Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/508 E. 2020/561 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/508
KARAR NO : 2020/561

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı borçlunun, borcuna karşılık 31.07.2017 tarih 500.000,00 TL meblağlı senedi imzalayarak müvekkiline verdiği, senet, süresinde ödenmeyince, İst. Anadolu ….. ATM’nin ….. D. İş sayılı dosyası ile ihtiyatî haciz karar alındığı, “İhtiyati Haciz Kararı” İst. Anadolu …… İM’nün ……. E. sayılı dosyasıyla takibe geçildiği, borçlunun 3. Şahıs olan hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulduğu ve borçlunun senetteki imzaya ve borcuna itiraz etmediği, yalnız, takip konusu bonoda ödeyeceğim ibaresi olmadığını, bononun kayıtsız ve şartsız ibaresi olmadığı gerekçesiyle, kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını belirterek takibin iptalini talep ettiği, İst. Anadolu ….. İHM’nin …. E. sayılı dosyasında aynı gerekçe ile takibin iptaline karar verdiği, bu kararın temyiz edildiği, senedin bono vasfında olduğu geçerli olduğu şüphesiz olsa da İst. Anadolu …… İHM’nin haksız ve hukuka aykırı kararı üzerine borçlunun hacizlerin fekkini talep etmesi ve dosyadaki paranın iadesini talep etmesi üzerine hak kaybına uğramamak ve alacağın tahsilini sağlamak amacı ile kaydıyla B.Ç. …… İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosya ile mükerrer olmamak kaydı şerhi düşülerek, takibe konulduğu ve borçlu itiraz ederek, takibi durduğu, davalı borçlunun, dosyaya ibraz ettiği imza sirkülerindeki imza ile senetteki imzanın birbirinin aynısı olduğu çok açık bir şekilde anlaşılacağı, senetteki imza borçluya ait olduğu, senedin bono vasfında olduğu geçerli olduğu şüphesiz olsa da İst. Anadolu …… İMH’nin kararına istinaden adi senet olarak kabul edilse bile takip konusu senet zamanaşımına uğramadığı için delil başlangıcı değil adi senet hükmünde olduğu, Davalı Borçlunun Müvekkiline borçlu olduğu takip konusu senet ile sabit olduğu, davalı borçlu takibe konu senedin bedelinin ödendiğine dair hiçbir belge ibraz etmediği, iddia ve beyan edilerek, B.Ç. …… İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun alacağından %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafça senet olduğu iddia edilen belgenin kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi içermediğinden kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı gibi borçlandırın bir belge de olmaması nedeniyle adi senet vasfında dahi olmadığını, TTK m. 776 ‘da bir bonoda bulunması gereken zorunlu unsurlar sayıldığı, buna göre, kambiyo senedi vasfında olamayacağı ve bu hükümlerden yararlanamayacağı hususlarının İst. Anadolu …… İMH’nin 20.10.2017 tarih ve ….. E.- …. K. sayılı ilamı ile de sabit bulunduğu, Söz konusu belge kambiyo senedi olmamakla birlikte, belgenin ödeme vaadi içermediği açık olduğundan ödeme vaadi olmayan bir belgenin borç senedi veya borç doğuran belge olduğunun kabul edilebilmesi mümkün olmayıp böyle bir belgenin borçlanma aracı olarak kabul edilmesi açıkça kanuna aykırı olduğu, belge metninde “ödeme vaadi”, “”borçluyum”, “parayı aldım”, “ödeyeceğim” vs. gibi kişiyi borçlu kılacak herhangi bir ibare bulunmadığından takibe konu belge adi senet vasfında dahi olmadığı, belirtilen belge ile ilamsız takip yapılabilmesi mümkün olmadığı, takibe konu belge ile borçlandırılması mümkün olmadığı, söz konusu belge müvekkil şirket tarafından keşide edilmediği gibi belgede yer alan imza müvekkil şirket yetkilisine ait olmayıp, davalı müvekkilin davacıya karşı iddia edilen böyle bir borcu bulunmadığı, Davaya konu takipten farklı bir takipte, öne sürülmeyen şikayet sebeplerinin, davaya konu iş bu takibe yönelik olarak ileri sürülmesinde engel bulunmadığı, davalının, davacıya takibe ve davaya konu herhangi bir borcu bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Büyükçekmece …… icra Müdürlüğünün …… Esas Sayılı dosya örneği, Anadolu……. ATM’nin …… D. İş. sayılı dosyası, Anadolu ……. İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyası, Anadolu …… ATM’nin ……. D. İş. sayılı dosyası, Anadolu …… İHM’sinin ….. E. sayılı dosyası dosya sureti, vergi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, icra dosyaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul …… İcra Dairesi ……. E. Sayılı Takip Dosyasının tetkikinde, Takip Alacaklısının …… İnş. San. ve. Tic. A.Ş., Takip Borçlusunun …… İnş. San. Ve. Tic. A.Ş. Olduğu, takip tarihinin de 02.10.2017 olduğu,, 500.000,00 TL’si asıl alacak olmak üzere diğer ihtiyati haciz ücretleri ile birlikte toplam alacağın, 508.942,08 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Başlatılan ilamsız takibe; Borçlunun Şikayeti Üzerine, İst. Anadolu …… İcra Hukuk Mahkemesinin 20.10.2017 tarih ve E: …… – K: …… No.lu gerekçeli kararında; “6102 sayılı TTK.nun 776/1. maddesinde; “Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe ’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, Vadeyi, Ödeme yerini, Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını. Düzenlenme tarihini ve yerini, Düzenleyenin imzasını içerir. ” şeklinde düzenlenmiş olup, takip dayanağı senet aslında “…Türk Lirası vadesinde ödenmediği taktirde müteakip bonoların da muacceliyet kesbedeceğini…” yazılmış olup, takip dayanağı senet aslının kambiyo vasfını taşımadığı, senet üzerinde kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödeneceği vaadinin bulunmadığı görülmüş olmakla, aşağıdaki şekilde davanın-şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Gerekçesiyle, Şikâyetin kabulüne ve İstanbul ……. İcra Dairesi …… E. sayılı takip dosyasındaki ilamsız takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı Dosyasının tetkikinde, Takip Alacaklısı …… İnş. San. ve. Tic. A.Ş., tarafından ….. Madencilik İnş. San. Ve. Tic. A.Ş. Aleyhine 21.04.2018 tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 16.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21.05.2018 tarihli itirazı nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK, bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, alacağın tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca davacının (davalı ihtara rağmen ticari defter ibraz etmediğinden) ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası, davacının ticari defterleri üzerine yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davacı tarafından incelemeye sunulan Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davaya konu senedin 31.07.2017 tarih 500.000,00.TL meblağlı olduğu, senet metninde ödeme günü ibaresinin yazıldığı, senet ödenmediğinde müteakip bononun muaccel olacağı yazılmış ve ödeyecek kişiye ilişkin kısımda ödeme kelimesine yer verilmediği, bononun bir borç ikrarı ve ödeme vaadi olduğu, bir bonoyu düzenleyerek lehtara teslim eden kişinin belli bir parayı ödeme vaadinde bulunmuş olacağı, vadesinde ödenmeyen bonoların da muacceliyet kesbedeceği açıktır. Somut davada, Davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı dosyasında imzaya itiraz etmediği, bu haliyle senet kambiyo senedi niteliğine haiz değilse de, imzası inkar edilmediğinden borç ikrarına havi adi bir borç senedi niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu senet sebebiyle borçlu olmadığını davalının yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davalının takibe konu senedin bedelinin ödendiğine dair belge ibraz etmediği, bu haliyle davacının davaya konu 31.07.2017 tarihli 500.000,00.TL bedelli senetten dolayı davalıdan alacaklı olduğu davacının BA-BS formları ve ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, taraflar arasında daha önceden dava konusu yapılan senet ile ilgili olarak İstanbul Anadolu …… ATM’nin ……. D. İş. sayılı dosyası ile alınan ihtiyati haciz kararı ile İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiği ancak bu kambiyo vasfına ilişkin takibin Anadolu …… İcra Hukuk Mahkemesinin …… E. sayılı dosyasında takip konusu senette “ödeyeceğim” ibaresinin olmadığı, senedin kayıtsız ve şartsız ibaresi olmadığı gerekçesi ile kambiyo vasfını taşımadığından takibin iptaline karar verildiği, dava konusu yapılan Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında ilamsız takibe ilişkin örnek no.7 adi takip yapıldığı, dosyada borçlu, borcunun bulunmadığını beyan ederek itiraz ettiği ve imza inkarının olmadığı, imza inkar edilmediğinden borç ikrarına havi adi bir borç senedi niteliğinde olduğu, borçlu olmadığının tespitinin yazılı bir belge ile ispat edilmesi gerektiği, bu durumda icra dairesine yapılan itirazın hukuki dayanağının mevcut olmadığı, haksız olduğu, dava konusu senet miktarındaki alacağın taraflar arasında belirlenebilir nitelikte olduğu, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu olması gerektiği kanaatine varılarak, mahkememizce verilen 22/10/2018 tarihli ihtiyati haciz kararına istinaden 25/10/2018 tarihinde teminat yatırıldığı dikkate alınarak ihtiyati haciz kararının devamına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 500.000 TL asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 100.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Mahkememizce aşamada verilen ihtiyati haciz kararının devamına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 34.155,00 TL harçtan peşin alınan 5.980,75 TL harcın mahsubu ile eksik 28.174,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.176,50 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 6.021,85 TL ki toplam 7.198,35 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 42.050,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)