Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/539 E. 2019/483 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/539
KARAR NO : 2019/483

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 25/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin üç binin üzerinde üyesi bulunan bir toplu iş yeri ve konut yapı kooperatifi olduğunu, davalı borçlunun kooperatifin …. no’lu ortağı olduğunu, davalının kooperatif aidat bedellerini ödemediğini, iş bu aidat bedellerinin tahsili amacıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız olduğunu, müvekkilinin ikametgah adresinin Şişli/İstanbul olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, her hangi bir borcu bulunmadığını, müvekkiline gönderilen ödeme emri ekinde borcun kaynağını gösterir hiçbir belge bulunmadığını, tüm aidat ödemelerinin davacının banka hesabına yapıldığını, davacının Ocak 2014 ve Haziran 2018 arasında banka kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, icra takibinde haksız olarak takip öncesi faiz uygulandığını, müvekkiline gönderilmiş her hangi bir ihtarname bulunmadığını, hesap kat edilmeden faiz uygulanmasının haksız olduğunu, icra takibinin haksız olduğunu, davacının her aya ilişkin farklı miktarda aidat istediğini, talep edilen miktarların keyfi olduğunu, resmi onayları yapılmamış davacı kayıtlarının hükme esas alınamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bakırköy …….İcra Müdürlüğü’nün ……esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Ocak 2014 ile Mart 2017 arasındaki otuz üç aya ilişkin işletme aidat bedeli ve her birinin ayrı ayrı faiz bedelleri yönünden 5.318,08-TL alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, 23.05.2018 tarihinde davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan; tarafların iddia ve savunmaları, davacı kooperatifin defter, belge ve kayıtları, dosyaya sunulu genel kurul kararları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 05.02.2019 havale tarihli raporunda kooperatif genel kurulunun dava kapsamındaki 03.06.2006, 18.06.2011, 29.09.2012, 22.04.2014 ve (geçmiş şamil kararlar içeren) 31.03.2018 tarihli genel kurul toplantılarında ortaklardan alınacak aylık işletme aidat miktarının işyerlerine göre tespit edildiğini ve ay içinde ödemeyenlere aylık %2 gecikme faizi uygulanacağının kararlaştırıldığını, sunulu bulunan genel kurul kararlarının iptal edildiğini ya da aidatlarla ilgili tespit kararlarında değişiklik yapan başka bir genel kurul kararı alındığını gösterir belge ve iddia bulunmadığını, dolayısıyla ortakların mezkur genel kurul kararlarına uymak ve işletme aidatını her hangi bir ihtara gerek olmaksızın zamanında ödemek yükümlülüğü altında olduğunu, davalının ödemeye ilişkin takip konusu dönemle ilgili her hangi bir makbuz, dekont, havale belgesi gibi ispat edici ödeme belgelerini ibraz etmediğini, buna karşılık davacının kooperatif kayıtlarında davalının birikmiş aidat borcunun tespit edildiği, faizin açıkça gösterildiği davalının itirazını destekleyici her hangi bir tespit yapılamadığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava davacı kooperatif tarafından davalı ortak aleyhine, aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK 14/2 gereği özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya bir üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Davacı kooperatif tüzel kişiliğinin adresinin Esenyurt / İstanbul olması, Bakırköy Adliyesi yargı çevresinde bulunması, belirtilen yasa hükmü gereği davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Davalının …. numaralı kooperatif ortağı …..’nun kooperatif sitesindeki ….. Blok ……. numaralı bağımsız bölümü 26.08.2013 tarihinde tapudan devir almak ve ortaklık başvurusu yapmak suretiyle kooperatifin ortağı olduğu anlaşılmıştır. Taraflara HMK m.140/5 gereği dilekçelerinde gösterdikleri ancak sunmadıkları delilleri sunmaları için 2 haftalık kesin süre verilmiş, sunmadıkları deliller açısından vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmiştir. Sürenin sonunda mevcut delillerle bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Kooperatif ortakları Kooperatifler Kanununun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşit olup kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktarlardaki inşaat, ortak alan ve tesisler ile genel giderler katılım payları taksitlerini ödemek zorundadırlar (KK. m.1,23, anasözleşme m.21). Bütün ortakları temsil eden en yetkili organ olan genel kurul, aralarında “ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme esaslarını tespit etmek” de bulunan terk ve devir edilemeyecek yetki ve görevlere sahiptir. Genel kurulun kararları iptal edilmedikçe toplantıda bulunmayanlar veya aleyhte oy kullananlar hakkında da geçerli ve bağlayıcıdır (KK. m. 42, anasözleşme m.23,37,38).
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacının 5.318,08-TL alacağı olduğu tespit edilmiş, mahkememizce aldırılan rapora karşı davalı tarafça itirazda bulunulmaması da göz önüne alınarak davacının davasını ispat ettiği tespit olunmuştur. Davalı – borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davalı – borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle kabul edilen 5.318,08-TL TL üzerinden davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatı hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 5.318,08 TL asıl alacak bakımından devamına,
2-Davacı lehine kabul edilen 5.318,08 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 363,28 TL harçkan peşin alınan 90,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 272,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 829,00 TL. (posta, tebligat vs. Gideri) yargılama gideri ile toplam harç gideri 131,92 TL ki toplam 960,92 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır