Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/457 E. 2019/182 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/457 Esas
KARAR NO : 2019/182

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 12/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya mal sattığını, taraflar arasındaki ticaretin döviz veya TL üzerinden yürütüldüğünü, döviz bazında kesilen faturalara TL olarak ödeme yapıldığı için bu farkı alacağı doğduğunu, bu farkı alacağına dayalı faturayı davalının ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün….esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ödemelerin yabancı para üzerinden yapılacağına dair herhangi bir anlaşma bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin yabancı para olarak ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, kur farkından kaynaklanan faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 2.526,57 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 26/12/2018 havale tarihli raporunda; davacının ve davalının 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının davalıya USD üzerinden fatura düzenleyip taraf ticari defterlerinin birbiriyle uyumlu olduğunu, cari hesap farkının takibe konu kur farkı faturasından kaynaklı olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın nitelik itibariyle kur farkı alacağından kaynaklandığı, somut olayda davacı tarafından düzenlenen faturaların USD cinsinden düzenlendiği ve mevzuat gereği TL karşılığının da faturaya yazıldığı, ayrıca faturada ” iş bu fatura bedeli ödemesi döviz şekli veya kur takipli TL çeki ile yapılacaktır ” ibaresinin bulunduğu görülmüştür. Taraflar arasında kur farkı talep edilebileceğine dair bir sözleşme olmadığı gibi yine taraflar arasında bu yönde bir teamül bulunduğu da ileri sürülmemiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalı tarafından ödemelerin Türk Lirası üzerinden çek ile yapıldığı, fatura borçlarına karşılık olarak verilen bu çeklerin davacı tarafından tahsil edilip kayıtlarına işlendiği, çekin bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesinin de mümkün olduğu, buna rağmen ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödemeleri Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı talep etmesi mümkün bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10.02.2016 tarih …. E., …. K. Sayılı ilamı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 06.02.2017 tarih …. E., … K. Sayılı ilamı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26.06.2012 tarih …. E., …. K. Sayılı ilamı da bu yöndedir. Açıklama gerekçeyle davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 43,15 TL harcın mahsubuyla bakiye 1,25 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
AAÜT gereğince hesap edilen 2.526,57 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/02/2019

Katip …

Hakim …