Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/611 E. 2023/748 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/611 Esas
KARAR NO : 2023/748

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı şirket tarafından, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davacı aleyhine fatura alacağı olduğu iddiasıyla icra takibi başlatıldığı 22.06.2018 günü haricen öğrenilmiş olup, yapılan araştırmada davalının gerçekte mal ya da hizmet tedariki olmaksızın gerçeğe aykırı şekilde faturalar düzenleyip hileli biçimde kapalı olduğunu bildiği davacı şirket adresine usulsüz şekilde tebligat düzenleyerek takibin kesinleştiği, gerçekte davacı tarafından satın alınan herhangi bir mal ya da hizmet satın alınmadığı gibi faturalar sahte biçimde düzenlenmek suretiyle davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının fiilen kapalı olan adresine gönderilen ödeme emri pek çok şekil unsuru açısından usulsüz olmakla birlikte takibin kesinleştirilerek davacı aleyhine haciz uygulanmasını temin ettiğini, icra dosyasına yatan paraya tedbir konularak, alacaklıya ödenmemesine, davacının öğrenme tarihinin takibe itiraz tarihi olan 22/06/2018 tarihi olarak kabul edilmesine, , İİK md. 72/3 hükmü doğrultusunda takibin tedbiren durdurulması ve davanın kabulü ile davalı şirkete karşı davacının herhangi bir borcunun olmadığına ve İİK hükümleri doğrultusunda %20’den aşağı olmama üzere kötü niyet tazminatı karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin davacının şirketine tebliğ edilmediğini şirket adresinin kapalı olduğundan bahsedildiğini, oysa ki, tebliğ yapılan adresin, “… Mah. … Cad. … Plaza No: … …/İstanbul” adresi olduğunu, bu adresin davacı şirketin en son bilinen adresi olduğu gibi şirketin kayıtlı olduğu ticaret sicilde yer alan adresi olduğunu, Yargıtay kararları da, gidilen adresin kapalı olması ve tebliğ yapılabilecek kimselerin bulunması durumunda tebligatın tüzel kişilere tebligat kanunun 21. maddesi uyarınca yapılabileceğini, davacı taraf işbu davayı, davalının alacağına kavuşmasını engellemek, zaman kazanmak amacıyla dava dışı … Hizmetleri A.Ş. ile birlikte bilerek ve isteyerek muvazaalı olarak hareket ederek açtığını, sahte fatura düzenlendiği yönündeki iddiaların ispata muhtaç olup kabulü mümkün olmadığını, ihtiyati tedbir talebinin yersiz olduğunu, icra dosyasına yatan para bulunmadığı gibi takibi durdurmaya yönelik bir bilgi ve belge bulunmadığını, beyanla haksız davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

DELİLLER: Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Bakırköy ….İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, ticari defterler, denetim daire başkanlıkları cevap yazıları, fatura, tanık beyanları, 02/08/2021 tarihli bilirkişi kök raporu, 17/12/2021 tarihli ve 27/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, usulüne uygun ödeme yapılmaması ve borç ilişkisi bulunmaması nedeniyle takibin iptali, borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
08/10/2020 tarihli tedbir kabul kararına karşın, davacı teminatı yatırmamıştır.
Mahkememizce aldırılan 02/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin ticari defterlerini ibraz etmediklerini, davalı şirkete ait ticari defterlerinin 6102 sayılı T.T.K. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu (H.M.K. md.222/2), davalı şirketin inceleme günü ve saatinde ibraz etmiş oldukları ticari defter kayıtlarına ve dosyada mevcut Bs- Ba formlarının incelenmesi neticesine göre tarafların aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün sayın Mahkemenize sunulu 27.07.2018 tarihli … sayılı yazılarında davacı ve davalı şirketlere ait ticari sicil kayıtlarının sunulduğu, ticaret sicil kayıtlarında , davalı şirketin davacı şirket adına düzenlemiş olduğu 2 adet İrsaliyeli faturada, davalı şirketin icra takip talebinde bulunduğu davacı şirket merkez adresinin “ … Mah. … Cad. … Plaza … …. -istanbul olduğu, davalı şirketin davacı şirket adına düzenlemiş olduğu icra takip konusu ettiği 01.11.2016 tarihli … Seri ve Sıra numaralı 228.920,00 TL tutarındaki ve 01.04.2017 tarihli … seri ve sıra numaralı 70.00,00 TL tutarındaki irsaliyeli faturaları ticari defterlerine usulüne uygun olarak kayıt ettikleri, davalı şirket ticari defterlerinden Yevmiye Defteri kayıtlarına göre davacı şirketten icra takip tarihi olan 08.05.2017 tarihi itibariyle ve 31.12.2017 tarihli yevmiye defteri kapanış maddesine göre davacı şirketten iki adet fatura bedeli olan 298.920,00 TL tutarında alacaklı göründüklerini bildirmiştir.
Bilirkişi 17/12/2021 tarihli ek raporunda; davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerini fiziki ortamda tuttukları, 6102 sayılı T.T.K.’nın 64/3 maddesi hükümleri gereği açılış tasdiklerini kanuni süresinde yaptırdıkları, yine aynı madde hükmüne istinaden yapılması zorunlu Yevmiye Defteri Kapanış tasdikini yaptırmadıkları, davacı şirkete ait ticari defterlerinin 6102 sayılı T.T.K. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin 2016 yılında davalı şirketten almış oldukları bir adet 228.920 TL tutarındaki faturayı ticari defterlerine kayıt ettikleri, 2016 yılı dönem sonu itibariyle davacı şirketin davalı şirkete 228.920 TL tutarında borçlu göründüğü, 2016 yılı Ba formu ile davalı şirketten temin etmiş olduğu mal ve hizmetlere ait alımlarını 2016 Kasım dönemi Ba formu ile vergi dairesine beyan ettikleri, 2017 yılı ile ilgili olarak ticari defterlerini ibraz etmedikleri, bu dönem ile ilgili herhangi bir inceleme gerçekleştirilemediği, ayrıca davacı şirketin 2017 yılı Nisan dönemine ait Ba formunu ibrazında bu dönemde davalı şirkete ait herhangi bir beyanının bulunmadığı, İstanbul Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı İstanbul Vergi Kaçakçılığı-3 Denetim Daire Başkanlığının 28/05/2021 tarihli … sayılı Vergi Müfettişi … tarafından hazırlanan Vergi Tekniği Raporuna göre davalı şirketin sahte fatura düzenlemekten haklarında yasal işlem başlatıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi 27/09/2022 tarihli ikinci ek raporunda; davalı ticari defterlerinde kayıt açısından davacı şirketin kök raporda belirtildiği üzere alacaklı göründüğü, davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerini fiziki ortamda tuttukları, 6102 sayılı T.T.K.’nın 64/3 maddesi hükümleri gereği açılış tasdiklerini kanuni süresinde yaptırdıkları, yine aynı madde hükmüne istinaden yapılması zorunlu Yevmiye Defteri Kapanış tasdikini yaptırmadıkları, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılında davalı şirketten almış oldukları bir adet 228.920 TL tutarındaki faturayı ticari defterlerine kayıt ettikleri, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılı dönem sonu itibariyle davalı şirkete 228.920 TL tutarında borçlu göründükleri, davacı şirketin 2016 yılı Ba formu ile davalı şirketten temin etmiş olduğu mal ve hizmetlere ait alımlarını 2016 Kasım dönemi Ba formu ile vergi dairesine beyan ettikleri, davacı şirketin 2017 yılı ile ilgili olarak ticari defterlerini ibraz etmedikleri, bu dönem İle ilgili herhangi bir inceleme gerçekleştirilemediği, 2017 yılında davalı şirketçe düzenlenen faturaların davacı ticari defterlerinde kayıt olup olmadığı hususunda inceleme yapılamadığı, davacı şirketin 2017 yılı Nisan dönemine ait Ba formunu ibrazında bu dönemde davalı şirkete ait herhangi bir beyanının bulunmadığı, dosyaya sunulan davalı şirkete ait İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün 01/02/2022 tarih … sayılı yazılarında davalı şirketin tasfiye neticesinde 30.12.2021 tarihinde sicil kaydının terkin edildiğini, bildirmiştir.
