Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/686 E. 2022/657 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/686
KARAR NO : 2022/657

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalılardan alacağın tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasından icra takibinin başlatıldığı, takibe her iki davalı/borçlu tarafından itiraz edildiği,
davalı Tasfiye Halinde …. A.Ş., itiraz dilekçesinde her ne kadar
davacı alacağını diğer davalı/borçluya temlik ettiğini belirterek husumet itirazında bulunmuşsa da taraflar arasında akdedilen temlik sözleşmesinin muvazaaya dayanmakta olduğu, zira bahsi geçen temlik sözleşmesinin bir numaralı firmanın tasfiyesi amaçlanarak yapıldığı, başka bir ifade ile bir numaralı davalı bir an önce tasfiyesini sağlamak amacıyla diğer davalı ….. Organizasyonu ve Pazarlama Ticaret A.Ş.’yi paravan şirket olarak kullandığı, bu suretle uhdesinde bulunan bir çok borcunu kağıt üzerinde diğer davalıya temlik etmiş olduğu,
her iki davalı/borçlu arasında fiili, hukuki ve organik bağ bulunduğu, her iki davalının eski tarihlerde kullandığı unvanların aynı olduğu, faaliyet adreslerinin bir dönem aynı olduğu, davacının alacağının likit olduğu ve davalıların itirazlarının haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalıların icra dosyasına haksız itirazlarının iptaline, davalıların itirazlarının haksız olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görev yönünden reddi gerektiği, huzurdaki davada davacı yanın tacir olmaması uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olmadığı, TTK Hükümleri gereğince bir davanın ticari dava sayılarak Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiğinin kabulü için dava konusu tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerektiği ya da TTK’de düzenlenen hususlara ilişkin bir ihtilafa ya da 6102 sayılı yasanın 4. Maddesinde yazılı kanunlardaki zikredilen işlere ilişkin olması gerektiği, ayrıca dava konusu uyuşmazlıkta TTK’de düzenlenen bir hususa ya da 4. maddede yazılı işlere ilişkin olmayıp diğer davalı ……. Day. Tüketim Mal. Paz. Ve Tic. A.Ş. ile davacı arasında yapılan alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı tarafça davanın dayanağı olarak gösterdiği “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” incelendiğinde söz konusu sözleşmenin taraflarının “Temlik Alan” sıfatıyla ……. Satış Organizasyon ve Paz. Tic. A.Ş. ile muhatap sıfatıyla davacının olduğu, Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş.’nin sözleşmenin tarafı olmadığı, dolayısıyla iş bu sözleşmenin ifa edilmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, sözleşmenin tarafı olmayan….. şirketine veya şirket yetkililerine husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davacı tarafın sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasında bulunmuş ise de davacı tarafın muvazaa kapsamındaki iddiasının sözleşmenin imzalanmış tarihinden yaklaşık iki yıl sonra ileri sürdüğü, bir an için bir irade sakatlığı mevcut olduğu kabul edilirse dahi bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmenin fesih yoluna gidilmediği, davacının davalı şirketteki hesaplarını diğer davalıya temlik ettikten sonra temlik alan ……. Satış Org. Ve Paz. Tic.A.Ş. ile temlik edilen alacağın ödenmesi hususunda kendi aralarında “alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat” sözleşmesi yaptıkları, davalı Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş.’nin söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığından anılan sözleşmenin ifa edilmesinden yada eksik ifasından kaynaklanacak uyuşmazlıklarda sorumlu tutulmasının hukuki dayanağının olmadığı, davacı tarafın alacağını 3. Kişiye devir ve temlik ederek davalı şirket…..’tan hiçbir alacağının kalmadığını beyan etmiş olduğu, bir an için sözleşmenin geçersiz olduğu kabul edilse dahi, davacının kesinleşmiş muaccel bir