Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/626 E. 2019/1197 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/626 Esas
KARAR NO : 2019/1197

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 02/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 01/03/2013 tarihli ……Projesi cephe işleri sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafça sözleşme kapsamında takılan camların herhangi bir dış etken olmadan kendiliğinden patladığı, kırıldığı ve deforme olduğu tespit edildiğini, davalı tarafa sözlü ve yazılı olarak bildirimde bulunulduğunu, davalı tarafça ayıplı olan camların bedeli ödenmek kaydıyla değiştirildiğini, Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, rapora göre müvekkilinin davalıdan ayıplı ifa dolayısıyla tüm zararlarını isteyebileceği kanaatine varıldığından müvekkilinin ayıplı ifa nedeniyle uğramış olduğu zarara karşılık şimdilik 110.000,00 TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek ticari reskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkiline camlarda meydana gelen ayıpların giderilmesi için gönderilen ihtarnameye karşı gönderilen cevabi ihtarname ile cam imalatının müvekkili tarafından yapılmadığını, davacı tarafından heat soak testi yapılmadığından kırılmaların NIS kırılması olabileceği, bu testin maliyeti yükseltmesi nedeniyle davacının testi yapmak yerine riski üstlendiği, işin kesin kabulünün sözleşmeden bir yıl sonra yapıldığını, kırılmaların bu tarihten sonra meydana gelip garanti kapsamında olmadığını ve kırılan camların sözleşmenin 24.maddesi gereğince malzeme ve montaj ücreti karşılığında değiştirileceğinin bildirildiğini, davacı tarafça tekrar tekrar ihtarname gönderilerek taleplerinin yinelendiği, bu ihtarnamelere cevaben de kırılmaların garanti kapsamında olmadığının bildirildiğini, taraflar arasındaki yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacı tarafın iddia ettiği kırılmaların müvekkili tarafından yapılan montajla ilgisinin bulunmadığının yargılama neticesinde ortaya çıkacağı, camların kırılmalara karşı müvekkil üretici olmadığından garanti verilmediğini, bunun da sözleşmede açıkça belirtildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı olduğu bildirilen zararların tahsili istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. Değişik iş sayılı dosyası, taraflarca birbirlerine gönderilen ihtarnameler ve taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış, konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti 23/07/2019 havale tarihli raporlarında; davacı tarafın, camlardaki kırılmalar dolayısıyla yaptığı ödemeler nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiş olduğunu, davacının bu talebinin haklı görülebilmesi için, camlardaki kırılmaların davalının sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu cam temini ve montajı işin ayıplı olarak ifa etmiş olmasından kaynaklanmış olmasının gerektiğini, şöyle ki: ya üreticisinden temin etmiş olduğu camlarda imalat hatası bulunmalı ya da davalı bu camları dış cepheye ayıplı şekilde monte etmiş olması gerektiğini, yani montaj işleminin ayıplı yapılmış olması gerektiğini, davalı/yüklenicinin söz konusu borcunu (cam temini ve montajı borcunu) ayıplı ifa ettiğini ispat etme yükümlülüğünün ise davacı/işverene ait olduğunu, (HMK.md. 190/1; TMK.md.6). taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin 3 nolu maddesinin CAM İŞLERİ başlıklı kısmında yer alan hükümler gereği; davalının temin ettiği camlarda üretim hatası (üretim ayıbı) bulunsa dahi bu ayıptan da davalı/yüklenici, eser sözleşmesi kapsamında davacı/işverene karşı sorumlu olacağını, raporun teknik kısmındaki tespit ve değerlendirmelere göre; davalı/yüklenici tarafından temin edilip montajı yapılmış olan camlardaki kırılmaların davalı/yüklenicinin camları temin edip montajını yapma borcunu ayıplı ifa etmesinden kaynaklandığı hususu anlaşılmadığını, diğer bir ifadeyle, davalı/yüklenici tarafından temin edilen camlarda imalat hatası olduğu ya da bu camların montajının ayıplı yapıldığı ve de camlardaki kırılmaların, camlardaki imalat hatasından veya ayıplı montajından dolayı meydana geldiği hususunun anlaşılamadığını, dolayısıyla da davacı/işveren, davalı/yüklenicinin söz konusu borcunu (cam temini ve montajı borcunu) ayıplı İfa ettiğini ispat edemediğini, bu nedenler de davacının, camlardaki kırılmalar nedeniyle uğradığı zararların tazminini davalıdan talep etmeye hakkı bulunmadığı kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itirazında inşaat mühendisi teknik bilirkişinin, değişik iş dosyasındaki bilirkişi ile aynı olduğundan raporda çelişki olduğunu beyan etmiş ise de, Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. Değişik İş sayılı dosyasında rapor düzenleyen İnşaat Mühendisi ……’ın görevinin teknik bilgi vermek olduğu ve gerek değişik, gerek asıl dosyada teknik değerlendirme noktasında bir çelişki bulunmayıp, dış cephedeki camların kendiliğinden çatlayıp kırıldığı, gerek değişik iş, gerek asıl dosyamızda alınan raporlarla sabit olup, esasen taraflar arasında dahi uyuşmazlık konusu değildir. Değişik iş dosyasında metalurji mühendisi yer almadığından inşaat mühendisi zemindeki oturmaların kırılmalara sebep olabileceğini değerlendirmiş olup, asıl dosyada alınan raporda da seçenek olarak bu hususa yer verilmiştir. Raporlar arasındaki davacı tarafın olduğunu beyan ettiği çelişki inşaat mühendisinin hukuki değerlendirmeyi, ispat yükünü hatalı yorumlamasından kaynaklanmış olup, rapor mahkememizce teknik olarak yeterli görüldüğünden ve rapora yapılan itirazlar yerinde görülmediğinden itirazın reddine karar verilmiştir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinden hukuki nitelendirme mahkememize ait olmak üzere teknik olarak yapılan değerlendirmede temperli camın ısıl işlem görmüş cam olduğu ve bu camlarında kırılabileceği belirtilerek kırılma sebeplerinden bahsedilmiş ve kırılma sebeplerinin hiçbirisi olmadığı halde bu camlarda patlama meydana gelebileceği ve bununda camda veya imalatında bir hata olduğu anlamına gelmeyeceğini, ölçülemeyen ve kontrol edilemeyen bir çok olayın buna sebep olabileceği, bu sebeplerden biri olan cam hamurunda bulunabilen mikroskobik nikel sülfür partiküllerinden(NİS) dolayı ani kırılma olasılığının olabileceği, bu yüzden meydana gelen kırılmalarda raporda resmedildiği üzere 8 şeklinde kırık başlangıcı olacağını, davaya konu temper camlarda bu tipik görüntü gerçeğinden hareketle yer alan kırılmaların nis nedeniyle meydana gelmediğinin düşünüldüğü, davalı tarafın iddia ettiği heat soak testinin ani kırılma riskini tamamen yok etmeyip sadece azalttığı, ancak burada uygulanacak ısıtma işleminin ek maliyet getirip camdaki basınç geriliminin azalması riskini taşıdığı, bu nedenle davalının iddia ettiği gibi bu testin yaptırılmamasının kırılmanın tek nedeni olarak değerlendirilmediği; tespit raporunda montaj hatasından da kırılmaların olabileceği değerlendirilmişse de cam kırılmalarının değişik cephelerde aks ve mahallerde olduğu göz önüne alındığında montaj hatasının belirli bir aks üzerine olabileceği, oysaki değişik cephelerde farklı akslar üzerinde kırılmaların geldiği, bununda binanın tamamında sismik hareket ve oturmalar alabileceği ve farklı cephelerde ve mahallerde gerilime yol açacağının değerlendirildiği, davalı yüklenicinin bina projesinin dışa doğru genişleyerek yükseldiği ve güneş ışığının farklı farklı açıdan gelmesi, termal ısı farklılığının ortaya çıkması ve binada zemin oturmaları ve hareketlerinden kaynaklı sorunlardan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş olup, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı tarafça temin edilip montajı yapılan camlardaki kırılmaların davalı tarafın ayıplı ifasından kaynaklandığı hususu davacı tarafça ispat edilememiş olup, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.878,53 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.834,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 11.550,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/12/2019
Katip …

Hakim …