Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/138 E. 2021/262 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/138
KARAR NO : 2021/262

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/02/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davacının uzun yıllardır tekstil sektöründe çalıştığını, davalıyla yapılan anlaşmaya istinaden dikimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davalıya eksiksiz olarak teslim ettiğini, davalının da bu konuda herhangi bir itiraz ve ayıp ihtarının olmadığını, Verilen hizmetin karşılığı olarak davacının farklı tarihlerde düzenlediği faturaların davalıya gönderildiğini, davacının üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı tarafın bu fatura bedellerini ödemediğini, bu bakiye defalarca davalıdan istendiği halde davalının bu taleplerini karşılamadığını, bu nedenlerle davalı aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile 27.009,97 TL lik cari hesap, fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafın ise 12.12.2017 tarihinde itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek davalı tarafın haksız itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu reeskont-avans faiziyle ödemeye ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın davalı şirkete dikim hizmeti verdiğini, davalı şirketin vermiş olduğu modelleri, davalı tarafından verilen hammaddeler ile yaptığını, ürünlerin bitiminden sonra davalı şirkete ürünlerin teslim edildiğini, davalı şirket tarafından teslim alınan ürünlerin kalite kontrollerinin yapıldığını ve sonrasında ayıplı imalat olması durumunda durumun fason hizmeti veren davacı şirkete bildirildiğini, davacı tarafa ayıbın bildirimlerinin elektronik posta yoluyla da bildirildiğini, davacı tarafın teslim etmiş olduğu …… kodlu ürünlerin ayıplı olduğunu, 28.07.2017 tarihinde tamirat sevk irsaliyesi ile davacı tarafa iade edildiğini, davacı tarafın ayıpları tamir etmediğini ve ürünleri teslim etmediğini, bu nedenle davacının ayıp ihbarı olmadığına ilişkin iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, bu hususun cari hesap ekstresinden de anlaşılacağını, davalı şirketin defterlerinin incelenmesi durumunda hiçbir borcun olmadığının ortaya çıkacağını, davacı tarafın davaya konu icra takibini faturalara değil cari hesap ektresine dayandırdığını, bu faturaların taraflarına tebliğ olmadığını, davacı tarafın icra takibinde dayanmadığı faturaları dava esnasında delil olarak sunamayacağını bu nedenlerle davanın reddini, davacı taraf aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası, fatura suretleri, tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Celp edilen Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas numaralı dosyasının tetkikinde, takip talebinde alacağın sebebi olarak cari hesap ekstresine dayalı kalan alacak bakiyesi gösterildiği, davacı-alacaklı icra talebinde 27.009,97 TL asıl alacak olmak üzere, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacak için değişen oranlarda avans (%9,75) faizi ile tahsili talebinde bulunmuş, Ödeme Emri davalı borçluya 14.12.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, Davalı-borçlu vekili 15.12.2017 tarihinde takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davaya konu edilen malların ayıplı olup olmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK, bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, fatura alacağının tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için talimat yazılmış, Midyat …. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. talimat sayılı dosyasından rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Genel Olarak; Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı, fatura dökümleri, tarafların ticari defterleri ve davaya konu ürünler üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davanın, davacının faturaya dayalı olarak davalı aleyhine yürüttüğü icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminat taleplerinden ibaret olduğu, davacı tarafın davalı şirkete dikim hizmeti verdiği, davada anlaşmazlık unsurunun ……. numaralı modelin dikiminden kaynaklı olduğu, 28.07.2017 tarihinde …… irsaliye numarası ile tamir yapılmak üzere ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davacıya sevk edildiği, tekstil mühendisi bilirkişisi tarafından ürünler üzerinde inceleme yaparak düzenlediği 12/01/2021 tarihli raporda, dikim işçilik kaynaklı dikiş patlağı/söküğü, temizlenmemiş iplik vb… hatalar yanında, piyasada “çıtlama” olarak tabir edilen makine ayar kaynaklı hatalar olduğu, eşyaların hali hazır durumları itibarıyla kullanıma elverişli olmadığı, ürünlerin ayıplı olduğu, ayıbın dikim işçilik ve makine ayar kaynaklı olduğu tespit edilmiş, taraflar arasında ayıpla ilgili yazışmaların olduğu, dosyaya fotokopisi sunulan 28/08/2017 tarihli belgede onaylayan kişi olarak görünen davalı şirketin eski çalışanı tanık olarak dinlenilmiş, ürünlerin ayıplı olduğunu beyan etmiş, davalı tarafından suretleri sunulan yazışmalarda, taraflar arasında dikim hatası hususunda görüşmelerin geçtiği, elektronik iletişim araçlarıyla konu hakkında görüşmelerin ve mutabakat sağlanmasına ilişkin çalışmaların olduğu, yapılan yazışmaların delil niteliği taşıdığı, (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1014 esas 2020/4488 karar) davacının ayıplı ifadan, taraflar arasındaki yazışma ve görüşmeler ile sabit olduğu, konusunda uzman bilirkişi tarafından söz konusu ayıbın giderilmediği tespit edilmiş olmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebi bakımından ise, davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve yasal şartlar gerçekleşmediğinden kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 326,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 266,92 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 3.572,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)