Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/562 E. 2020/165 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/562 Esas
KARAR NO : 2020/165

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki olduğunu, davalı tarafın cari hesap bakiyesini ödemediğini ve ödemekten kaçındığını, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacı şirkete sipariş edilen ürünlerin taahhüt edilen tarihte teslim edilmediğini ve sonrasında teslim edilen ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğunu, bu durumun davacı şirkete bildirildiğini, ancak sorunu çözemediklerini, bu nedenle müvekkili şirketin kumaşlardaki ayıp nedeniyle verilen fireler yerine fazla kumaş kullanmak zorunda kaldığını, yine geç teslim nedeniyle dava dışı ….. şirketine ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin zarara uğradığını belirterek karşı davalarının kabulüne, asıl davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine; karşı dava, eksik ve geç teslim nedeniyle ödendiği iddia olunan reklamasyon faturasından kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 28.680,51 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Talimat mahkemesinden alınan 31/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin davalı şirketle çalışma süresi içerisinde sattığı ürünlerin bir kısmının davalı şirket tarafından iade edildiği ve davacı şirket tarafından kabul edildiği, davalı şirket tarafından davacıya düzenlenen 13/02/2018 tarihli, 15.470,42 TL bedelli faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 28.680,51 TL alacaklı gözüktüğünü bildirmiştir.
Mahkememizce aldırılan 08/01/2020 tarihli heyet raporunda; davacı tarafından düzenlenen toplam 116.674,60 TL tutarındaki 30 adet faturanın, davalı şirket ticari defterinde de kayıtlı olması nedeniyle faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu, toplam 87,994,09 TL tutarındaki davalı ödemeleri ve davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının her iki tarafın ticari defterlerinde kayıth olduğu, davacı şirket ticari defterlerindeki kayıtlara göre 18/05/2018 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı 28.680,51 TL iken davalı şirket ticari defterlerindeki kayıtlara göre davacının davalıdan alacağı 13,210,08 TL olup aradaki farkın, 13/02/2018 tarihli, …… nclu ve 15.470,42 TL tutarlı iade faturasından kaynaklandığı; faturanın, davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı iken davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, siparişteki gecikmenin sebebinin davacı ve davah tanık ifadeleri, taraflar arasındaki mail yazışmaları ve dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde davacı şirket tarafından yapılan işin ayıplı olmasından mı veya davalı tarafından numune onaylarının geç verilmesinden mi kaynaklandığının tespitinin yapılamadığı, yapılan üretimin kusurlu olduğu ve geç teslimin davacı taraftan kaynaklandığına ilişkin ispat yükü davacı şirket tarafından yerine getirilmemiş olduğundan 18/05/2018 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 28.680,51 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Ayıp, eserde sözleşme ve eklerine, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. TBK’nın 474/1. maddesine göre açık ayıplarda iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz, geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 477/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın ücretsiz olarak giderilmesini (onarılmasını) talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi ya da eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıp ihbarı maddi vakıa olup, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Somut olayda yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafça, ayıplı olduğu iddia olunan kumaşlar ibraz edilmemiş olup, bu nedenle teknik olarak bir inceleme yapılamadığı bildirilememiştir. Davacı, cari hesap alacağının tahsili talebiyle açmış olduğu davada taraflar arasındaki faturaların ve ödemelerin davalı ve davacı defterlerinde kayıtlı olup, aradaki cari hesap farkının karşı davanın konusu olan ve davalı karşı davacıya müşterisi ….. tarafından kesilen faturanın reklamasyon faturası olarak davacıya yansıtılması, davacı tarafça da ayıp ve geç teslime ilişkin iddiaların kabul edilmemesi nedeniyle defterlerine kaydedilmemesinden kaynaklandığı görülmüştür.
Dinlenen davalı tanığı beyanlarında, bir kısım kumaşlardaki hasar nedeniyle 80 kg fazladan kumaş kullanmasının gerektiği ve bu 80 kg’lık kumaşın davacı tarafça tekrar yapıldığı, ancak geç teslim nedeniyle müşteri ……. ile aralarındaki termin süresinin dolması nedeniyle müşterileri tarafından kendilerine ceza kesildiğini, bu cezanında davacıya fatura edildiğini bildirmişlerdir.
İncelenen davacı defter ve kayıtlarında görüldüğü ve davalı tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalının ayıplı olarak nitelendirdiği ürünler davacı tarafça iade alarak yenilerinin teslim edildiği hususu dosya kapsamından sabittir.
Davalı her ne kadar ayıp iddiasına dayanmış ise de, ayıplı olduğu bildirilen ürünlerin yenilerinin üretilerek davacı tarafça tesliminin yapıldığı, kendi tanıklarının beyanında ve dosya kapsamından anlaşıldığından bu iddiasına itibar edilmemiştir. Kaldı ki, davalı ayıp iddiasını ispatla mükellef olup, ayıplı olduğunu bildirdiği ürünleri incelemeye ibraz etmediğinden bu iddiasını dahi ispatlayamamıştır.
Davalının, asıl olarak talebinin davacıya yansıtmış olduğu faturanın kendi müşterisi ile arasındaki termine uymadığından bahisle müşterisi tarafından davalıya kesilen cezanın davacıya yansıtılmasından kaynaklı olduğu görülmüştür.
Davalı, davacıyla teslim süresi yönünde kesin süre verilerek yapılmış bir anlaşma olduğunu iddia etmediği gibi ürünleri teslim almak suretiyle teslimi kabul etmiş sayılmıştır.
Kaldı ki, dinlenen davacı tanıkları ve mail yazışmaları içeriğine göre geç teslimin numune onayı için beklenilen süreden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı, her ne kadar kendi müşterisi ile aralarındaki terminin gecikmesinden kaynaklı zarara davacının sebep olduğunu iddia etmiş ise de, dosya kapsamı itibariyle davalının ürünleri teslim aldığı, müşterisiyle arasında yapılan terminin davacıyı ilgilendirmediği, basiretli tacir olarak kendi müşterisiyle arasındaki termini ayarlaması gerektiği dikkate alındığında davalı-karşı davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu cari hesaba ilişkin faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, ürünlerin teslimine ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, cari hesap farkına sebep olan ve karşı davanın konusu olan fatura yönünden davacının borçlu olmadığı anlaşıldığından incelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 28.680,51 TL cari hesaba dayalı alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 28.680,51 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranını geçmemek üzere talep doğrultusunda yasal faiz oranının uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.736,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı davanın reddine,
Asıl dava yönünden; alınması gerekli 1.959,16 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 346,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.612,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Asıl dava yönünden; davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 346,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 382,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.633,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 4.302,08 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı dava yönünden; alınması gerekli 54,40 TL harçtan davalı – karşı davacı tarafça yatırılan 264,20 TL harcın mahsubuyla fazla alınan 209,80 TL harcın karar kesinleşiğinde ve istem halinde davalı – karşı davacıya iadesine,
Karşı dava yönünden; davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/02/2020

Katip …

Hakim …