Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/554 E. 2019/414 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/554
KARAR NO : 2019/414

DAVA : Davacı …’nın tedavisini üstlenen davalı hastane ve istihdam ettiği doktorların ameliyat ve tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi.
DAVA TARİHİ : 04/05/2010
KARAR TARİHİ : 18/04/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili özetle; davacıların, 21 Eylül 2009 tarihinde Antalya’da geçirmiş olduğu bir kaza neticesinde sağ el bileğini kırdığını, kazanın akabinde 23/09/2009 tarihinde, davalı …İstanbul A.Ş.’nin kadrolu hekimi olan davalı Prof. Dr. …’e muayene olduğunu, 24 Eylül 2009 tarihinde davalılar Prof. Dr. … ve Dr. … tarafından…. Hospital’de ameliyat edilip 25 Eylül 2009 tarihinde de taburcu edildiğini, taburcu edildikten sonraki 3 ay boyunca, hekiminin önerileri doğrultusunda günlük yaşamını sürdürdüğünü, tedaviden sorumlu olan doktorların aynı tarihlerde çekilen röntgenleri tetkik edip fiziki muayene yaptıklarını, her iki kontrolde de hiçbir problem olmadığı ve her şeyin normal seyrinde ilerlediğini bildirdiklerini, Kasım ayı sonunda da harici demir aparatı ve çivileri çıkartarak atele geçtiklerini, yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, ikinci bir görüş almak üzere başka bir hekime danışma gereği duyduğunu, 05/01/2010 tarihinde çektirdiği röntgen ve bilgisayarlı tomografi sonuçlarına göre, sağ el bileğindeki kırığın kaynamamış, aksine birbirinden açılan kemik uçlarında erime ve kısalma olduğu ve bunun sonucunda sağ el bileğinde fonksiyon ve kemik anatomisi bozukluğuna bu nedenle de ikinci ve açık bir operasyon yapılması zorunluluğu bilgisini verdiklerini, operasyonu yapan davalıların ciddi kusurlu oldukları ve gerekli özeni göstermediklerini, 29/01/2010 tarihinde ….. Hastanesi’nde başka bir hekim tarafından birinci ameliyatın sebep olduğu arızalara müdahale edildiğini, bu operasyon esnasında el bileği 21 cm kadar açılıp radius kemiğin kaynamaması sonucunda oluşan erimeye bağlı olarak 1,5 cm kısalma olduğunun görüldüğünü, bu kısalmış kemik ucu uç uca getirilerek kadavradan alınan kemik tozu ile 1,5 cm lik kısalığın doldurularak bağlanıp kırık uçlar kilitli plak takılarak sabitlendiğini, ancak birinci operasyon ve sonrasındaki özensiz takip aşamaları nedeniyle sağ el baş parmağını hiçbir zaman eskisi gibi kullanamayacağı ve sağ el bileğinin de eski hareket yeteneğine ulaşamayacağının raporlarla sabit olduğunu ileri sürerek, davacı … için 200.000,00 TLmanevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla işgücü ve fonksiyon kaybı nedeniyle 2.500,00 TL, çalışamadığı 4 ay için kazanç kaybı nedeniyle 2.500,00 TL, istihdam etmek zorunda kaldığı elamanlar nedeniyle uğradığı zararlar için 2.500,00 TL, hatalı operasyon ve sonrasında ikinci operasyon nedeniyle ödediği tüm tedavi giderleri ile ilgili 2.500,00 TL maddi tazminat, davacı … için 70.000,00 TL, davacı … için ise 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
SAVUNMA: Davalı … vekili özetle; davacıya iddiasının aksine tıp kurallarına uygun, doğru ve başarılı bir operasyon yapıldığını, davacının duyduğu ızdırabın tedavi nedeniyle değil geçirdiği kaza sonucu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili özetle; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı anlatımlarının gerçekle örtüşmeyen sadece dava yoluyla zenginleşme amacı güden asılsız ve gerçek dışı anlatımlar olduğunu, müvekkilinin başarılı bir hekim olduğunu, davacıya hasta açısından en uygun müdahalenin başarılı olarak gerçekleştirdiğini, düzenli olarak kontrollerinin yapılarak cerrahi sahada herhangi bir sorun görülmediğini, tedavinin önemli bir ayağı bitirildikten sonra 8. Hafta sonunda taburcu edildiğini ve bir sorun olduğunda aramasının tembih edildiğini, müvekkilinin yılda yaklaşık 1.500 kişiyi ameliyat eden bir hekim olduğunu, davacıların müvekkiline atfettikleri kusurun afaki olduğunu ve herhangi bir özenle tedavi görevini ihmal etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … özetle; davacı …’yı hiç tanımadığını, kendisine muayene olmadığını, sadece diğer davalı …’ün asistanlığını ve bu nedenle davacının ameliyat ekibinde olan 7 kişiden birisi olduğunu, hastanın kontrol ve pansumanlarında davalı …’a yardım ettiğini, davacıya en uygun ve başarılı bir ameliyat yapıldığını beyanla haksız davanın reddini savunmuştur.
İşbu dosya, Mahkememize ait 09/04/2015 gün ve …. esas ….. sayılı kararımızın Yargıtay… … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 13/12/2016 gün ….. esas …… karar sayılı ilamı ile bozularak mahkememize intikal etmiştir.
Yargıtay ilamı doğrultusunda, dosyanın ve dava konusu olaya ilişkin davalı hastanedeki ameliyat ve tedaviye, gerekse diğer hastanede yapılan tedavilere ilişkin tüm bilgiler, çekilen filmler, inceleme raporları, epikriz ve Adli Tıp Kurumundan alınan raporların incelenerek bilirkişi raporu alınması için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişiler 27/03/2019 havale tarihli raporu ibraz etmiş, 27/03/2019 havale tarihli rapor denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı …’nın tedavisini üstlenen davalı hastane ve istihdam ettiği doktorların ameliyat ve tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, davacıya ait …. Hastahanesi, …. İstanbul Hastahanesi, …. Hastahanesi, ….. Hastahanasi, …. Hastahanesi,…. Cerrahi Anabilim Dalı, …. Anabilim Dalı’na ait teşhis, film ve grafiler ile diğer tıbbi bilgi ve belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ait araştırmalar, ticaret sicil kaydı, Adli Tıp Kurumu ….. İhtisas Kurulu 17 Mayıs 2013 tarih ve …… sayılı raporu, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 25/09/2014 gün ve 1985 sayılı raporu, bilirkişi heyet raporu ile diğer bilgi ve belgeler incelenmiş, irdelenmiş ve içerikleri anlaşılmıştır.
Mahkememizce yukarıda açıklaması yapılan nitelikte davalı hekimler ve hastahanenin özen borcuna aykırı davranıp davranmadıkları hususunda önce Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmış 17 Mayıs 2013 tarih ve … sayılı raporda sonuç itibariyle; “…Metafize uzanan distal radius kırığı nedeniyle hastaya minimal invaz girişimle kapalı redüksiyon, perkütan k telleriyle ve fiksatör ile tespit uygulandığı, hastaya ait radyografilerin incelemelerinde böyle problemli bir kırıkta uygun tedavi alternatiflerinden bir tanesinin usule uygun şekilde uygulandığı, uygun süre içerisinde eksternal fiksatörün çıkarıldığı, fakat yetersiz ve uygunsuz kaynama olduğunun anlaşıldığı, ardından gelişen patolojiyi düzeltici uygun cerrahinin uygulandığı, yapılan son muayenesinde bir sekel gelişmediğinin anlaşıldığı, kırık kaynaması üzerine sistemik ve genel faktörler olarak çoklu faktörlerin etki ettiği tıbben bilindiğinden uygun tedaviye rağmen gelişen sürecin herhangi bir tıbbi kusur ve ihmalden kaymaklanmayan, her türlü özene rağmen görülebilecek “komplikasyon” olarak nitelendirildiği cihetle kişinin tedavisi ile ilgili hekimlere atf-ı kabil kusur tespit edilmediği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde davalıların herhangi bir ihmallerinin bulunmadığı bildirilmiş, davacılar vekilinin itirazları yerinde görülerek bu defa aynı konuda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınmış 25/09/2014 gün ve …..sayılı raporda da sonuç itibariyle hekimlere atf-ı kabil kusur tespit edilemediğinin oybirliği ile mütalaa edildiği görülmüştür.
27.03.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacı …’ya yapılan girişimler ve dosya kapsamında sorulan hususlara yönelik yapılan değerlendirmede, “hastaya kırık sonrası uygulanan tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu, tespit materyalleri ilk ameliyattan sekiz hafta sonra çıkarılmış olup bu sürecin yeterli bir süre olduğu ve yine hastada geliştiği anlaşılan “komoleks bölgesel ağrı sendromu” sonrası kırığın kötü kaynamaması/kötü kaynaması nedeniyle planlanacak ikinci ameliyatın hemen uygulanmaması ve bir süre beklenilmesinin tıp kurallarına uygun olduğu..” açık ve net olarak tespit edilmiş, dosyada daha önce alınan ATK …..İhtisas Dairesi’nin 17.05.2013 tarihli raporu ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 25.09.2014 gün ve 1985 sayılı raporunda da aynı sonuca yani, davacıya uygulanan tedavide herhangi bir kusur olmadığı sonucuna ulaşılmış olduğundan, her üç raporunda birbirini teyid eder mahiyette olduğu, davacıya uygulanan teşhis ve tedavi süreciyle ilgili gerek davalı hastahane nezdinde gerekse diğer sağlık kuruluşları nezdindeki tüm tıbbi bilgi ve belgeler doğrultusunda davacının iddia ve itirazlarını karşılar tarzda yapılan araştırma ve değerlendirmeler sonucunda davalılara atf-ı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 4.603,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.559,10 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama 130,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı … ve …İstanbul A.Ş kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Hesap edilen maddi tazminat olarak 2.725,00 TL, manevi tazminat olarak 23.950,00 TL olmak üzere toplam 26.675,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 15 günlük yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak temyiz dilekçesi ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacı vekili, davalı … ve davalı … Hastanesi vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 18/04/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)