Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/50 E. 2023/724 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/50 Esas
KARAR NO : 2023/724

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2013
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
KARAR YAZILMA TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … San. Tic. Ltd. Şti ile davalı firma arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını ve protokole göre müvekkili şirketin, davalı firma adı atında “…” olarak ticari faaliyetine başladığını, bu protokol imza edildikten sonra … adına kayıtlı … ili, … İlçesi … mah. … mevkii …. parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine l.dereceden 3.şahıs ipoteği tesis edildiğini, müvekkili firmanın sözleşmenin karşılıklı olarak imza edilmesinden sonra sözleşme esaslarına uygun şekilde hareket ettiğini, edimlerini yerine getirdiğini, ancak geçen surede 5015 sayılı yasanın ve sözleşmenin ve bu yasaya bağlı yönetmeliklerin davalıya yüklediği öncelikli ikmal sorumluluğunun davalı firmaca yerine getirilmediğini, ekonomik dar boğaza düşen davalı firmanın müvekkili şirkete ürün vermemeye başladığını, hatla peşin ödemelerde dahi ikmal yapılamadığını, ayrıca tankerlerin dolum için günlerce ikmal noktalarında bekletildiğini, bu konularda Türkiye çapında bir çok bayinin mağdur edildiğini, bu şekilde müvekkili şirketin ticari itibarının zedelendiğini ve kendisinin müşterilerine yakıt veremez duruma geldiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin içerdiği edimlerin davalı tarafça ağır olarak ve süreklilik arz eder şekilde ihlalinden sonra daha da mağdur olmak istemeyen müvekkili şirketin davalı firmanın ticaret etiğine yakışmayan davranışları, taraflar arasındaki sözleşmenin yürütülebilmesinin imkansız hale gelmesinden dolayı 05/01/2012 tarihinde dayalı firmaya ihtarname çekerek sözleşmeyi fesih ettiğini, … Bankası … Şubesi aracılığı ile verilen 23.03.2007 tarih ve … mektup numaralı, 20.000,00 TL lik davalı tarafça haksız olarak paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin müvekkili firmanın davalıya hiçbir nakdi ve edim vs borçları olmaması sebebi ile davalıdan alınıp müvekkile ödenmesini talep ederek huzurdaki davayı açmışlardır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ilki 09/03/2007 ve sonrasında 28/09/2010 olmak üzere 2 adet Bayilik Sözleşmeleri akdedildiğini, işbu sözleşmeler ile davacı şirketin, gerek kendi ihtiyacı olan, gerekse şantiyeler, deniz araçları, kooperatifler, nakliye firmaları, toplu tüketim merkezleri, sanayi kuruluşlarına satacağı beyaz mal (benzin, motorin), siyah mal (fuel oil no…, kalorifer yakıtı vb.) ile madeni yağlar ve konusuna uygun diğer malları tamamen müvekkili şirketten satın almayı ve müvekkili şirketin de sözleşmelerdeki şartlar dairesinde talep edilen ürünü temin etmeyi karşılıklı olarak kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ve sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemesi halinde teminat olmak üzere davacı bayiden teminat talep edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından 50.000,00 TL limitli ipotek ve ipotekli taşınmaz üzerinde 28.09.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 3 yıl süreli intifa hakkı ile dava konusu istirdadı talep edilen … bankasına ait olmak üzere 20.000.- TL bedelli teminat mektubunun müvekkili şirket lehine tesis edildiğini. davacının beyanlarının aksine, davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunu, davacı bayinin satış taahhüdünü yerine getirmediği dayanağı olmayan gerekçelerle bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak ekonomik çıkar nedeniyle feshettiğini, müvekkili şirkete çekilen ihtarname ile bunların alınmasının talep edilmesinin hukuka aykırı bir tutum olduğunu, müvekkili şirketin işbu ihtarname ile temerrüde düşme imkanının olmadığını, söz konusu ariyet malların iade edilmemesi nedeniyle davacı şirketin fesih tarihi olan 05/01/2012 tarihi itibariyle müvekkili şirkete olan iade borcu tutarının 10.000.00.- TL civarında olduğunu belirterek karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar yazılı delillerini ibraz etmiş, toplanması gereken deliller mahkememizce toplanmıştır.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi, … E. … K. 16/04/2013 tarihli kararı ile bu dosyalarının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.
Dosyanın yapılan incelenmesinde; davacının …. Paz. A.Ş., davalının … San. Ve Tic. A.Ş., davanın tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Birleştirilen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … e sayılı dosyası:
Birleştirilen karşı davanın davacısı … AŞ vekilince verilen dava dilekçesinde, karşı davalı ile yapılan sözleşme gereği bayiliğin her ne sebeple sona ermesi halinde davalının istasyonu teslimle yükümlü olduğu aksi halde günlük 200 USD cezai şart borcu doğduğu gerekçesiyle dava tarihine kadar tahakkuk eden cezai şart karşılığı 164. 927 TL talep edilmiştir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde Türkiye’nin farklı bölgelerinde aynı döneme gelen ve dağıtıcının tedarik yükümlülüğünü yerine getiremediğini gösteren bu durumun, ihtilafın sadece davanın tarafları arasında yaşanmadığı, kural olarak davacı karşı davalının her ne kadar karşı tarafın temerrüde düştüğünü yazılı olarak ispatlaması gerekse de, huzurdaki ihtilaf özelinde, davalı karşı davalının tedarik yükümlülüğünü yerine getiremediğinin ülke çapında bilinen bir durum arz ettiği, bunun karşı davacı açısından oluşan temerrüdü ve feshin haklılığını ispatladığı anlaşılmıştır.
Nakde çevirilen teminat mektubunun davacının eksik mal alımı ve istasyonun tahliye edilmemesi nedenleriyle ayrı ayn kesilen yaklaşık 65 bin TL ve 116 bin TL tutarlı iki ayrı cezai şart faturası kaynaklı alacağa mahsup edildiği belirlenmiştir.
Davacının sözleşmeye ek taahhütnamesi ile her yıl asgari alım taahhüdünde bulunduğu tutarda akaryakıt almaması nedeniyle belirlenen cezai şart tutarından sorumlu olup olmadığına ilişkin :
Davaya konu 2010 ve 2011 dönemleri taahhüt edilen miktarda mal satışı yapılmaması kaynaklı cezai şart alacağı kapsamında, davalı … AŞ’nin 2011 dönemi başlarken davacıya herhangi bir ihtar veya ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin mal vermeye devam etmesi karşısında 2010 dönemi için cezai şart talebinde bulunmaya hakkı olmadığı,
2011 dönemi için cezai şart talebinin ise ,davalı karşı davacının cezai şart talebini beyan ettiği gibi …’a karşı yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla değil, sözleşmesini fesheden bayilere karşı sözleşmenin feshi nedeniyle ileri sürdüğü, bayinin uzun yıllar sözleşmeyi feshetmeden sürdürmesi halinde hiç talep konusu olmayabilecek ve genel işlem şartı niteliği taşıyan cezai şartın, salt sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle ileri sürülmesi halinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu bu nedenle 2011 dönemi cezai şart talebinin de haklı olmadığı,
Ayrıca 2011 dönemi cezai şart alacağının, sözleşmenin haksız nedenle feshedilmiş olması şartına bağlı olduğu, yukarıda belirtilen gerekçelerle davacının sözleşmeyi feshinin, sözleşmenin mal tedariki yapılmamış olması nedeniyle feshediliğinin kabulü gererktiği,bu durumda da kota yükümlülüğünün İhlalinden ve buna bağlı cezai şart borcundan da söz edilemeyeceği,
Davalının intifa hakkına dayalı cezai şart talebi yönününden :Davalı firmanın kendi üzerine düşen ürün teslim etme borcuna sözleşme gereklerine uygun surette riayet etmemiş olmasına rağmen, intifa hakkından doğan ve bayilik sözleşmesi ile hüküm altına alınan “cezai şart” talep etmesi dürüstlük kurallarına uygun düşmeyecek ve hakkın kötüye kullanılması {MK m.2/H) teşkil edecektir.
Nakde tahvile dayanak oluşturan ve nakde tahvili haklı kılan ve ürün teslim etmemeye rağmen talep edilmesi dürüstlük kuralına uygun düşecek bir zararın varlığı da davalı firma tarafından ileri sürülmüş ya da davalı karşı davacı tarafından bu hususta bir bildirimde bulunulmuş değildir. Bu nedenlerle Davacının teminat mektubu bedeline ilişkin talebini ilişkin davanın kabulu gerekmiştir. Asgari mal alım taahhütnamesi ve cezai şart” başlıklı 28.09.2010 tarihli davacı imzasını taşıyan yazılı matbu beyanda, bayilik sözleşmesinin her ne sebeple sona ermesi halinde istasyon ve tesisin derhal teslim edileceği aksi halde beher gün için 200USD cezai şart ödeneceği yazılıdır.
Taahhütnamedeki düzenleme mevcut hali ile Türk Borçlar Kanunun 27. Maddesinin “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur” düzenlemesine aykırıdır. Zira sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde dahi karşı davalı bayiin, davacıya cezai şart ödemekle yükümlü tutulması ahlaka aykırıdır. sözleşmenin karşı davalı bayi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde cezai şart borcunun doğmayacağı kesin olarak belirtilebilir.yukarıda belirtilen nedenlerle davacı feshinin haklı olduğu anlaşılmakla davalı karşı davacının cezai şart talebinin bu nedenlerle reddi gerekmiştir.
Mahkememizden verilen 11/03/2016 tarih ve … Esas … sayılı kararı davalı birleşen dosya davalısının Temyiz talebi üzerine, Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Davalı birleşen dosya davacısı ıslah dilekçesinde: Mezkur esas sayılı dava dosyasında birleşen dosya Bakırköy …. ATM … e. Sayılı dosyadaki talepleri için kar mahrumiyeti hesaplanmış olup 2000 TL olan taleplerini 25.000 TL’ye yükselttiklerini, bu sebeple aradaki fark olan 23.000 TL için harcı da yatırdıklarını, işbu husus göz önünde bulundurularak kar mahrumiyeti alacağı yönünden 25.000,00TL alacak için davanın kabulünü talep etme zorunluluğu doğduğunu, ıslah talebinin kabulü ile ve ıslah dilekçesinin taraflara tebliğine, asıl davanın reddine, birleşen davalar yönünden davalarının kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı karşı davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişiden alınan 05/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı tarafından düzenlenen faturaların Yasal Defterlerinde yer aldığı, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, Faturalarla ilgili Mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, Davalı lehlerine delil olma kuvvetine sahip olduğu, tarafların birbirleriyle Ticari İlişkinin mevcut olduğu, davalının paylaştığı 2011 ve 2012 yılı Mali verilere göre, 2011 yılına kıyasla 2012 yılında Akaryakıt sektöründe Dağıtımını yaptığı Akaryakıt ürünlerinde %42 azalma yaşadığı, Ciro kaybı ile ilgili olarak dava dosyasında mevcut olan önceki bilirkişi raporlarındaki tespitler ile EPDK tarafından paylaşılan bilgiler ışığında Enerji Petrolün davaya konu olan dönemlerde Bayilik iptallerinin söz konusu olduğu, davalı tarafından paylaşılan Cari Hesap ekstresine istinaden Davalının 20.01.2012 ve 30.11.2012 tarihlerinde davacı tarafa “Satış taahhüdü Cezai şart bedeli” açıklaması ile toplam 101.013,98 USD karşılığı 182.195,50-TL’ye fatura düzenlediği, bunun 20.000-TL ‘sini davacının teminat olarak verdiği banka teminat mektubunu 24 Ocak 2012 tarihinde nakde çevirip , cari hesaptaki borca mahsup ettiksen sonra 162.195,50-TL Enerji Petrolün davacı taraftan alacağı kaldığı, Yargıtayın bozma ilamı karşısında mahkeme kararı doğrultusunda davacının noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini davalı tarafa bildirdiği / tebliğ edildiği tarihten itibaren SÖZLEŞME SÜRESİ SONUNA KADAR ( 10.01.2012-28.09.2013 tarihleri arası) hesaplama; davalının sözleşme süresi sonuna kadar Erken Fesihten kaynaklı Cezai Şart isteyebileceği bedelinin 42.438,72 USD olacağı , davalının sözleşme süresi sonuna kadar Fuzuli İşgalden kaynaklı Cezai Şart isteyebileceği Bedelinin 125.400.- USD olacağı, Davacının Noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini Davalı tarafa bildirdiği/ tebliğ edildiği tarihten itibaren Davalının Dava açtığı 16.4.2013 tarihini Esas alarak yapılan Hesaplama; Davalının Dava tarihine kadar Erken Fesihten kaynaklı Cezai Şart isteyebileceği Bedelinin 31.589,40 USD olacağı, Davalının Dava tarihine kadar Fuzuli İşgalden kaynaklı Cezai Şart isteyebileceği Bedelinin 92.400.- USD olacağı, davalının 20.1.2012 ve 30.11.2012 tarihlerinde Davacı tarafa “Satış taahhüdü Cezai şart bedeli” açıklaması ile Toplam 101.013.98 USD karşılığı 182.195,50 TL’a fatura düzenlediği, Sayın Mahkemenin vereceği karar doğrultusunda 101.013,98 USD Toplam Ceza Bedelinden düşüldükten sonra kalan USD tutar için sözleşmede belirtilen TCMB döviz efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilmesi gerektiği; Davalının, Davacı tarafa düzenlediği 101.013,98 USD karşılığında, Davacının Banka Teminat mektubunu nakde çevirdikten sonra kalan Alacağının 16 Nisan 2013 tarihine kadar T.C. Merkez Bankası Reeskont faiz oranlarından hesaplanmış faiz tutarının 15.013,92 TL olduğu, kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişinin 17/03/2023 tarihli 4. Ek raporunda; 10.01.2012 — 10.07.2012 tarihleri arasında Kar Mahrumiyeti ödenmesine karar verirse , Yerleşik Yargıtay kararlarında Ana dağıtım firmasının yeni bayilik bulması için belirlenen süre 6 ay olup, Enerji Petrol’ün … ile … tarih aralığında altı aylık süre için talep edebileceği Kar Mahrumiyeti’nin Toplam (Motorin için 21.666,20 TL * Kurşunsuz Benzin için 3.528,20 TL—) 25.194, 40 TL olarak hesap ettiklerini, tespit, değerlendirme ve kanaatini bildirmişlerdir.
İncelenen eldeki dosya kapsamı, bozma ilamı öncesi dava dosyası kapsamı, bilirkişi raporları, birleşen dosyalar ve neticeten tüm dosya kapsmaına göre; asıl dava bakımından yapılan incelemede, her ne kadar mahkememizce verilen ilk kararda davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de, Yargıtay …. HD … E., … K., nolu ilamı doğrultusunda mahkekemizce, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Taraflar arasında iki tarafa yükümlülükler yükleyen bayilik sözleşmesinin davacı tarafça kendisine mal verilmediği iddiasıyla feshedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı, peşin satış yaptığı için davacının ödeme yapmaması nedeniyle kendisine mal teslim edilmediğini kaldı ki, davacı tarafça bu konuda herhangi bir ihtar da çekilmediğini bu nedenle feshin haksız olduğunu savunmuştur. Davalının sözleşmeden kaynaklanan ürün verme yükümlülüğünü yerine getirmediği yönündeki iddia karşısında davacının davalıya bu konuda ihtar çekip uygun süre vermesi gerekirken ihtar çekilmeksizin sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesinin haksız olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça başka bayilerin ihtar çekip delil tespiti yaptırdıkları ileri sürülüp ihtar çekilmesinin fayda vermeyeceği iddiasında bulunulmuş ise de dava dışı bayilerle davalı arasında yaşanan uyuşmazlıkların bu davada davacının ihtar yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının kabulü ile davacının feshinin hasız olduğunun sonuç ve kanaati ile asıl davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosya bakımından; asgari alım taahhütnamesi ve cezai şart başlıklı 28/09/2010 tarihli taahhütnamede “… bunlarla birlikte bayilik sözleşmesinin her ne sebep ve suretle olursa olsun sona ermesi halinde işletmeciliğimiz sona ereceğinden, istasyon ve tesisleri derhal tahliye ederek Şirket’e teslim edeceğimizi, bu yükümlülüğümüzü yerine getirmeyerek fuzuli işgale devam ettiğimiz taktirde sözleşmenin fesih tarihinden itibaren tahliye tarihine kadar geçen her gün için ödeme tarihindeki TCMB döviz efektif satış kuru üzerinden 200 USD (ikiyüz amerikan doları) karşılığı Türk Lira cezai şartı, hiçbir itirazda bulunmaksızın, herhangi bir mahkeme kararı veya ihtara gerek kalmaksızın derhal ve defaten Şirket’e ödeyeceğimizi, … kabul ve taahhüt ederiz.” hükmü gereğince, davacının noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini davalı tarafa bildirdiği / tebliğ edildiği tarihten itibaren dava tarihi süresi sonuna kadar (10.01.2012-16.04.2013 tarihleri arası) hesaplamada haksız işgalden kaynaklı cezai şart bedeli olarak 165.848.76 TL hesaplandığı ve ancak dava değerinin 164.927,50 TL olduğu davacı tarafından bu hususta ıslah yapılmadığı görülmekle bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay …. HD … E., … K., nolu ilamından sonra birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosya bakımından; Yerleşik Yargıtay kararlarında ana dağıtım firmasının yeni bayilik bulması için belirlenen süre 6 ay olup, … Petrol’ün … ile … tarih aralığında altı aylık süre için talep edebileceği kar mahrumiyeti’nin 25.194, 40 TL olarak hesap edildiği görülmekle davanın bu bedel bakımından kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle;
1-Asıl Davanın Reddine,
2-Birleşen Bakırköy …ATM ‘ nin … esas sayılı davanın Kısmen Kabulü ile 164.927,50 TL’ nin , asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin Reddine,
3-Birleşen Bakırköy …ATM ‘ nin … esas sayılı davanın Kabulü ile 25.000,00 TL’ nin , asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak, asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine,
4-Asıl davanın reddine karar verildiğinden alınması gerekli 269,85-TL harcın davacı tarafından yatırılan 341,55-TL ‘den mahsubu ile fazla yatan 71,7‬-TL ‘nin kararın kesinleşmesi halinde talep halinde davacı …San. Ltd. Şti.’ye iadesine,
5-Asıl davanın reddine karar verildiğinden asıl dava yönünden yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davanın reddine karar verildiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Birleşen Bakırköy …ATM’nin … Esas sayılı davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden alınması gerekli 11.266,19-TL harcın asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı tarafça yatırılan 2.816,55-TL harçtan mahsubuyla bakiye 11.238,03-TL harcın asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak hazineye irad kaydına,
8-Birleşen Bakırköy … ATM’nin … Esas sayılı davası yönünden; Asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 2.816,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.840,85‬ TL’nin asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine,
9- Birleşen Bakırköy …ATM’nin … Esas sayılı davası yönünden; Asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 5.802,99‬ TL yargılama giderinin asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine,
10- Birleşen Bakırköy …ATM’nin … Esas sayılı davası yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 25.739,13 TL ücreti vekaletin asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine,
11-Birleşen Bakırköy …ATM ‘ nin … esas sayılı davanın kabulüne karar verildiğinden alınması gerekli 1.707,75‬-TL harcın asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı tarafça yatırılan 34,16-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.673,59‬-TL harcın asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak hazineye irad kaydına,
12-Birleşen Bakırköy …ATM ‘ nin … esas sayılı davasında asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı tarafından yapılan 34,16-TL peşin harç, 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 61,86‬-TL’nin asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak, asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine,
13-Birleşen Bakırköy …ATM ‘ nin … esas sayılı davasında AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin asıl dava davacısı-birleşen dava davalısından alınarak, asıl dava davalısı-birleşen dava davacısına verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istem halinde taraflara iadesine,
Tüm taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık yasal süreler içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge , 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu gereği elektronik imza ile imzalanmıştır.