Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1350 E. 2020/14 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1350 Esas
KARAR NO : 2020/14

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/01/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 03/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı alışveriş olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete mal temini ve nakliye hizmeti verdiğini, ancak davalının son 3 faturanın bedelini ödemediğini, ihtarname gönderilmesine rağmen buna cevap vermediğini, müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamış, ancak kendisini vekille temsil ettirmiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 57.020,83 TL asıl alacak ve 9.966,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 66.987,54 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 27/05/2019 havale tarihli raporunda; ibraz edilen ticari defterlerden 2017 ve 2018 yılına ilişkin kapanış kayıtlarının mevcut bulunmadığı, muavin kayıtları çerçevesinde davacının davalıdan 3 adet faturadan dolayı 57.021,43 TL ana alacak, 9.966,71 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 66.987,54 TL alacağının mevcut olduğu bildirilmiş olup, davacı tarafça bilirkişi raporuna yapılan itirazlar üzerinde BA / BS formları da celbedilerek aldırılan 24/12/2019 tarihli ek raporda; kök rapor sonrası ibraz edilen noterlik evrakının incelenmesinin ve değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğunu, raporun içeriğine ilişkin beyan ve itirazda bulunulmadığı, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin yevmiye defterlerinin kapanışına ilişkin noterlik evraklarının usulüne uygun olarak incelemeye ibraz edildiğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça davalı adına düzenlenen 31/08/2016, 30/09/2016 ve 19/10/2016 tarihli toplam 57.020,83 TL bedelli 3 adet faturadan kaynaklı olduğu, davalının celbedilen 2016 yılı Ağustos ayı BA bildiriminde; davacı adına KDV hariç 34.131,00 TL bildirimde bulunulduğu, KDV dahil 40,274,58 TL olduğu, yine davalının 2016 yılı eylül ayı bildiriminde davacı adına KDV hariç 7.817,00 TL bildirimde bulunduğu, KDV dahil 9.224,61 TL olduğu, yine davalının 2016 yılı ekim ayı BA bildiriminde davacı adına KDV hariç 6.373,00 TL BA bildiriminde bulunulduğu, KDV dahil 7.521,16 TL olduğu görülmüştür.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlayacağından davalı tarafça uyuşmazlık konusu fatura bedelleriyle uyumlu olarak yapmış olduğu BA formu bildirimleri dikkate alındığında davacının takip konusu faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalının aleyhine girişilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 57.020,83 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranını geçmemek üzere talep doğrultusunda yasal faiz oranının uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 11.404,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 3.895,09 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 638,84 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.256,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 638,84 TL peşin harç olmak üzere toplam 674,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 913,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 8.212,71 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/01/2020

Katip ……

Hakim …….