Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/435 E. 2019/1081 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/435 Esas
KARAR NO : 2019/1081

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 28/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya mal sattığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek müvekkilinin 5.000,00 TL’lik alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete borçlu olmadığını, davacı tarafından sipariş üzerine gönderilen ürünlerin ayıplı olduğunu ve bunun davacı şirketin kabulünde olduğunu, davacı şirketin müvekkili aleyhine kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, faturadan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, taraflar arasındaki mail yazışmaları, BA-BS formları dosya içerisine alınmış, taraflarca gösterilen tanıklar dinlenilmiş, davalı tanığı … duruşmadaki beyanında davalı şirketin fiili olarak ortağı olup, işlerini takip ettiğini, davacıya verilen siparişlerin yerine getirilerek davalıya teslim edildiğini, teslim edilen ürünlerde beden vs. hususlarda ayıplı kısımlar olup, bu hususun davacıya söylenildiği, davacının ayıpları düzelttiği, düzeltme üzerine gelen ürünlerinde ayıplı olduğunu, ürünlerin ayıplı olduğunun davacıya iletildiğini, müşteriye de söylendiğini, bu hususta yazışma ve fotoğrafların olduğunu, davacıya müşteriden geri dönen ürün olursa fiyatının kendisine yansıtılacağının söylendiğini, davacının da bunu kabul ettiğini, kendilerinin ürünler siparişe uygun olmadığı halde ürünlerin yurtdışına sevki yapılacağından ve terminli çalışıldığından kabul ettiklerini ve malı da yükleyip gönderdiklerini, daha sonra müşteriden ayıp nedeniyle gelen ürünler olduğunu, bunlardan da oraya kendilerine reklamasyon çıktığını, bununda davacıya söylenildiği ve gelip mutabakat yapılması istenildiğini bildirmiş, yine davalı tanığı … duruşmadaki beyanında davalı şirkette depo sorumlusu olarak çalıştığı ve davacının sipariş üzerine aldığı ürünlerin tesliminde ayıplı olduğunu gördüğünü, bunun üzerine nasıl bir yol izlendiği hususunda bilgi sahibi olmadığını beyan etmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 29/01/2019 havale tarihli raporunda; davacının dava konusu yasal defter kayıtlarının HMK 222.maddesine göre delil niteliği taşıdığını, davalının ayıplı mallar nedeniyle kendisine yurtdışı firmasından kesildiğinin iddia ettiğini, promosyona faturası karşılığı davacıya promosyon veya iade faturası kesmediği, davacının defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu davalıdan 42.135,93 TL alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Celbedilen BA formları ve talebin faturadan kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu dikkate alınarak ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 22/04/2019 havale tarihli raporunda; taraflar arasında sadece bir sipariş ile ilgili iş ilişkisinin olduğu, davacı ve davalı arasında faturaya dayalı başka bir sipariş olmadığı, davalının 2018 yılı BA formunda 158.036,00 TL tutarında beyanda bulunulduğu, davacının yasal defterlerinde ilgili faturaların toplamının 157.762,00 TL olduğu, aradaki farkın faturaların EURO cinsinden tanzim edildiği ve kur farkından kaynaklanabileceği, davalının eksik beyanda bulunmadığı, davacının davalıdan 42.135,93 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava değeri 42.135,93 TL olarak ıslah edilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davalı tarafından sipariş verilen ürünlerin davacı tarafından satımı yapılarak davalıya teslim edildiği, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalı sipariş verilen ürünlerin ayıplı olması nedeniyle kendi müşterisi tarafından ayıplı malların iadesinden kaynaklı reklamasyona tabi tutulduğu itirazında bulunmuş ve bu hususta tanık dinletmiş olup, dinlenen davalı tanığı … şirketin fiili ortağı olduğu ve siparişin kendisi tarafından takip edildiğini ve davacı tarafından gönderilen ürünlerin ayıplı olması nedeniyle davacıya bildirimde bulunulduğu, davacı tarafından ürünlerin tekrar düzeltildiği ancak gelen ürünlerinde siparişe uygun olmadığı halde yurtdışına sevki yapılacağından ve terminli çalışıldığından kabul edildiği, müşteri tarafından dönen ürün olursa fiyatın davacıya yansıtılacağının kendisine söylendiği davacının da bunu kabul ettiği bildirilmiş olup, yine davalı şirkette depo sorumlusu olarak çalıştığını beyan eden davalı tanığı … davacının sipariş üzerine yapmış olduğu ürünlerin tesliminde ayıplı olduğunu gördüğünü beyan etmiştir. Davacı tarafça yapılan ürünlerin teslimde ayıplı olduğu, davalı tarafın tanık beyanları ve savunmasında açıkça anlaşılmakta olup, davalı tanığı …’ın beyanında da belirtildiği üzere ayıplı haliyle ürünlerin davalı tarafça kabulünün yapıldığı dosya kapsamından sabittir. Davalı tarafça teslimde açık ayıplı olduğu belirtilen ürünler kabul edilmiş olup, müşterisi tarafından ayıplı ürünlerin geri dönmesi halinde fiyatın davacıya yansıtılacağı hususunda davacıyla anlaşıldığı iddia olunmuştur. Davalı tarafça ayıplı olduğu bildirilen ürünler kabul edilmiş olduğundan, bu hususta tekrar ayıp iddiasında bulunulamaz. Davalı ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin müşteriden dönmesi halinde bunun davacıya yansıtılacağı hususunda davacıyla anlaştığını beyan ettiğine göre bu husustaki ispat yükü de davalı üzerinedir. Davalı bu hususta davacı tarafla anlaştığını ispat edemediğinden ve dava konusu ürünlerin teslim edildiği hususu uyuşmazlık konusu olmadığından davacının davasının kabulüne karar verilmiş, dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğü hususu davacı tarafça ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 42.135,93 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 2.878,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 85,39 TL peşin harç ve 634,20 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 2.158,71 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 85,39 TL peşin harç ve 634,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 755,49 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 911,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.984,95 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/11/2019

Katip …

Hakim …