Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/594 E. 2019/127 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/594
KARAR NO : 2019/127

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2018
KARAR TARİHİ : 05/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı … şirketine …. poliçe numarası ile kasko sigortasıyla sigortalanmış müvekkiline ait ….plakalı aracın 05/05/2018 tarihinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu müvekkili aracında hasar meydana geldiğini, söz konusu hasar onarım bedeli bağımsız sigorta eksperi ….. tarafından 2.083,88 TL olarak tespit edildiğini, bu hasar onarım bedelinin tespitinin sağlanabilmesi için ….. Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından eksperlik hizmeti alındığını bu hizmet için 236,00 TL ödeme yaptıklarını, Kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacağının şimdilik 500,00-TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 236,00 TL’nin yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: işbu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı sigortalı … arasında, ….plakalı araç için; 06.02.2018 – 06.02.2019 tarihleri arasını teminat altına almış olan …. poliçe no’lu Kasko Sigorta Poliçesi akdedildiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminat kapsamı poliçeye ilişkin genel ve özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, davacı tarafın, 05.05.2018 tarihinde gerçekleştiği iddia ettikleri kaza nedeniyle …. plakalı aracın hasara uğradığını ve hasar sebebiyle 2.083,88-TL onarım bedeli bulunduğunu iddia etmekteyse de huzurda görülen davanın haksız olduğunu, tazminat talebine konu araç için hasar ihbarı, hasar tarihinden çok sonra yapıldığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı sigortalı tarafından sigorta sözleşmesi gereği yükümlülükleri yerine getirilmediğinden maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
GEREKÇE:

Dava, trafik kazası sonucunda davacı aracında araç üzerinde oluşan değer kaybı zararının ve ekspertiz ücretinin davalı … şirketinden tahsiline ilişkindir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
Asliye Ticaret Mahkemesinin görevini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 4. ve 5.maddeleri uyarınca özel yasalarda Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin belirlemeler dışında bir ihtilafın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevinde olabilmesi için o ihtilafın ya Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir husustan kaynaklanması ya da her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir. Oysa ki dava konusu ihtilaf ne Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir ihtilaftır ne de her iki tarafta tacirdir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde ” Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. ” hükmü düzenlenmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: alış verişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılı , ses , görüntü ve benzeri her türlü gayrimaddi mallan; Satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Hizmet:bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, Sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan veya hizmet sunanın adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi : mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda taraflar arasındaki akdedilen sözleşme kapsamından kaynaklı meydana gelen kazanın ve buna bağlı taleplerin 6502 sayılı yasa çerçevesinde hizmet ilişkisi ve tüketici işleri kapsamında bulunduğundan aynı yasanın 73. Maddesi uyarınca davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunduğu anlaşılmakla HMK’nun 114/1 .(c).b,l 15. maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2019

Katip …

Hakim …