alacağı bulunmadığından tasfiye sonuçlanmadan alacak talep edilmesi mümkün olmadığından davanın bu yönden de reddi gerektiği, davalı kurumun tasfiye işlemlerine başladığı, tasfiyenin ilk üç sırasında yer alan Kamu Alacakları, Personel Alacakları ile Cari Hesap Sahiplerinin alacaklarını ödediği, halen tasfiye sıralamasının 4. Sırasında yer alan Kar ve Zarara Katılım Hesabı sahiplerine meblağ itibariyle küçük hesaptan büyük hesaba doğru defaten ödemek suretiyle ödemelerine devam ettiği, bir an için dava konusu işlemin geçersiz olduğu ve davacı tarafından yapılan alacağın devri işleminin hükümsüz olduğu ve hesabın davalı…..’ta kalmaya devam ettiğinin kabulü halinde dahi davacının henüz tasfiyesi neticelenmeyen kurum nezdinde kesinleşmiş muaccel, miktarı belirli bir alacağının olmadığı, adı geçene kadar isabet edip etmeyeceği, edecekse miktarının tasfiye sonunda belli olacağı, tasfiye sonuçlanmadan alacak talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın görev yönünden reddine, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davacı yanın hukuki dayanaktan yoksun davasının esastan reddine, yargılama giderleri, %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı ve vekalet ücretinin de davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Satış Organizasyonu ve Pazarlama A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş. nezdindeki …. no’lu hesabındaki 51.745,82 USD bakiyesinin “muvazaalı Temlik Sözleşmesi” ile davalı ……. AŞ’ne devredildiğinden bahisle her iki davalı hakkında takip başlatıldığı, devamında itirazın iptali talebiyle iş bu davanın açılmış olduğu, ancak davalı ……. Satış Org. Ve Paz. A.Ş. ile davacı taraf arasında imzalanmış/tamamlanmış geçerli bir temlik sözleşmesi ya da başkaca herhangi bir sözleşmenin olmadığı, her ne kadar davacı taraf ile Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş. nezdindeki kar ve zarara katılım hesabındaki bakiyesinin davalı ……. Satış Org. Ve Paz. A.Ş.’ne temliki hususunda görüşme yapılmışsa da bu görüşme/ler sonucunda sözleşmenin imzalanmadığı, dolayısıyla davalı ……. A.Ş. ile davacı arasında TBK 12. Ve devamı maddeleri anlamında kurulmuş geçerli herhangi bir sözleşmenin olmadığı, bu nedenle davacının Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş. nezdindeki …. nolu hesabındaki 51.745,82 USD bakiyesini davalı ……. Satış Organizasyon Pazarlama A.Ş.’den talep etmesinin hiçbir dayanağının olmadığı, diğer davalı Tasfiye Halinde….. Kurumu A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam etmesi nedeniyle davacı kar-zarar katılım hesabı sahibinin tasfiye sonucunu beklemeden talepte bulunamayacağı, davacı katılım hesabı sahibinin alacağının henüz muaccel hale gelmediği ve kar ve zarar hesabının sahiplerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceği ve edecekse bu alacağın miktarı ancak tasfiye sonucunda belli olacağından dava konusu alacağın hukuken talep edilebilir olmadığı, dava konusu icra takibiyle talep edilen yıllık %9 faiz oranının da yasal dayanağının bulunmadığını belirterek haksız, mesnetsiz, yasal dayanaktan yoksun ve zamansız ikame
olunan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve ücret-i vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli değildir. Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere davacının tacir olmaması ve davalılar ile olan ilişkisinin ticari olmaması ile birlikte uyuşmazlığın konus alcağın dayanağının mutlak ticari dava olarak da nitelenemeyeceği görülmekle bu konuda emsal yargı kararları da ( Yargıtay 11.HD 2014/5732E., 2014/11490K.; Yargıtay 19.HD 2002/8347., 2003/11147K.; Adana BAM 5.HD 2019/2265E. 2021/2645K.; İStanbul BAM 44. HD. 2021/1572E. 2021/1639K.; ) dikkate alındığında, ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı….. Vekilinin yüzlerine karşı, davalı ……. Satış AŞ vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır