Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/460 E. 2018/483 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/460
KARAR NO : 2018/483

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacının, Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davalının 2016 yılının Kasım ayında kendisine ait olan emlakçı dükkanında çalışmaya başladığını, davalı ile aralarında gönül ilişkisi başladığını, davalının kendisini sevdiğini söylediğini, evlerinin yakın olması nedeni ile birbirinin evine gidip geldiklerini, davalının kendisini telefonla sürekli arayarak cinsel içerikli konuştuğunu, kendisinin de buna cevap verdiğini, ancak davalının kendisi hakkında cinsel taciz suçlamasıyla şikayette bulunduğunu, Küçükçekmece … ASCM’nde …. Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, davalı ile kocası arasında problemleri olduğunu, davalının eşinden şiddet gördüğünden yakındığını, davalının eşinden ayrılmak istediğini, üzerine kayıtlı olan dükkanını ve Kayaşehir’deki evini mal rejimine sokmak istemediğini, davalının mallarının üzerinde kocasının hiçbir emeğinin olmadığını söylediğini, kendisinin emlak işi ile uğraşan ….ve …’ı aradığını, davalıya dükkanını ve evini Çanakkale/Gelibolu’da olan 10 tane arsa ile takas teklif edildiğini, her iki tarafın bunu kabul ettiğini, davalının akabininde dükkanını ve evini ….’ın yanında çalışan …’a devrettiğini, bu satıştan bir hafta sonra tarafların bir araya gelerek Çanakkale’de bulunan arsayı ….’ın vekaleten … vasıtası ile davalının yeğenine devrettiğini, bir hafta sonra ikinci arsayı davalının annesinin üzerine devrettiğini, bir gün sonra üçüncü arsayı davalının yeğenine devrettiğini, tüm bu işlemler esnasında davalı ile Çanakkale/Gelibolu’ya beraber gidip geldiklerini, aynı otelde birlikte kaldıklarını, satış işlemleri bittikten sonra davalı ile birlikte İstanbul’a döndüklerini, daha sonra ….’ın vaadettiği arsaları davalıya vermediğini, davalının bu konuyla ilgili kendisini suçladığını, ancak kendisinin sadece aracı olduğunu söylediğini, davalının kendisini arayarak sürekli olarak tehdit ettiğini, adamları olduğunu söylediğini, kendisini dövdüreceğini, davalının kendisini ve ailesini dövdürmekle tehdit ettiğini, bunun üzerine kendisinin de korkuyla ve panikle üzerine kayıtlı olan Çanakkale/Geliboluda … Köyü,… Mevkii, … parselde kayıtlı taşınmazı davalının annesine devrettiğini, ….’ın yanında çalışan …’a vekalet vererek Çanakkale/Gelibolu’da bulunan başka bir arsayı davalının annesine devrettiğini, ancak davalının ve adamlarının tehditlerinin devam ettiğini, davalının kendisini evine çağırarak kardeşi ve bir başka kişi tarafından silah zoru ile davaya konu olan senede zorla imza attırdıklarını, arsaları alınca senedi yırtacaklarını söylediklerini, ancak senedi Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı İcra Dosyası ile işlem yaptıklarını, daha sonra davalının avukatı ile aradığını, alacağının ….’da olduğunu, beraber Çanakkale’ye gitmek istediklerini söylediklerini,Çanakkale’ye giderek ….ile aralarında sözleşme imzaladıklarını, kendisini de şahit gösterdiklerini, artık üzerine herhangi bir malının olmadığını, kiracı olduğunu, hiçbir gelirinin bulunmadığını, davalının icraya konu borç ile ilgili olarak kendisini sürekli olarak aradığını, ancak icraya konu bir borcunun olmadığından bahisle adli yardım talebinin kabulü ile icra ve haciz işlemlerinin teminatsız olarak durdurularak, 05/03/2017 vade tarihli 500.000,00-TL senet nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
GEREKÇE:
Mahkemelerin görevi belirlenirken dava dilekçesinde açıklanan ve davanın dayanağını oluşturan hukuki ilişkinin esas alınması gerekir. Taraflar arasında var olduğu iddia edilen temel ilişkinin dava dilekçesinde açıklanmasından sonra bu ilişkinin ayrıntısı veya unsurları durumundaki hususlar farklılık arzedebilir ne var ki bahsedilen ayrıntılar temel hukuki ilişkiyi dolayısıyla davanın dayanağını değiştirmez. Görevli mahkemenin tespitinde iddiaya konu temel hukuki ilişkinin esas alınması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar (Gönen ERİŞ, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, C. 1, 1. Baskı, Ankara 2013, s. 323)
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
İş bu dava, Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas … karar sayılı görevsizlik kararı nedeniyle mahkememize gönderilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kıymetli evrak niteliğindeki bonodan kaynaklandığını, bononun Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu bu sebeplerle görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna karar verilmiş ise de; somut olayda, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtildiği üzere ihtilafa konu senedin Borçlar Kanununda sayılan irade fesadı hallerinden tehdit olgusu ile intikalinden bahsedilmektedir. Aralarındaki ilişki ticari ilişki değil gönül ilişkisinden ve devamından bahsedilmektedir. Dosyadaki beyan ve açıklamalara göre taraflar arasında senedin verilmesine esas teşkil edecek bir temel ilişki kurulmadığı ve bulunmadığı, bu itibarla açıklanan şekilde senedin alınmasına sebep bir temel ilişkinin dahi vasıflandırılmasının yapılamadığı, dosyadaki beyanlar ve açıklamalara göre senetten dolayı borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasının görülmesinin açıklanan bu gerekçelerle Ticaret Mahkemesi görevi kapsamında olmadığı; BK.’da düzenlenen irade fesadı hallerinden olan tehdit olgusu ile davacının iradesi hilafına senedin imzalandığı iddia edildiğinden, mal varlığı hakları ihlal edilen davacının açtığı bu davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Ticaret Mahkemelerinin görevi ve hangi işlerin ticari bir iş sayılacağı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddesinde açıklanmıştır.
HMK’nun 114/c- bendi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup HMK’nun 115. Maddesi gereğince mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK.30 madde uyarınca yargılamanın en az giderle ve makul sürede sonuçlanması esas olup yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında Mahkememizin görevli olmadığı Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın ilgili İstinaf Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin K.Çekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Daha önceden K.Çekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinde görev uyuşmazlığının çözümü için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 16/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …