını kabul etmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 30 ar günlük süreler ile kiracıların işleten olduğunu kabul etmiş, diğer dairelerde bu dairenin daha uzun süre olması gerektiği görüşü vardır, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 3 aylık kira sözleşmesi ile aracı devreden kişinin işleten olduğunu kabul etmiştir, Yargıtay 17. HD’nin üç aylık kiralamanın uzun süreli olabileceği yönünde karar vermiştir, Yargıtay 1 yıl süreli kira sözleşmelerinin uzun süreli olduğunda tereddüt etmemektedir.” “Yargıtay uzun süreli kira sözleşmesinin işleten sıfatını devredebilmesi için 3. Kişileri bağlayabilecek biçimde güçlü kanıtlara bağlanmasını aramaktadır, bu nedenle sözleşmenin noterde yapılması veya adi sözleşme ise diğer bir takım deliller ile desteklenmiş olmasını aramaktadır.” (KTK’ya Göre Hukuki Sorumluluk Tazminat Sigorta ve Rücu Yayınları 9. Baskı Hasan Tahsin Gökcan kitabından sayfa 40-42 arasından alınmış bilgidir). Mevzuat gereği motorlu araçlar tescile tabidir, bu durumda kaydi malik işleten konusunda kesin bir karine değilse de onun kim olduğunu tespit eden güçlü bir kanıttır, diğer taraftan kaydi malik mutlak işleten değildir, kaydi malik olmasa bile üçüncü kişiler işleten olabilir, zira bu durumu engelleyici amir bir yasal düzenleme yoktur, kira sözleşmesinin 3. Kişiler yönünden hukuki sonuç doğurması için resmi şekilde yapılması gerektiği yönünde Yüksek Yargıtay Kararları da vardır, tüm bu açıklamalar ışığında bir kuşku olması halinde kaydi malikin işleten olduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olay bakımından, davacıya sigortalı olan ve davalı adına kayıtlı olan aracın dava dışı …. Otomotiv İnşaat Turz. Tic.ve San. Ltd. Şti.’ne uzun süreli olarak kiraya verildiği, dosya kapsamına sunulan kira sözleşmesi ile sabit görülerek davacının işleten sıfatı bulunmayan davalıya karşı açtığı tazminat davasının pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen;05.07.2017 günü saat 12.00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki …… plaka sayılı aracıyla …. yolunda kontrolsüz bir şekilde sola dönüş yaparak …. yolu istikametine gitmek istediği esnada da aracının sağ ön kısımlarıyla yaya olarak ….. yolundan No:3 istikametine karşıdan karşıya geçmeye geçmek isteyen davacının yaralandığı, Makine Mühendisi …., Trafik Teknik Uzmanı …. tarafından tanzim edilen 21/06/2019 tarihli raporda; davalı … Sigorta Şirketi tarafından sigortalı, olay tarihinde davalı … adına tescil kaydına sahip ….. plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı … bu trafik kazasının oluşumunda % 100 (yüzde yüz) oranında asli derecede tam kusurlu olduğu, davacı yaya …’in kazının oluşumunda atfa kabil bir kusurunun bulunmadığının rapor edildiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulu 29/04/2020 tarihli raporunda; davacının 05/07/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığının rapor edildiği, alınan raporların tespit edilen maddi vaka ve kusur oranları ile uyumlu olduğu, somut davada, davacı tarafça talep edilebilecek maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin rapora mahkememizce itibar edilmiş olup, rapor ile davacının kusur oranı ve yaralanma derecesine göre talep edebileceği geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının tespit edildiği, davacı tarafından tedavi giderlerinin ispat edilemediği anlaşılmakla, davanın maddi tazminat talebi bakımından kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görevinin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Davacının kazadan dolayı yaşadığı üzüntü, tedavi sürecinde davacının çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de telafisi için olayın oluş şekli, tarafların tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zenginliğe veya yoksulluğa neden olamayacağı temel ilkesi, paranın satın alma gücü, davacının yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özenir kılmamalı davalı yanların ekonomik bir yıkıma sürüklenmeksizin ve sebepsiz zenginleşmeye de dikkat ve özen göstermek suretiyle davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının geçici işgöremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 13.232,70 TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 19/07/2018 tarihinden itibaren sigorta poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olarak, davalı …’den kaza tarihi olan 05/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle sorumlu olmak üzere müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının tedavi giderlerine yönelik tazminat talebinin reddine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davalı ….. Yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
6-Alınması gerekli 1.587,03 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 187,86 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.399,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 187,86 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 223,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.727,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.574,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-AAÜT gereğince, kabul edilen maddi tazminat bakımından hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine
10-AAÜT gereğince reddedilen maddi tazminat üzerinden hesap edilen 750,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı … Şirketine verilmesine,
11-AAÜT gereğince reddedilen maddi tazminat üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
12-AAÜT gereğince kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine
13-AAÜT gereğince reddedilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
14-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde diğer tarafların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır