Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/500 E. 2019/545 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/500
KARAR NO : 2019/545

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/05/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 18/05/2016 tarihli “Çerçeve İşbirliği Sözleşmesi” adıyla bir sözleşme imzalandığını, anılan sözleşme uyarınca taraflar fotovoltaik projeler geliştirip güneş enerjisi üreten santraller kurmakta olduklarını, santrallerde kullanılan güneş panelleri, modüller ve invertörlerin tedariki ile tasarım ve kontrol hizmetlerinin davacı tarafından, yer ve izin temini ile müteahhitlik hizmetleri de davalı şirket tarafından sağlanacağını; sözleşme uyarınca, tarafların tedarik ve hizmetine karşılık olarak, santrallerin satışı veya santrallerde üretilen enerjinin satışından elde edilen gelir ise taraflar arasında eşit oranda yani %50- %50 olarak paylaşılacağını; Sözleşme uyarınca müvekkili tarafından tedarik edilen mal ve sunulan hizmetlerin temini için ise 20/05/2016 tarihli “Hisse Rehin Sözleşmesi” imzalandığını; bu sözleşme ile müvekkilinin davalı şirketin %50 hissesi üzerine rehin koyma, davalı şirket yönetim kurulunda eşit olarak temsil edilme ve genel kurula katılıp oy kullanma hakları verildiğini; ancak, dava konusu 16/01/2018 tarihli kararın verildiği genel kurul, müvekkil şirket yetkilisi….’ in yokluğunda toplandığını, yönetim kurulunca 10/01/2018 tarihinde ilan edilen gündemde bulunmayan bir gündem maddesi oluşturulmak süretiyle, müvekkili şirket yetkilisinin davalı şirket yönetim kurulundaki görevine haksız bir şekilde ve kötü niyetle son verildiğini; davalı şirket tarafından Bakırköy …. Noterliği yoluyla gönderilen 17/05/2018 tarihli ve … yevmiye nolu “Çevabi ihtarname”nin 4. Maddesi ile bu haksızlığı açıkça kabul ettiğini; taraflar arasındaki sözleşmelere ve kanuna aykırı olan dava konusu genel kurul kararının müvekkili aleyhine telafisi imkansız zararlara yol açtığını, yarı yarıya ortak olarak inşa edilen güneş enerjisi santralleri ve projelerin işletilmesi ile satılmasından elde edilen tüm gelirlerin davalı şirketin banka hesabına yatırıldığını, sözlü ve yazılı olarak iletilen taleplere, noter kanalıyla gönderilen ihtarnamelere rağmen, davalı şirket tarafından bugüne kadar müvekkil şirkete ödenmesi gereken birikmiş müvekkiline ait olan 15 milyon dolarlık satış gelirleri ve kar paylarının da müvekkili şirkete ödenmediğini, Bakırköy …. Noterliğinden gönderilen 09/05/2018 tarihli ve …. yevmiye nolu ihtarname ile talep ettikleri ödemeleri yapmadığını, davalı ortaklarının kötü niyetle müvekkilden ve bizzat davalı şirketten mal kaçırmak ve davalı şirketlerin içini boşaltmak maksadıyla hareket ettikleri hususu bu açık bir şekilde görüldüğünü, sonuç olarak müvekkilinin, davalı şirket hesaplarından kendisine ödenmesi gereken işletme ve satış gelir ve karlarının yarısı oranındaki paylarını kötü niyetli ortağın kişisel çıkar amaçlı müdahaleleri sonucu kaybetmekle yüz yüze olduğunu, bu nedenle, öncelikle acilen ve tedbiren davalı şirketin banka hesaplarına el konularak bu hesapların bloke edilmesine ve davalı şirketin mevcut yönetim kurulu yerine bir kayyım atanıp, şirketin tüm ticari, borçlandırıcı, bağlayıcı, icrai ve tasarruf yetkilerinin atanacak kayyıma devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta davacı vekilinin vekalatnamesindeki yetkiye istinaden UYAP sisteminden gönderdiği 16/01/2019 havale tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili özetle; davanın konusu genel kurul kararının iptali olduğu halde, davacı tarafın bir alacak davasında ileri sürülebilecek, ayrı bir dava konusu olabilecek iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, her iki müvekkili bakımından iptali talep edilen toplantıların 3 aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacının toplantılara kendi isteği ile katılmadığını, müvekkilinin toplantıya katılmasını engelleyecek herhangi bir eylem veya işleminin bulunmadığını, toplantıya çağrı tutanağının, toplantının ve gündemin belirlenmesine dair kurul yönetim kurulu kararının davacı tarafça imzalandığını, pay sahibi olmayan davacının genel kurul kararlarının iptali için dava açamayacağını, davacının herhangi bir hakkının çiğnenmediği dikkate alınarak davanın reddine ve sayın mahkemenin tayin edeceği bir miktar teminatın davacı tarafından yatırılmasına, davacı hakkında şikayette bulunma ve özel hukuktan kaynaklanan diğer tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiş, safahatta UYAP sisteminden göndermiş olduğu 04/03/2019 havale tarihli dilekçesi ile feregata bir diyecekleri olmadığını, davacıdan yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep etmediklerini bildirmişlerdir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ….ESAS SAYILI DOSYASINDA;
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 18/05/2016 tarihli çerçeve işbirliği sözleşmesi adı altında bir sözleşme imzalandığını, anılan sözleşme gereğince projeler geliştirilip güneş enerjisi üreten santraller kurulmasının kararlaştırıldığını, kurulacak santrallerle güneş panelleri modüller ve invertörlerin tedariki ile tasarım ve kontrol hizmetlerinin müvekkili tarafından, yer ve izin temini ile mütehitlik hizmetlerinin davalı tarafından sağlanmasının kararlaştırıldığını, yine sözleşme gereğince sağlanacak tedarik ve hizmete karşılık olarak santrallerde üretilip satılan enerjiden elde edilecek gelirin eşit olarak paylaşımının kararlaştırıldığını, sözleme ile müvekkili şirket lehine davacı şirket üzerinde % 50 rehin konulmasının kararlaştırıldığını, ancak dava konusu edilen 16/01/2018 tarihli genel kurulun müvekkilinin yokluğunda toplandığını ve ilan edilen gündemde bulunmayan bir madde eklenerek müvekkili şirket yetkilisinin şirket yönetim kurulundaki görevine haksız ve kötü niyetli şekilde son verildiğini, yapılan genel kurulda alınan kararın TTK’nın 447 ve TBK’nın 19 20 ve 36.maddelerine aykırı olduğunu, bu aykırılıkların giderilmesi için çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, çağrısız genel kurul yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple alınan kararların yok hükmünde olduğunu, zira kendisine usulüne uygun çağrı yapılmamış olduğunu belirterek davalı şirketin genel kurulunda alınan kararların butlanına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı vekilinin davalıya ait hesaplara el konularak bu hesaplara bloke edilmesi, dava konusu genel kurul kararlarının hükmünün icrasının geri bırakılması taleplerinden ibarettir.
HMK.’nun 310. maddesi uyarınca, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanun’un 311. maddesi uyarınca da feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu kapsamda davacı vekilinin vekaletnamedeki yetkiye dayanarak davadan feragat etmesi karşısında aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Mahkememize dosyası ile ilgili olarak:
1-Feragat nedeniyle asıl dava ve birleşen Bakırköy… . ATM’nin … esas sayılı davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Talep edilmediğinden davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
B-Birleşen dosya ile ilgili olarak:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Talep edilmediğinden davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)