Tüm deliller ve incelenen tüm dosya kapsamına göre somut olayda; Davalı tarafından 228.920,00 TL asıl alacak, 11599,66 TL işlemiş faiz, 70.000,00 TL asıl alacak, 635,75 TL; 298.920 TL asıl alacak, 12.235,41 TL toplam 311.155,41 TL tutarlı alacak için Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davacı aleyhine fatura alacağından kaynaklı icra takibi başlatıldığı, davacı vekili tarafından işbu takibe karşı 22/06/2008 tarihinde itiraz edildiği, takibin usulsüz tebligat sebebiyle haricen öğrenildiği, davalı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, takide dayanak gösterilen faturada belirtilen mal ve hizmetlerin davacı tarafından talep ve ifa edilmediği, takibe, takip konusu borca ve fer’ilerine, dayanak fatura ve evraklara usulsüz tebligat akabinde öğrenme tarihi (22.06.2018) itibariyle yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini, İİK hükümleri uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün 22.06.2018 tarihli tensip kararı tutanağında, dosyanın 08.05.2017 tarihinde ilamsız takip yolu ile açıldığı, borçlu tarafa tebligatın 11.05.2017 tarihinde yapıldığını, İİK. 62 madde gereğince itirazın süresinde olmadığını, müdürlüklerince tebligat usulsüzlüğü konusu ile ilgili inceleme yapılamayacağından, itiraz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 01/02/2022 tarih … sayılı yazısında şirketin tasfiyesinin sona erdiği 30/12/2021 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği; …’un şirket yetkilisi ve tasfiye memuru olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmış; davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerini fiziki ortamda tuttukları, 6102 sayılı T.T.K.’nın 64/3 maddesi hükümleri gereği açılış tasdiklerini kanuni süresinde yaptırdıkları, yine aynı madde hükmüne istinaden yapılması zorunlu Yevmiye Defteri Kapanış tasdikini yaptırmadıkları, davacı şirkete ait ticari defterlerinin 6102 sayılı T.T.K. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılında davalı şirketten almış oldukları bir adet 228.920 TL tutarındaki faturayı ticari defterlerine kayıt ettikleri, 2016 yılı dönem sonu itibariyle davalı şirkete 228.920 TL tutarında borçlu göründükleri, davacı şirketin 2016 yılı Ba formu ile davalı şirketten temin etmiş olduğu mal ve hizmetlere ait alımlarını 2016 Kasım dönemi Ba formu ile vergi dairesine beyan ettikleri, davacı şirketin 2017 yılı ile ilgili olarak ticari defterlerini ibraz etmedikleri, bu dönem ile ilgili herhangi bir inceleme gerçekleştirilemediği, 2017 yılında davalı şirketçe düzenlenen faturaların davacı ticari defterlerinde kayıt olup olmadığı hususunda inceleme yapılamadığı, Davacı şirketin 2017 yılı Nisan dönemine ait Ba formunu ibrazında bu dönemde davalı şirkete ait herhangi bir beyanının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilince, davacı şirketin ticari defterleri ve Ba-Bs formları üzerinde bilirkişi incelemesi neticesinde tespiti tespiti yapılan 228.920,00 TL’lik borç kaydına ilişkin, bu kaydın şirketin haberi ve rızası olmadan, davacı ve davalı şirketin aynı zamanda çalışanı olan … tarafından işlendiğini, ticari defterler, faturalar, BS formu belgeleri kayıtlarının gerçeğe aykırı şekilde tanzim edildiğini, davacı şirketin bu husus hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ve vergi denetim kurulunun yapmış olduğu inceleme sonucu, davalının davacı adına sahte faturalar tanzim ettiği sonucuna varıldığını beyan ettiği görülmüştür.