Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/208 E. 2019/1241 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/208
KARAR NO : 2019/1241

BİRLEŞEN 2018/587 ESAS SAYILI DOSYADA;

DAVA : Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/01/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin 1999 yılından itibaren plastik kauçuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı banka (……. Şubesi) ile de aynı tarihlerden beri çalıştıklarını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından davalı bankanın ……. Şubesine; 08.09.2016 ve 06.10.2016 tarihlerinde 11 Adet 22.800 TL bedelli bonoların teslim Bordrosu ile teslim edildiğini, 14.10.2016 tarihinde davalı banka çalışanı kurye tarafından taşınması esnasında çalınması sebebi ile uğranılan zararın tazmini için huzurdaki iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, davaya konu davalı uhdesinde çalınan veya kaybolan bonoların, Lehtarı müvekkilİ ……. Madeni eşya İmal.Tem.İnş.San.Tic.Ltd.Şti., 10.10.2016 vade tarihli, keşidecisi ……. Tic.Ltd.Şti., 11.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkilİ ……., 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi …….. Ticaret) olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkilİ ……., 30.10.2016 vade tarihli, keşidecis……. Ticaret) olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkil ……., 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi …… Tur.Hizm.San.Tic.Ltd.ŞTİ. olan 1.000 TL bedelli bono, Hamil müvekkilİ ……., 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi ……. Yapı Malz.) lehtarı …… olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkil ……., 31.10.2016 vade tarihli, keşidecisi …… Rulo Fırça) olan 3.000 TL bedelli BONO, Hamil müvekkil ……., 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi ……, lehtarı ……. olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkil ……., 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi ……. Yapı) olan 800 TL bedelli BONO, Hamil müvekkil ……., 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi ….. Malz. San.Tic.Ltd.Şti. , lehtarı ……. olan 1.000 TL bedelli bono, Hamil müvekkil ……., 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi ……. Ticaret) , lehtarı ……. olan 1.000 TL bedelli bono, Hamil müvekkil ……., 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi……., lehtarı ……. olan 1.000 TL bedelli bono’nun 07.10.2016 tarihinde davalı bankaya ait kurye tarafından taşınması esnasında çalınmasından dolayı davalı bankanın TTK kapsamında kusursuz sorumlu olduğu ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dava konusu bonoların taşınma esnasında çalındığı bilgisi davalı banka tarafından bir hafta sonra 14.10.2016 tarihinde müvekkiline mail yolu ile bildirildiğini, olayın adli makamlara intikal ettirildiği hukuki süreç başlatıldığının beyan edildiğini, 20.10.2016 tarihinde dava konusu 11 adet bononun çalınması-kaybolması sebebi ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına ……. Sor.numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Tüm bu hukuki süreç sebebi ile müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü, müvekkilinin kaybolan-çalınan bonoların zayii olması sebebinden kaynaklı olarak 152,14 TL noter harç masrafı, 62,70 TL mahkeme harç masrafı, 392,50 TL mahkeme ilan masrafı, 200 TL mahkeme masrafı, 7.400 TL avukatlık ücreti, 1.000 TL avukat yol, duruşma gideri olmak üzere 9.207 TL masraf, harç, ücret ödemek zorunda kaldığını ve maddi zarara uğradığını, davalı bankanın, bankacılık işlemlerinde dikkat ve özeni göstermediğini, müvekkilinin bütün bu sebeplerden dolayı haciz baskısı altında kaldığını, manevi olarak sıkıntı ve üzüntü yaşadığını, Bonoların gününde ödenmemesi sebebi ile kazanç kaybettiğini, Söz konusu olayın gerçekleşmesinde müvekkili tarafın hiçbir ihmal ve kusurunun bulunmadığını, bu sebeplerle, Davalı aleyhine fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydı ile temerrüt -ihtarname tarihi olan 19.10.2016 tarihinden başlamak üzere işleyecek reeskont faizi ile birlikte, 10.000-TL. manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere temerrüt tarihi olan 19.10.2016 tarihinden başlamak üzere işleyecek reeskont faizi ile birlikte, şimdilik 1.000 TL.lik maddi tazminatın davalıdan rücuen tazmin ve tahsiline hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekaleti ücretin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: huzurdaki davaya konu olan senetlerin, davacının da ikrar ettiği üzere 08.09.2016 ve 06.10.2016 tarihlerinde Müvekkili Banka’ya tevdi bordrosu ile teslim edildiğini, bu haliyle Davacı’nın dava konusu edilen senetler üzerine hak sahibi olmadığı ve bu nedenle dava konusu edilen senetler ile ilgili yetkili hamil olamayacağı nedenleriyle kıymetli evrakın iptali davasını açmasının da hukuken mümkün olmadığını, davacı’nın iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili Banka’nın hukuka aykırı bir eyleminin ve dahi kusurunun bulunmadığını, zararın ve illiyet bağının da bulunmaması gibi nedenlerle tazminat için yasal olarak zorunlu bulunan şartların hiçbirisinin de vaki davada söz konusu olmadığını, huzurdaki davada İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın tüm talepler yönünden reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davacı’ya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA TALEP; davacı vekili dilekçesinde özetle; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminatın rücuen tanzimini talep etmiş; meydana gelen bonoların çalınması olayı nedeninden kaynaklı olarak davalı banka aleyhine taraflarınca açılmış müvekkilin yetkilisi olduğu şirketin davacı olduğu Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. E. sayılı dosyası ile iş bu dava arasında irtibat bulunduğunu, davalar arasında irtibat bulunması sebebi, usul ekonomisi gereği ……. E. sayılı dosyada müvekkilli …….’nin sehven davacı olarak gösterilmemiş olması sebebi ile açılan bu davanın HMK 166 maddesi gereğince tarafları ve konusu aynı olan Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi ……. E. sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebinde bulunulmuştur.
DELİLLER: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …….. Soruşturma (Birleştirilen …….. Soruşturma) numaralı dosyası, İstanbul Anadolu …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E. ve …… E. sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, senet teslim bordrosu, mahkememizin …… esas sayılı dosyası.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında uzman bilirkişiden 25/03/2019 havale tarihli bilirkişi raporu alınmış, alınan rapor denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli görüldüğünden hükme esas alınmıştır.
Birleşen davanın davacısı ……. ana dosyanın davacısı ……..Tic.Ltd.Şti olup konuları aynı olup dosyaların birleşmesine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirket yetkilisi tarafından davalı bankanın ……. Şubesine; 08.09.2016 ve 06.10.2016 tarihlerinde 11 Adet 22.800 TL. bedelli bonolar teslim Bordrosu ile teslim edilmesi ve 14.10.2016 tarihinde davalı banka çalışanı kurye tarafından taşınması esnasında çalınması sebebi ile uğranılan zararın tazmin talebinden ibarettir.
Sorun: Asıl ve birleşen dava bakımından, davaya konu olayda davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı, yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, varsa kusur durumunun tespiti, davaya konu bonoların çalınmasında davacı tarafın zarar miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, 19.10.2016 tarihinde mahkememizin …… esas sayılı dosyası ile tedbir talepli olarak çek zayi -iptali davası açmış, mahkememizin 04/04/2017 tarihli kararı ile davaya konu bonoların iptaline karar verilmiş, verilen karar 14/04/2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Davalı bankanın, 19/10/2016 tarihinde dava konusu edilen senetler için Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. esas Sayılı dosyası ile kıymetli evrakların iptali davası açtığı, işbu davada verilen kararın 03/05/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nin 651/2 maddesi gereğince, kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Buradaki “senet üzerinde hak sahibi olan kişi”den anlaşılan, senede malik bulunmak veya senet üzerinde sınırlı bir ayni hakkın sahibi olmaktır. Senet üzerindeki hak ile senetteki hak ilke olarak aynı şahsa ait bulunduğundan “senet üzerinde hak sahibi olan kişi”den sadece senedin maliki değil, aynı zamanda senetteki hakkın alacaklısı da kastedilmektedir. Bu itibarla, bir borç ilişkisi dolayısıyla senede haklı bir sebeple zilyet olan kimsenin dahi duruma göre TTK’nin 651/2 maddesi gereğince iptal davası açabileceğinin kabulü gerekir.
Somut olayda, davacı banka dava konusu bonoların bankanın zilyetliğinde iken kaybolduğunu ileri sürmüş ve dava konusu bonolarla ilgili lehtarın imzasının bulunduğu tevdi bordrosunu dosyaya sunmuştur. Bu durumda, davalının işbu davada “senet üzerinde hak sahibi olan kişi” olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, savcılık dosyası, senet teslim bordrosu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; gerek asıl davada gerekse birleşen davada, davacı tarafından davalı bankaya teslim edilen ve davalı banka kuryesi tarafından Genel Müdürlüğe sevki esnasında davacıya ait kıymetli evraklarında içinde bulunduğu Kıymetli evrakların hırsızlama yoluyla elden çıkması sonucunda, davacı tarafından yapılan mahkeme harç masrafları, noter masrafı ve vekalet ücreti vb. adlar altında yapmış olduğu toplamda 9.207 TL tutarındaki harcamalann davalı bankadan talep ve dava edildiği, davalı banka tarafından çalınan senetler için el koyma talebini içeren Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na …… sayılı soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, aynı zamanda davalı banka tarafından tedbir talebini havi zayi nedeniyle senetlerin iptali davasının ikame edildiği, zayi nedeniyle iptal davasında bütün senetler için tedbir kararı verildiği, bu haliyle davalı bankanın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, davalı bankanın, dava konusu edilen senetler için hak sahibi olduğu, davacının bahse konu haksız davaları açmakta ve buna bağlı olarak yaptığı masraflarda hukuki yararının bulunmadığı, davalı bankanın kusurunun olmaması ile illiyet bağının kurulamaması göz önüne alındığında tazminat için yasal olarak zorunlu olan şartların gerçekleşmediği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava ve birleşen dava bakımından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan 187,86 TL peşin harç ve 44,40 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 187,86 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
BİRLEŞEN 2018/587 ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 187,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 143,46 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip ……
¸(e-imzalıdır)

Hakim ……
¸(e-imzalıdır)