Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/393 E. 2021/841 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/393 Esas
KARAR NO : 2021/841

DAVA : Şirketin feshi, ortaklıktan çıkma, kayyum atanması.
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/927 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Kar payı alacağının tahsili, kayyum atanması.
DAVA TARİHİ :01/10/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09.05.2016 tarihinde şirket hissedarları …… ve ……’ den ayrı ayrı şirket paylarını devralarak davalı şirketin % 50 hissedarı olduğunu, söz konusu devrin Üsküdar …… noterliği’ nin 09.05.2016 tarihli …… yevmiye ve …… yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmeleri ile gerçekleştiğini, müvekkilince devir alınan hisseler sonrasında davalı şirket hissedarlarınca ilgili devir işleminin tescil ve ilan edilmediğini, bunun üzerine kendileri tarafından Beyoğlu …… Noterliği’ nin 16 Mayıs 2016 tarihli ve ……. yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve müvekkilin taraf olduğu pay devri ihtarnamenin tebliği sonrasında ancak 14 Haziran 2016 tarihinde yapılabildiğini, Müvekkilince davalı şirketin feshi için Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin……. Esas sayılı dosyasının ikame edildiğini, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verildiğini ilgili kararın istinaf incelemesi aşamasında olduğunu, kendileri tarafından bu defa ilgili dava tarihinden sonra ortaya çıkan yeni vaka ve deliller sebebiyle tekrar Mahkemeye başvurma zarureti hasıl olduğunu, öncelikle şirkete yönetim kayyumu atanmasını devamında davanın kabulü ile şirketin feshine karar verilmesini, aksi takdirde müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde ileri sürülen hususların hiçbirinin gerçekleri yansıtmadığını, davacının kötü niyetli davranışları nedeni ile şirketin faaliyetine devam edemediğini, şirketin feshini veya davacının ortaklıktan çıkartılmasını gerektirir bir hususun olmadığını, Davacının kayyum isteğine karşı iki şirket müdüründen bir tanesi olan davacı eşi istifa ettiği için şirket ortaklarının mağdur olmaması için şirket ortaklarından bir tanesinin ikinci müdür olarak tayinini veya kayyum olarak atanmasını talep ettiklerini, davacının, şirketi zor durumda bırakmak için toplantılara katılmadığını, şirketin yaptığı harcamaları karşılamadığını ve en önemlisi şirketin dava yoluyla kazandığı çok değerleri arsaların tapularının alınmasını sağlamaktan kaçındığını, bu nedenle iki müdürle temsil edilen şirketin ikinci müdürü olan eşinide istifa ettirmek suretiyle şirket faaliyetlerinin devam etmesine mani olmak istediğini, ortaklardan birinin müdür veya kayyum olarak atanması halinde tüm ortakların hakkı korunacağını, davacının davasında kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP: davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 09/05/2016 tarihinde şirket hissedarları …… ve ……’ den ayrı ayrı şirket paylarını devralarak davalı şirketin %50 hissedarı olduğunu, devirin Üsküdar ….. Noterliği’ nin 09/05/2016 tarihli ……. yevmiye ve ……. yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmeleri ile gerçekleştiğini,davalı şirketin feshi için Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin …. Esas sayılı dosyası ile müvekkilince dava açıldığını, davanın reddine karar verildiğini ve dosyanın şuan temyiz incelemesinde olduğunu, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin Esas sayılı dosyasından verilen karar sonrasında ortaya çıkan yeni vakılar sebebiyle ortaklıktan çıkma davası görüldüğünü ve Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasından yargılamanın devam ettiğini, davalı şirketin 2017 ve 2018 yılları olağan genel kurulları yapılmadığını, müvekkiline kar payı ödenmediğini ve davalı şirketin müdürünün istifa etmesine rağmen bu hususun tescil edilmediğini, davalı şirket tarafından ikame edilen, davanın kabulüne karar verilen ve kesinleşen Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin ……. Esas sayılı dosyasından, yapılan yargılama giderleri ve harcın davalı şirket vekiline gönderildiğini davalı vekili Avukat …’ in hesabına davalı şirket adına gönderilen yargılama gideri ve harç toplamı ¨193.938,00 dolar cinsinden dövize çevrildiğini halen vekil uhdesinde tutulduğunu, bu hususun davalı vekili avukat … tarafından keşide edilen ihtarname ile öğrenildiğini, müvekkilinin söz konusu yargılama giderleri ve harçların davalı vekilinin hesabında dolar cinsinden nemalanması yönünden bir talebi olmadığını söz konusu meblağın tutarı göz önünde tutulduğunda, vekâlet ücreti belirleninceye değin vekil hesabında kalması gibi bir talebin bulunmadığını, bu hususun avukat … tarafından keşide edilen Büyükçekmece …… Noterliği’ nin 24 Nisan 2017 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sabit olduğunu, …….’ün Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ……. Esas sayılı dosyasının 18/10/2017 tarihli celsesinde tanık sıfatı ile verdiği ifadesinde bu hususu açıkça beyan ettiğini, müvekkiline bilgi ve belge vermeyen, kar dağıtımı yapmayan, genel kurul yapmayan, müvekkilinin eşinin istifanamesi gereği şirkete müdür atamayan, bu husus tescil ettirmeyen, şirket müdürü tarafından imzalanmayan bir evrakı şirket müdürü tarafından imzalanmış gibi davalı şirketi temsile yetkili müdürü istifa etmiş olmasına rağmen bu hususun tescil edilmediğini,davalı şirketin Bakırköy ….. Noterliği’nden 07/06/2016 tarih ve 162 sayı ile onaylı genel kurul kararının 08/06/2016 tarihinde tesciline karar verilmiş olduğunu, 14 Haziran 2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, limited şirketin müdürün istifasını yazı ile Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirmekle yükümlü olduğunu, davalı şirketin organ yokluğu içinde olduğunun sabit olduğunu,bu hususta bir girişiminin de bulunmadığını, davalı şirketi hali hazırda temsile yetkili müdürü bulunmaması sebebiyle davanın konusu ve yaptırılacak incelemelerin eksiksiz yerine getirilebilmesi için davalı şirkete yönetim kayyumu atanmasının gerektiğini, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkı engellendiğini, müvekkili tarafından davalı şirket hissedarların pek çok kez şirkete ait kayıtlar ve ticari defterlerin incelenmek istediğini belirttiğini ancak taleplerinin her defasında reddedildiğini, geçiştirilmediğini çoğu zaman da yanıtsız bırakıldığını, Üsküdar …… Noterliği’ nin 28/12/2017 tarih ve 20180 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 2016 ve 2017 yılına ait tüm ticari defterlerin talep edildiğini, bu talebe cevaben ttaraflarına tebliğ olunan ihtarnamede taleplerine ilişkin cevap verilmediğini ve defterlerin de müvekkilinee ulaştırılmadığını, sonuç olarak öncelikle, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasını, davanın kabulünü, şimdilik ¨96.969,00 kar payının davalı şirketten avans faizi tahsili ile müvekkile ödenmesini, yargılama giderlerinin ve ücret-i vekâletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul Anadolu …… Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı vesayet dava dosyası ile kısıtlanan davacı …’ün kısıtlandığına dair kesinleşme şerhli gerekçeli karar evrakının dosyada celp edildiği ve vasi olarak …’in atandığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dosyada dava; davalı şirketin feshi, kayyum atanması, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde hissenin gerçek değerinin belirlenerek ödenmesi ve ortaklıktan çıkma taleplerinden ibarettir.
Birleşen dosyada dava, kâr payı alacağının tahsili ve davalı şirkete yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.
Davacı, davalı şirket müdürünün imzası taklit edilerek işlem yapıldığını, davacının şirkete güveninin ortadan kalktığını, şirketin hali hazırda temsile yetkili müdürünün olmadığını, şirketin son genel kurulunu 2016 yılında yaptığını, şirketin feshi koşullarının oluştuğunu, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini, şirketin uzun yıllardır bir faaliyetinin olmadığını, amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, şirketin adın tescil edilmeyen taşınmazların imar durumlarının şirketin faaliyetini gerçekleştirmesini imkansız kıldığını bu nedenle de şirketin feshinin gerektiğini, aksi takdirde davacının hissesinin gerçek değerinin belirlenerek ödenmesini talep etmekte, şirketin hali hazırda temsile yetkili müdürünün olmadığını öne sürerek esas hakkında bir karar verilinceye kadar davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep etmektedir.
Celp edilen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasında, davacı … tarafından davalı şirket aleyhine TTK 636/3 maddesi gereğince haklı nedene dayalı fesih davası açtığı, mahkemece verilen 06/12/2017 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği dosyanın istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafından bildirilen tanıkların dinlenilmesi hususunda tebligat çıkartılmış ancak belirlenen gün ve saatte tanıkların hazır olmadığı, davalı vekilinin tanık dinletme talebinden vazgeçtiğini bildirir dilekçe gönderdiği, davacı vekilinin 15.07.2021 tarihli dilekçe ile, davalı tarafın tanık dinletmekten vazgeçmesine ilişkin talebine muvafakat ettiğini bildirir dilekçe sunduğu görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kayıtları, aynı konu ile ilgili olarak davalı tarafından mahkememize bildirilen tanıkların Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasındaki beyanları, Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas ve İstanbul Anadolu …… Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosya örneği, tapu kayıtları ile tüm dosya kapsamına binaen; davalı şirketin 17.12.2020 tarihinde yapmış olduğu toplantı ile İstanbul Anadolu ……. Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı kesinleşen kararı ile şirket ortaklarından davacı …’ün vasisi olarak atanan … ile şirket ortaklarından ……’ın yetki verilerek müdür tayin edildiği ve bu kararın Ticaret sicil gazetesinin 21.12.2020 tarihli, …… sayılı …. ve ….. sayfalarında ilan edildiği, davacı vekilinin 18.03.2021 tarihli duruşmadaki beyanında şirket müdürü tayin edildiğini doğruladığı, bu haliyle dava konusu edilen şirket müdürünün istifası ve yenisinin seçilmemiş olması nedeni ile tasfiye talebine ilişkin davanın, davacının vasisinin müdür olarak tayin edilmesi dikkate alınarak asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
-Asıl ve birleşen davanın reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/927 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.655,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.632,59 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 13.162,06 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen dava davacı vekilinin yüzüne karşı diğerlerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)