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasında davalı şirket yetkilisi ve tasfiye memuru olan … hakkında açılan soruşturmanın 213 sayılı vergi usul kanunun 367. maddesi gereğince, 213 sayılı yasanın 359 maddesindeki suçların soruşturulmasının ve kovuşturulmasının yapılabilmesinin, vergi dairesinin yazılı iznine tabi olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı ile Vergi Dairesi başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş olduğu olduğu, İstanbul Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı İstanbul Vergi Kaçakçılığı-3 Denetim Daire Başkanlığı’nın 28/05/2021 tarihli … sayılı vergi müfettişi … tarafından hazırlanan vergi tekniği raporuna göre “5.3- bölümünde; Raporun 4.3. bölümünde açıklandığı üzere; raporun 4.4. bölümünde açıklandığı üzere; Yenibosna Vergi Dairesinin … vergi kimlik numaralı mükellefi …. San. Ve Ltd. Şti. nin 2016 ve 2017 yılları ile ilgili ve Yenibosna Vergi Dairesinin … vergi kimlik numaralı … Ltd. Şti. nin ise 2016 yılı ile ilgili sahte fatura düzenleme gerekçesiyle incelemeye sevk edilmesi, kanaatine varıldığı, bu kanaat neticesinde İstanbul Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı İstanbul Vergi Kaçakçılığı-3 Denetim Daire Başkanlığı’nın davalı şirketin sahte fatura düzenleyip düzenlemediği sonucuna dair bir bilgiye veya belgeye dosya içerisinde rastlanılmadığı, incelemenin sonuçlarının bilinemediği, Vergi Müfettişi …’ın denetim raporun’nun 5.3 maddesine göre …. vergi kimlik numaralı … İletişim Hiz. Ltd. Şti. İse 2016 yılı ile ilgili sahte fatura düzenleme gerekçesiyle incelemeye sevk edildiği, ancak buna ilişkin bir ceza vergi mahkemesinde bir dava açılmadığı, davacı vekilince bu konuda açık bir beyanda da bulunulmadığı anlaşılmıştır. dosyaya sunulan davalı şirkete ait İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 01/02/2022 tarih … sayılı yazılarında davalı şirketin tasfiye neticesinde 30/12/2021 tarihinde sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Dava tasfiye memuruna ihbar edilmiş, tasfiye memurunca dosyaya herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Davalı şirketin 2016 ve 2017 yılında ticari defterlerini fiziki ortamda tuttukları, 6102 sayılı T.T.K.’nın 64/3 maddesi hükümleri gereği açılış tasdiklerini kanuni süresinde yaptırdıkları, yine aynı madde hükmüne istinaden yapılması zorunlu Yevmiye Defteri Kapanış tasdikini de kanuni süresinde yaptırdıkları, dava konusu ile ilgili tüm faturaları muhasebe ilkelerine uygun olarak ticari defterlerinde kayıt altına aldıkları, ticari defterlerinin kayıt açısından birbirilerini teyit ettikleri, davalı şirkete ait ticari defterlerinin 6102 sayılı T.T.K. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu (H.M.K. Md.222/2), tarafların aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğu, Tarafların Ba ve Bs formlarının incelenmesinde birbirilerini 2016 ve 2017 yılında teyit ettikleri, davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği “davalı şirketten herhangi bir mal veya hizmet alınmadığına dair “ iddialarının yersiz olduğu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden celp edilen davacı şirket kayıtlarında, davalı şirketin davacı şirket adına düzenlemiş olduğu 2 adet irsaliyeli faturada,, davalı şirketin icra takip talebinde bulunduğu davacı şirket merkez adresinin ” … Mah. … Cad. … Plaza, … …./ İstanbul” olduğu, davalı şirketin, davacı şirket adına düzenlemiş olduğu icra takip konusu ettiği 01.11.2016 tarihli … Seri ve Sıra numaralı 228.920,00 TL tutarındaki irsaliyeli fatuyarı ticari defterine usulüne uygun olarak kayıt ettiği, davacı şirketin 2017 yılı Nisan dönemine ait Ba formunu ibrazında bu dönemde davalı şirkete ait herhangi bir beyanının bulunmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılında davalı şirketten almış oldukları bir adet 228.920 TL tutarındaki faturayı ticari defterlerine kayıt ettikleri, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılı dönem sonu itibariyle davalı şirkete 228.920 TL tutarında borçlu göründükleri birlikte nazara alınarak davacının davalıya borçlu olmadığı ispatlanamamış olup, davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan ‭5.557,14‬ TL harcın mahsubu ile bakiye ‭5.377,24‬ TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan ‭142,35‬ TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 46.561,76 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır