Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/298 E. 2019/905 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/298
KARAR NO : 2019/905

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 04/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı kiraya veren ….. Gıda İnş. San.ve Tic. A.Ş.’nden 01/02/2018 tarihinde ….. Ada … Parsel ….. Mahallesi ….. Sokak …. Esenyurt/İstanbul adresindeki mecuru kiraladığını, daha sonra yerin bir kısmının binaya ait sığınak olduğunun anlaşılması üzerine kontratın karşılıklı olarak feshedildiğini, kiralama sırasında davalı ile müvekkili şirket arasında bir tellallık sözleşmesi akdedilmediğini, ancak tellallık hizmeti alınmış gibi davalıya 19/02/2018 tarihli, ….. no’lu, 11.800 TL meblağı havi faturasına karşılık davacı şirketin 31/03/2018 keşide tarihli 8.000 TL, ….. no’lu hamili olduğu çeki ciro etmek suretiyle ödeme yaptığını, daha sonra Beyoğlu …. Noterliği’nden gönderilen ihtarname ile çekin müvekkili şirkete iadesi, çekin iadesinin mümkün olmaması durumunda 8.000 TL’sinin ödenmesi talebiyle bir iade fatura istenmiş olup, davalı tarafın sözlü de olsa tellallık sözleşmesinin kurulduğunu, aracılık hizmeti verdiğini belirterek cevabi ihtarnamesi ile müvekkilinin iade faturasına itiraz ederek iade ettiğini belirterek, çek tutarının faizi ile birlikte iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından tellallık faaliyeti sonucunda hak kazanılan ücrete mukabil davacı şirket tarafından 8.000 TL ödeme yapıldığını, davacı şirket tarafından öne sürülen yazılı bir tellallık akdi bulunmadığı iddiasının da hukuki olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında tellallık sözleşmesine istinaden müvekkili tarafından düzenlenen 11.800 TL meblağı havi fatura içeriğine davacı tarafından süresi içerisinde itiraz etmediği gibi bir kısmını da ödeyerek fatura içeriğini kabul ettiğini, aldatıcı beyanlarda bulunma gibi bir durumlarının kesinlikle olmadığını, kira sözleşmesi akdedilmeden önce taşınmazın kendisi ve “yapı kullanım izin belgesi” nin bizzat davacı şirket yetkililerince görüldüğünü belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, dava konusu 8.000,00 TL lik çek’in istirdatına istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 16/01/2019 havale tarihli raporunda; çekin yada bedelinin iadesinin uygun olacağını belirtmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; taraflar arasında simsarlık ilişkisinin söz konusu olduğu, bu sözleşmenin konusunun taşınmaz olması sebebi ile TBK m.520/2 de açıkça ifade edildiği üzere yazılılık şekline bağlı olduğu, şekle aykırılık sebebi ile sözleşmenin geçersiz olduğu anlaşılmıştır.
Genel olarak tellallık sözleşmesinin geçerliliği için kural olarak bir biçim koşuluna uymak gerekli olmasa da yalnızca taşınmaz tellallığı sözleşmesinin yazılı biçimde yapılmazsa geçerli olmayacağı yasada açık bir biçimde belirtilmiştir. Tarafların bilerek borçlarını ifa etmeleri sebebi ile şekle aykırılığın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu, Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 01/03/1983 Tarih …. esas ve …. karar sayılı ilamında da taraflar arasında yazılı bir taşınmaz simsarlığı sözleşmesi yapılmamış olsa bile simsarın fiilen görevini ifa etmiş olması durumunda kendisine bunun karşılığında verilen bononun iptalinin istenmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı belirtilmiştir.
Kira sözleşmesinin taraflarca feshine yönelik bir sözleşme yapılmış olması karşısında sözleşmenin ikale gibi görünmesine karşılık bunun aslında irade sakatlığına dayalı iptal beyanı mahiyetinde olduğu, bu hususun davacının ihtarlarından ve dava dilekçesinden anlaşıldığı, kira sözleşmesinin geçmişe etkili olarak ve sözleşmenin kurulmasından önceki bir sebebe bağlı olarak sonlandırılması sebebi ile simsarın da ücret alacağına hak kazanamayacağı, bu sebeple çekin ya da ödenmişse bedelinin iadesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 8.000,00 TL. çek bedelinin 31/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 546,48 TL. harçtan davacı tarafça yatırılan 136,62 TL. harcın mahsubuyla bakiye 409,86 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 716,20 TL yargılama gideri ile toplam harç gideri 177,72 TL. ki toplam 893,92 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır