Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/346 E. 2019/699 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/346
KARAR NO : 2019/699

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/07/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili özetle; dava konusu 1.000.000.-TL. Alacaklarının …Üretim A.Ş. tarafından davalının banka hesabına gönderildiğini, …Üretim A.Ş. 15.12. 2017 tarihli sicil gazetesinden de anlaşılacağı üzere müvekkili …’nin bünyesine birleşme kararı ile geçtiğini, …Üretim A.Ş.’nin artık bir tüzel kişiliği olmadığını. Hak ve borçları ile bu şirketi … Devraldığını, bu nedenle … davacı olarak hak sahibi olduğunu, 2012 yılları sonlarına doğru yaklaşık 100 civarında mağazası bulunan … şirketinin satılık olduğu duyulunca müvekkilinin bir aracı vasıtasıyla …’in sahibi ve büyük ortağı olan davalı … ve ailenin diğer fertleriyle irtibata geçtiğini, yatırımcı bir grupla birlikte yazılı bir teklif sunulduğunu, fakat anlaşma sağlanamayınca yatırımcı grubun CEO’su … tarafından 01.05.2013 tarihli bir yazı ile “Sayın ilgili, … …. Ltd (“…”) tarafından …Marketçilik A.Ş.’ye ilişkin olarak yapılan 10 Aralık 2012 tarihli bağlayıcı olmayan teklife atıfta bulunmaktayız. … bu ihbar ile ilgili teklif mektubunda belirtilen tekliften feragat etmektedir. Bu işlemde sizinle birlikte çalışamayacağımız için üzüntü duymaktayız…” beyanı ile tekliften vazgeçtiklerini belirttiklerini, yatırımcı firmanın tekliften vazgeçmiş olmasına rağmen, müvekkilinin bu kerre anlaşmayı kendi imkanları ile yapabileceğini düşünerek davalıya 17.02.2013 tarihinde iyiniyetle yeni bir teklifte bulunulduğunu, finansman sözleşmesi başlıklı bu belgede … firmasına 5.000.000.- TL. finansman sağlanacağı, karşılığında şirketten şirket sermayesinin …lehine rehin edilmesi, şirket paylarını temsil eden hisse senedi ve ilmühaberlerin …’ya verilmesi ve rehin kurulması hususlarını içeren sözleşme taslağı davalıya gönderildiğini, müvekkili tarafından gönderilen teklif davalı tarafından incelenirken, yine davalının talebi üzerine davalının hesabına borç olarak 1.000.000.- TL. havale edildiğini, …Bankası A.Ş.’nin …Şubesine 01.12.2013 tarihinde alıcısı … olan … no.lu IBAN hesabına havale yapıldığını, gönderilen bu para o gün varlığını devam ettiren …Üretim A.Ş.’nin hesaplarına alacak olarak işlendiğini, her ne kadar dekontun üstünde bir açıklama olmasada gönderenin anonim şirket olması, defter kayıtlarında alacak olarak yazılması, para gönderilen kişinin müvekkilinde herhangi bir alacağının bulunmaması, taraflar arasındaki ilişki ve e-mail yazışmaları göz önüne alındığında işbu 1.000.000-TL’nin borç olarak gönderildiği kolayca anlaşılacağını, 27.02.2013 tarihinde davalı … tarafından bir karşı teklif sunulduğunu, bu teklifte farklı konular ve hususlar gündeme getirildiğini, taraflar arasında görüşme devam ederken davalı bir taraftan da … firması ile görüşmeler yapmaya devam ettiğini, netice olarak ise, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir anlaşma yapılamadığını, davalının sahip olduğu … firması …’e bağlı …Holding’e satıldığını, tüm bu olaylardan sonra müvekkili tarafından borç olarak verilen 1.000.000- TL.nın yazılı ve sözlü olarak 6 ay içinde ödenmesi istendiğini, hatta ödenmesi durumunda herhangi bir faiz talebinde de bulunulmadığını, buna rağmen davalı yanın ödeme konusunda herhangi bir adım atmaması üzerine, müvekkilinin bu defa mail yoluyla 1,000.000-TL.yi geri istediğini, davalı yanın, taraflar arasındaki teklif uyarınca gönderilen ücreti müvekkilinin sözlü ve yazılı defalarca talebine rağmen ödememekte diretmesi ve olumlu bir cevap alınamaması üzerine, müvekkilinin son olarak bu alacağını tahsil edebilmek için davalıya, noter vasıtasıyla ihtarname göndermek zorunda kaldığını ve Beşiktaş ….Noterliği’nin 01.03.2018 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek borç olarak verdiği 1.000.000-TL.nın tahsilini talep ettiğini, işbu ihtarnamenin davalıya 09.03.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı ihtarnameye cevap vermediği gibi herhangi bir ödeme de yapmadığını, müvekkilinin taraflar arasında karşılıklı olarak sunulan teklifler neticesinde, sözleşmenin kurulacağına inanarak davalı yana dava konusu bedeli ödediğini, ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamaması üzerine, ödenen bedelin iadesinin gerektiğinden bahisle davalıya borç olarak verdikleri 1.000.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiş olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili özetle; davacı şirket ile müvekkili arasında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 3- 4 ve 5.maddeleri kapsamında Ticaret Mahkemesinin görevli olmasını gerektirecek nitelikte herhangi bir ticari iş ve ticari işletme ile ilgili bir husus mevzubahis olmadığını, müvekkili ile davacı şirket ile arasında alacak borç ilişkisi doğurabilecek hiçbir ticari münasebeti de olmadığını, dava dilekçesine eklenen sözleşme yazışma vs yazılı belgelerde de davacı şirket ile alakalı hiçbir kayıt olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir şekilde borçlu olmadığını beyanla; aksi düşüncede dahi davacının afaki beyanları ile hiçbir geçerli sözleşmeye dayalı olmayan alacak iddiaları kapsamında sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı talep haklan kanunda öngörülen iki yıllık süre kapsamında zamanaşımına uğradığını, davaya konu edilen …A.Ş hesabından müvekkili …’in şahsi hesabıma yapılan 1.000.000 TL havale ile davacı şirket yetkilisi …, müvekkiline olan şahsi borcunu ödediğini, müvekkili ile davacı şirket/birleşen şirket arasında bu paranın alacak kaydedilmesini gerektirecek hiçbir ticari münasebetin mevcut olmadığını, müvekkiline gönderilen ihtarnameye cevap verilmemiş olmasının da alacak iddiası bakımından bir ispat vasıtası niteliği mevcut olmayıp sadece temerrüde düşürme vesaiki mahiyetinde olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığından mezkur ihtarnameye cevap verme gereği de duyulmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul Ticaret sicil ve banka kayıtları, havale dekontu, ihtarnameler, mail suretleri, ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının, davalı hesabına 22.02.2013 tarihinde gönderilen 1.000.000 TL alacağın tahsili talebinden ibarettir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında Geçerli bir sözleşmeye dayalı olmaksızın talep edilen alacak iddialarında sebepsiz zenginleşme hükümlerinin ve dolayısıyla TBK 82.maddede öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmektedir. Nitekim Sebepsiz zenginleşmenin tarif edildiği TBK 77.maddesinde “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur” denmektedir.
TBK 82.maddesinde “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” denmektedir. Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığının her iki tarafın kabulünde olduğu, tarafların bilirkişi incelemesi talep etmedikleri, davalıya gönderilen havale tarihinin 22.02.2013 olduğu, davacının beyanları ile geçerli sözleşmeye dayalı olmayan alacak iddiaları kapsamında sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı talep hakları kanunda öngörülen iki yıllık süre kapsamında zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşadaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-TBK nun 82. MADDESİ gereğince zamanaşımı nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harç peşin alınan 17.077,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.033,40 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 53.950,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, Davacı vekili Av…. ile davalı vekili Av. … in yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)