Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/426 E. 2019/391 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/426 Esas
KARAR NO : 2019/391

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 07/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait …plakalı aracın 05/07/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını ve davalı şirketçe tamir edilerek 29.203,35 TL bedelli faturanın müvekkilinin sigortalısı bulunduğu sigorta şirketinden tahsil edildiğini, dava konusu araç müvekkilini teslim edildikten sonra otoyolda seyir halindeyken aniden direksiyon kilitlenmesi yaşandığını ve araçtakilerin büyük bir kaza atlattıklarını, akabinde aracın dava dışı … servisine götürüldüğünü, araçtaki ayıbın üretim kaynaklı olup olmadığı hususunda Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce tespit raporu hazırlandığını, bu rapor içeriğinde “araçta meydana gelen direksiyon kilitlenmesinin aracın önceden karışmış olduğu 25/07/2017 tarihli kazada fabrika ayarlarından uzaklaşmasına ve orjinalliğinin bozulmasına sebebiyet verdiğini, aynı kazada aracın bir kısım parçalarının darbe aldığını ve zarar gördüğünü, bu kaza nedeniyle servis hizmeti veren davalı şirketin bu hasar ve zararları tespit etmediği” hususunun bildirildiğini, direksiyon kilitlenmesine ilişkin yapılan tamirat bedelinin sigorta şirketince karşılanmadığını ve müvekkili tarafından ödendiğini, davalı tarafça bu arızalar ve hasarlar önceden tespit edilmediğini, edilmesi halinde araçta bu kadar masraf ve değer kaybı meydana gelmeyeceğini belirterek tamir masrafları ve araçta oluşan değer kaybının davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın üretim kaynaklı olarak arızalandığını, sorumluluğun müvekkili şirkette olmadığını, müvekkili şirketin hizmet ayıbının bulunmadığını, söz konusu aracın müvekkili şirkete ait serviste tamirat gördüğü tarih olan 25/07/2017 tarihinden, davacı tarafça iddia edilen direksiyon kilitlenmesine ilişkin arızanın meydana geldiği 20/12/2017 tarihine kadar 2 kez farklı bir servise giriş yaptığını, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı olarak davacının aracında meydana gelen arızadan kaynaklı tamir bedelleri ve araçta oluşan değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 25/12/2018 havale tarihli raporunda; dava konusu aracın direksiyon kutusunda 20/12/2017 tarihinde ortaya çıkan kilitlenme şeklindeki arızanın, aynı aracın 05/07/2017 tarihinde geçirmiş olduğu kazada aldığı darbe ile ilgili olduğunu, bu durumun 05/07/2017 tarihindeki kaza akabinde gidilen serviste ölçülebilir bir belirti göstermediğini, ancak 20/12/2017 tarihinde direksiyon kilitlenmesi şeklinde ortaya çıkan arızanın 05/07/2017 tarihli kazanın vermiş olduğu hasar olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacıya ait …plakalı aracın 05/07/2017 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonrası aracın davalı tarafından tamiri yapılmış olup, araçta 20/12/2017 tarihinde direksiyon kilitlenmesi sorunu yaşandığından bahisle aracın servise götürüldüğü ve bu hususta Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığı, davacının aracında meydana gelen direksiyon kilitlenmesi nedeniyle yapılan tamirat bedelinin sigorta şirketi tarafından ödenmemesi üzerine davalı tarafça 05/07/2017 kaza nedeniyle oluşan hasarın gerekli özen gösterilerek tespit edilmemiş olduğu iddiasına dayanılarak işbu alacak davası açılmış ise de, aldırılan ve teknik olarak mahkememizce yeterli bulunan bilirkişi incelemesinde aracın almış olduğu darbenin yönü ve şiddeti ile hasar gören parçaların direksiyon kutusu ile doğrudan mekanik bağlantılı olma özellikleri çarpışmada direksiyon kutusuna da iletilmiş bir darbenin söz konusu olduğunu gösterdiğini, bu darbeyi almış olduğu şüphesiz olan direksiyon kutusunun 05/07/2017 tarihli kaza sonrası onarım sırasında kontrol edilebilir fonksiyonunu yerine getirir durumda olduğu, 20/12/2017 tarihine kadar geçen süre zarfında darbe etkisi ile hemen kaza sonrası ölçülemez seviyede olan hasarın ilerleyerek direksiyon kutusunun kilitlenmesine yol açmış olmasının kuvvetle mümkün olduğunu bu durumun 05/07/2017 tarihindeki kaza akabininde gidilen serviste ölçülebilir bir belirti göstermediği belirtilmiş olup, zaten öncesinde de kazanın hemen öncesinde ölçülemez seviyede olan hasarın ilerleyerek kilitlemeye yol açtığı, daha sonra 04/10/2017 ve 29/11/2017 tarihlerinde gidilen servislerde de yapılan kontrollerde direksiyon sertleşmesi ve kilitlenmesiyle ilgili herhangi bir arızaya rastlanılmadığının tespit edildiği dikkate alındığında meydana gelen olayda davalıya atfedilebilecek bir kusur görülmemiş ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 236,29 TL harcın mahsubuyla bakiye 191,89 TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı gülsoy vekilinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2019

Katip …

Hakim …