Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/576 E. 2019/854 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/576 Esas
KARAR NO : 2019/854

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/07/2014
KARAR TARİHİ : 25/09/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ …: 22/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, sigortalı dava dışı …. Tekstil firmasına ait Tabaka Deri emtiasını …. numaralı Nakliyat Emtia sigorta poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı tarafından Portekiz’den tedarik edilen emtianın taşımasının Uluslararası Karayolu Taşıması şeklinde davalı tarafça üstlenildiğini, emtianın 26/12/2013 tarihli ….. no’lu CMR taşıma senedi ile …. – ….plakalı Tır ile Portekiz’den Gemlik’e sevk edildiğini, 06/01/2014 tarihli tahliye öncesi kontrollerde 4 kap deri emtianın devrilmek, 3 kap derinin ise birbirine temas-dayanmak suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini, bu hususun CMR taşıma senedine kaydedildiğini, sigorta eksper incelemesi neticesi 26.156,30 Euro zarar tespit edildiği ve bunun davacı tarafça tazmin edildiğini, TTK m.1472 gereği halefiyete dayalı rücuen tazmin talep eden davacı karşısında davalının navlun faturası gereki TTK m.850 hükmüne göre taşıyıcı ve sorumlu olduğunu, malı taşımaya alırken davalının hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin yükü taşımaya aldığı ve özensizlik sebebiyle hasar oluştuğunu, taşıyıcının hasarsız taşımaya aldığı emtiayı hasarlı teslime hazır ettiği gözetilerek sorumlu tutulması gerektiğini, CMR m.27 gereği CMR taşıma senedi tanzim tarihi olan 26/12/2013 tarihinden itibaren %54 faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürdüğünü belirterek, davalının sorumlu olduğunun tespitini, sigorta tazminatı olarak ödenen 26.156,30 Euro’nun aynen kaydı ile davalı tarafından davacı … şirketine ödenmesini, asıl alacağa 26/12/2013 tarihinden itibaren %5 oranında CMR faizi işletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtilafın CMR hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, sigortalının malın alıcısı olduğu ve mal bedelinin 30 gün içinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacının sigortalısının mal bedelini ödememesi halinde aktif husumete ehil olmayacağını, CMR m.17/2 ve m.17/4-b) gereği ambalaj kusurundan davalının sorumlu tutulamayacağını, ekspertiz raporuna göre hasarın sebebinin ambalaj kaynaklı olduğunu, hatalı yükleme-istifleme işlerinden de yine yükün ilgilisinin sorumlu olduğu, CMR m.17/4-c) hükmüne göre davalının sorumlu tutulamayacağını, poliçe şartlarına göre ödemenin eş gratia-hatır ödemesi teşkil ettiği, ambalaj kusurunda sigortacının ödeme yapmaması gerektiğini, CMR taşıma senedinin 25. Kutusunda yükleme ve ambalaj hatasından davalının sorumlu tutulmayacağının yazılı olduğunu, sınırsız sorumluluk iddia edilemeyeceği, hasar zararı tespitinde CMR m.23 hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, toplam hasarlı malın 658,85 metrekare ve 617,26 kg hesaplandığı, sorumluluk üst sınırının buna göre belirlenmesi gerektiğini, faiz başlangıcının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davanın reddine dair mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/6659 esas 2018/1013 karar sayılı ilamı ile; taşımanın yapıldığı güzergâh itibariyle, uyuşmazlığa “Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi (CMR)” hükümlerinin uygulanacağı tartışmasızdır.
CMR Sözleşmesinin 17. maddesi uyarınca, taşıyıcının sorumluluğu yükün kendisine teslimiyle başlayıp teslim edene kadar olan dönemi kapsar. Yükleme ve istifleme üstlenmediği sürece taşıyıcının görevi kapsamında değildir. Bu durum karşısında, davalı taşıyıcının ancak yüklemeye nezaret görevi gereğince sorumluluğu bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde mevcut ekspertiz raporlarında hasarın dört adet üçgen ahşap sehpanın üzerine istif edilmiş olan deri emtiasıyla birlikte dorse içinde öne doğru devrilmesi sonucu oluştuğu ve yük birimlerinin sürüş istikametine kaymış ve devrilmiş olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda ise hasarın istifleme hatasından kaynaklandığı, ancak taşıma senedindeki yükleme ve istifleme hatasından taşıyıcının sorumlu tutulamayacağının kararlaştırılması nedeniyle davalı taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
CMR’nin 17/4-c. maddesinde ve taşıma senedinde istiflemeden kaynaklanan hasarlardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş ise de, bu durum taşıyıcının yüke nezaret sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Taşıyıcı hatalı yükleme, istifleme, boşaltma işlemlerini fark etmesi halinde CMR’nin 14 ve 16. maddeleri kapsamında hareket ederek durumu zamanında gönderici ya da alıcıya bildirerek taşımanın devamı hakkında talimat almalıdır. Bu durumda, davalı taşıyıcının nezaret görevi göz önüne alınarak meydana gelen hasardaki müterafik kusuru belirlenerek sorumlu olduğu miktarın saptanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmiş olup, mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda aldırılan 23/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalı taşıyıcının CMR taşıma senedi kaydına karşın, sadece yükleme ve boşaltma değil tüm taşıma sürecinde devam eden yüke nezaret sorumluluğu gereği, parsiyel yük olduğu da gözetilerek, taşınan yükte meydana gelen zarardan %20 müterafik kusur oranı gözetilerek sorumlu olduğunu, davalının sorumlu tutulabileceği belirlenen tazminatın 5.231,26 Euro miktarında olduğunu, davalının sınırlı sorumluluk tavanı olarak belirlenen 6.089,65 SDR karşılığı Euro miktarının davalının müterafik kusur oranı gözetilerek sorumlu olduğu belirlenen miktardan daha yüksek olduğu, bu nedenle hesaplanan 5.231,26 Euro tazminatın tamamının davacı tarafından rücu konusu edilebileceğini, CMR m.27 hükmü gereği davacının taşıma senedi tanzim tarihinden talep etmesine karşın dava tarihinden itibaren Euro %5 yıllık faiz uygulamasını talep edebileceğini bildirmiş, bilirkişi raporuna yapılan itiraz doğrultusunda, 21/05/2019 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda; nezaret sorumluluğu bakımınından %30 kusur itirazı doğrultusunda hesaplama yapıldığında davacının 6.089,65 SDR karşılığı EURO miktarı olan 7.525,12 EURO+549,91 EURO olarak toplam 8.075,03 EURO tazminat talep edebileceğini bildirmiştir.
Dava, uluslararası kara taşıması nedeniyle nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, uyulmasına karar verilen bozma ilamında taşıyıcının yüke nezaret sorumluluğu kapsamında hasardaki müterafik kusurun belirlenerek sorumlu olunan miktarın tespitinin gerektiği bildirildiğinden dosya hesaplama yapılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından yükün parsiyer yük olduğu da gözetilerek yükte meydana gelen zarardan %20 müterafik kusur oranı olacağı belirtilerek sorumlu olunan miktarı 5.231,26 EURO olarak hesaplamış, davacı vekili tarafından kusur oranının mahkemece hesaplanması ayrıca bilirkişi tarafından benzer nitelikteki başka bir dosyada %30 müterafik kusur yüklendiği belirtilerek, ayrıca navlun hakkında görüş bildirilmediğinden bahisle rapora itiraz edilmiş, mahkememizce itiraz üzerine aldırılan raporda; kusur oranı yönünden davacının itirazının kabul edildiği varsayılarak hesaplama yapılmış ise de; somut olayın özelliği, yükün özel istif durumu, yükün altına konulan istifleme ünitesi, ambalaj ve tasnif malzemelerinin durumunun gönderen sorumluluk alanında olduğu dikkate alınarak %20 müterafik kusur mahkememizce de takdir edilen bir kusur oranı olup, navlun hakkında görüş bildirilmediğine ilişkin davacı itirazı doğrultusunda aldırılan ek raporda tekrardan %30 kusura göre hesaplama yapılmasına itibar edilmemiştir.
Davacı tarafından aldırılan ekspertiz raporunun hasar dökümünde navlun ücretinin de toplam miktara dahil edildiği dikkate alındığında mükerrer hesaplama olacağından yalnızca hasarlı emtia bedeli olarak bildirilen 25.036,30 EURO üzerinden %20’lik kusur oranı uygulanarak taşıyıcının sorumlu olabileceği miktar 5.007,26 EURO olarak hesaplanmış ve bu miktar da sınırlı sorumluluk tavanı olan 6.089,65 SDR karşılığı olarak belirlenen EURO miktarından düşük olduğundan SDR hesaplaması yapılmamış, davacı tarafça ödenen navlun bedeli olan 549,91 EURO’da sorumluluk miktarına eklenerek 5.557,17 EURO yönünden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 5.557,00 EURO alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek %5 faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli 1.089,06 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.282,00 TL harcın mahsubuyla bakiye 192,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 1.089,06 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.114,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.716,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 364,52 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 5,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 3,93 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 6.853,81 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/09/2019

Katip …

Hakim …