Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/315 E. 2019/1066 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/315
KARAR NO : 2019/1066

DAVA TARİHİ : 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/12/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin lehtarı bulunduğu ve cirosu yer alan gerçekte vade tarihi 31.05.2017 tarihi olan çek aslını, keşideci ….. Ltd. Şti. (….)’ne 20.04.2017 tarihinde iade etmesine rağmen, keşidecinin çekin vadesinde oynama yaparak vade tarihini 31.08.2017 tarihi olarak düzenlemek suretiyle ve müvekkilinin cirosunu iptal etmeksizin ciranta …… adlı kişiye verdiğini ve ordan da davalıya geçen çekin son hamil davalı tarafından yazdırılarak müvekkili hakkında da icra takibi başlatıldığını, takibe müstenit kambiyo evrakının tahrif edilmiş olmakla kambiyo vasfında olmadığını, ciro silsilesinin kopuk olduğunu, …… hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, en önemlisi ilgili evrak sebebiyle müvekkilinin herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı açık olmakla, müvekkilinin ilgili çek sebebiyle borçlu bulunmadığının tespitine dair karar verilmesini, ihtiyati tedbir kararı verilerek Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı takip dosyasının durdurulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek aslının İcra Müdürlüğü’nden celp edilip incelendiğinde görüleceği üzere çek keşidecisisinin ….. Ürün San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, çek üzerindeki paraf ve imzaların keşideciye ait olduğunu, keşideci borçlunun takibe bir itirazı olmadığını, bu durumun çekte bir tahrifat yapılmadığını ortaya koyduğunu, davacının iddiasının yerinde olmayan bir iddia olduğunu, davacının iddialarının lehtar ile keşideci arasındaki yada lehtarla bir sonraki ciranta arasındaki ilişkiyi bilmeyen, iyi niyetli üçüncü kişi müvekkiline karşı dermeyan edilecek iddialar olmadığını, müvekkilinin çeki ciro yolu ile aldığını, davacı tarafından sunulan teslim formunun sağlığının şüpheli ve geriye yönelik keşideci ile lehtar arasında her zaman düzenlenebilecek bir evrak olduğunu, açılmış bir davada delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacının keşidecisine iade ettiğini iddia ettiği çekte cirosunu silmediği iddiasının da hayatın olağan akışını aykırı olduğu gibi basiretli bir tacirin göstereceği bir davranışta olmadığını, tüm bu sebeplerle davacının haksız davasının reddini talep etmiş, davacı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap başlıklı dilekçesinde özetle; çekte tahrifat yapıldığının belli olduğu, çekin ilk halinin sunulan örneğinde vade tarihinin 31.05.2017 olarak belirli olduğu ancak üzerinde oynama yapılarak 31.08.2017 olarak değiştirildiğini ve icra takibine konu edildiğini, ciro silsilesinin kopuk olması nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.
Dava; davalının icra takibine konu etmiş olduğu kıymetli evrak olan çekten kaynaklı davacının İcra ve İflas Kanunu 72. maddesinden kaynaklı borçlu olunmadığına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı-takip alacaklısı tarafından 26.10.2017 tarihinde çeke dayalı kambiyo takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Takip konusu çekin suretinin incelenmesinde; ….. bank ….. Şubesine ait 31.08.2017 keşide tarihli 50.000,00-TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı ….. Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, lehtarının ise davacı ….. Tekstil – ….. olduğu çekin lehtar cirosu ile dava dışı ……’ye geçtiği, bu kişiden ciro yoluyla davalıya geçtiği, süresinde …. bank ….. şubesinde takasa ibraz edildiği, ancak çekin karşılıksız olması nedeni ile herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. İcra dosyasında keşideci dava dışı şirket, lehtar davacı şirket ve ciranta ……’nün birlikte borçlu olarak gösterilmiş oldukları anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, çekin bu ilişkiye istinaden el değiştirip değiştirmediği hususlarının tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir ….. tarafından tanzim edilen 13.06.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın 2016-2017 yıllarına ait ticari defterler incelendiği, defterlerin lehe delil vasfı bulunduğu, davacının davaya konu çeki keşideci şirketten 28.10.2016 tarihli tahsilat makbuzu ile vade bölümü 31.05.2017 tarihli olarak teslim aldığı, 20.04.2017 tarih 51 nolu tahsilat makbuzu ile keşideci şirkete iade ettiği, çek tarihinin sonradan paraflama yoluyla 31.08.2017 olarak değiştirildiği ve ……’ye verildiği, ……’nün davacıyla aralarında her hangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, davacı şirketin sadece çek cirosunu iade esnasında iptal edilmemesinden kaynaklı olarak ciro silsilesi içerisinde yer aldığı, takibe konu çekten kaynaklı davacının borçlu olmadığı, ciro silsilesi içerisinde yer almaktan kaynaklanan hukuki sorumluluğun mahkemenin takdirinde olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı ve bu nedenle incelenemediği belirtilmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. soruşturma nolu ve….. karar nolu dosyasının incelenmesi neticesinde; 16.02.2018 tarihinde şüpheliler ……, , …., …. hakkında suça konu çekte sahtecilik unsurunun bulunmadığı, çekin tedavülünden sonra keşideci tarafından yeniden kullanımının hukuken mümkün olduğu, çek üzerinde cirosu bulunanların çeki iade ettiklerinde cirolarını çizmek hak ve ihtiyarına sahip oldukları, şüphelilerin müştekiye karşı suç teşkil eden bir eylemlerinin tespit edilemediği belirtilerek kovuşturma yapmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu belirtilmiştir.
Takibe konu çekin keşide tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu”nun 790/1. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kimse, çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” hükmüne yer verilmiştir. Davacı lehtarın cirosunu iptal etmemiş olduğu, her ne kadar keşideciyle aralarında tahsilat makbuzlarından iadeye ilişkin delil sunulmuş olsa da, bu savunmanın iyiniyetli 3. Kişi konumunda bulunan davalı yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceği açıktır. Bu durumda TTK’nun 790. maddesi gereğince, geçerli bir ibraz bulunduğundan ve çek alacaklıya lehtarın cirosu ile geçmiş bulunan cirantanın cirosu ile geçmiş olup, alacaklı, davalı yetkili hamil olduğundan alacaklının takip yapmasında yasaya uymayan bir yön yoktur.
İncelenen tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. soruşturma nolu ve….. karar nolu dosyası, banka müzekkere yanıtı içeriğine göre; davaya konu çekin, dava dışı ….. Ürün San.ve Tic.Ltd Şti. tarafından keşide edilerek davacıya verildiği, ciro silsilesinin düzgün olduğu, bu silsilede davacı şirket cirosunun da bulunduğu ve iptal edilmemiş olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 809,48 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.850,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2019

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır