Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1339 E. 2023/963 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1339 Esas
KARAR NO : 2023/963

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı tarafından, müvekkili aleyhine 100.000,00 TL bedelli bir adet sahte senet düzenlenmek suretiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, mezkur bononun sahte olduğunu, müvekkilinin bir dönem yetkilisi olduğu şirket ile davalı inşaat yapım işinde adi ortaklığa giriştiğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin üçüncü kişilerle taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, daha sonra davalı taraf da bu sözleşmelerden müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin yükümlülüklerine ve de haklarına adi şekilde ortak olduğunu, aralarında yapılan sözleşmenin arsa sahibi ile müvekkilinin yetkilisi şirketin arasında noter huzurunda yapılan sözleşmeye eklenemeyeceğinden, davalının arsa sahibinden hak iddia etmesinin mümkün olmamasından dolayı ve de muhtemel olumsuz durumların yaşanmasının önüne geçmek maksadıyla 2 adet teminat senedinin düzenlenerek …’e teslim edildiğini, teminat senetlerinin 22.04.2016 düzenlenme tarihli ödeme tarihinin belirtilmediği 100.000,00 TL bedelli … lehdarının … olduğu senet ve düzenlenme ve ödeme tarihini müvekkilinin henüz hatırlayamadığı 30.000,00 TL bedelli keşidecinin … lehdarının … olduğu senetlerinden ödeme tarihi olmayan 100.000,00 TL bedelli 22.04.2016 düzenlenme tarihli bono söz konusu adi ortaklığın kurulmasından sonra davalı …’e verildiğini, daha sonra …’in üzerine düşün yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı 11.08.2016 tarihinde davalı …’ten geri alındığını, davamıza konu olan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyasından müvekkili aleyhine girişilen takipteki 100.000,00 TL bedelli bononun sahte olduğunu, davalı taraf her ne kadar üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmese de hakkına düştüğünü iddia ettiği oranın çok üzerinde bir oranla yapımı biten daireleri sattığını ve de bedellerini elden müşterilerden tahsil ettiğini, ortağına getirmediğini, müvekkiline icra dosyasından yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin icra dosyasında alacaklı olarak gözüken …’e her ne nam altında olursa olsun herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine … Emlak Tic Ltd Şti’nin bir dönem yetkilisi ve ortağı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, bonodaki imzaya açıkça itiraz ettiklerini, her ne kadar bono sahte olsa da; buna istinaden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, beyanla takibin teminatsız olarak durdurulmasını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu bono altındaki imzaların davacıya ait olduğunu, dava konusu 100.000,00 TL’lik bononun dava dilekçesinde bahsedilen ortaklık ile ilgisi olmadığını, tarafların 1/2 masraf ve kazanç ortaklığı ile dava dilekçesinde bahsedilen … ve …’daki yap-sat işlerine girdiğini, fakat davacı masraf yükümlülüğünün sadece %17’sini yerine getirdiğini, masrafın kalan %83’ü müvekkili tarafından karşılanmak zorunda kalındığını, davacının inşaatlar devam ederken sırf işçilere ve tedarikçilere ödeme yapmamak için ortaklıktan kaybolduğunu, telefonlarını kapattığını, kendisine ulaşılamadığını, müvekkile kendisine ait çekler ile kardeşi … adına olan ancak müvekkilinin kullandığı çekler yazıldığını, çek karnesinin iptal edildiğini, bütün ticari itibarının sarsıldığını, müvekkili davacıya itibar etmediği için … ve … adi ortaklık projelerinde davacı adına yapmış olduğu ödemeler karşılığı davacıdan çeşitli miktarlarda bonolar aldığını, takip konusu 30.000,00 TL’lik bono hariç diğer bonolar ile takas edilerek … ve … projeleri için taraflar arasındaki alış-veriş sonlandırıldığını, ancak taraflar arasında bir de … Projelerine ilişkin bir ortaklık olduğunu, davacının dava dilekçesinde bu ortaklıktan hiç bahsetmediğini, dava konusu … keşide tarihli ve 100.000,00 TL bedelli bononun müvekkiline verilmesinin sebebinin ise tarafların … Projelerindeki ortaklıkları olduğunu, davacının … Projesinden hiç bahsetmediğini, sadece … ve … yap-sat projelerinden bahsettiğini, takip dosyasında davacıya yapılan bütün tebligatların usulüne uygun olduğunu, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, Bakırköy … İcra müdürlüğnün … Esas sayılı dosyasına konu 22/04/2016 tanzim tarihli, 100.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalının davacı aleyhinde dayanak 130.000,00 TL bono asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 35,96 TL yasal faiz, 390,00 TL komisyon ile birlikte toplam 130.425,96 TL’nin tahsili için bonoya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davalı …’in 13/12/2019 tarihli isticvabında; “biz davacı ile davacının yapmış olduğu 2 ayrı …’de ve …’te yapmış olduğu inşaat işinde kâr payına ortak olmak amacıyla kendisine 100.000,00 TL ayrı ayrı her bir inşaat için olmak üzere nakit para verdim ve dava konusu senedi …’te yapılan inşaat işine karşılık almıştım. Diğer arkasında 11/08/2016 tarihli ibranamenin bulunduğu 100.000,00 TL’lik senedi de …’de bulunan inşaat işine karşılık vermiş olduğum nakit paraya istinaden almıştım. Davacı daha sonra 70.000,00 TL’lik bir ödeme yaptğından bu 100.000,00 TL’lik senedi kendisine verdim. O da bana 30.000,00 TL’lik bir senet verdi, bu nedenle davacı tarafça sunulan 100.000,00 TL’lik senet arkasındaki imza bana aittir, ancak bu dava konusu olan senet değildir. Bahse konu senetler iki farklı proje için verildiğinden bu nedenle ayrı senetler düzenlendi. Senetlerden birisini davacı bana yanında getirerek verdi. Diğerini ise yanımda imzaladı. Takibe konu olan senet yanımda imzalandı. Benim arkasına ibra yazmış olduğum senette …’te başka senedim olmadığını yazmıştım ancak ben bu dönemde bir sıkıntım olduğundan ve davacı bana getirip ibraname olarak düzenleyelim dediğinden bu şekilde yazdım. Yani bu ibranamenin yazıldığı tarihte 100.000,00 TL’lik dava konusu olan senet bendeydi. Senetlerin teslim alınmasına ilişkin aramızda başka bir sözleşme olup olmadığını hatırlamıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi 20/12/2019 havale tarihli raporunda; inceleme konusu senetlerdeki imzalar ile …’nun karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan benzemezlikler nedeni ile, alacaklısı …, borçlusu … olan, 22.04.2016 düzenleme tarihli, 100.000 TL bedelli iki adet senetteki imzaların, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’nun eli ürünü olmadığını bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından aldırılan 13/08/2021 tarihli raporunda; davacı …’ya ait mukayeseye esas imzaların tersim özellikleri bakımından farklılıklar gösteren iki grup oluşturduğu; davacı tarafça mukayeseye esas olarak sunulan, borçlu imzası kısmı bantla tutturulmuş olan senetteki borçlu imzalarının birinci grubu; diğer mukayese imzalarının ise ikinci grubu oluştuğu, inceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile …’nun sınırlı sayıda birinci grup mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından, inceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile birinci grup mukayese imzaların kuvvetle muhtemel aynı elin ürünü olduğu, birinci grup imzalar mukayese dışı tutularak yapılan incelemede ise; inceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile …’nun ikinci grup mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nun eli ürünü olmadığını bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından aldırılan 23/03/2023 tarihli raporunda; inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nun eli ürünü olmadığı, inceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile mukayese dışı tutulan senetteki borçlu imzaları kendi aralarında tersim özellikleri bakımından uygunluk ve benzerlik gösterirken, dosyada yer alan …’ya ait mukayese imzalardan farklılıklar gösterdiği, ancak 22/01/2019 tarihli dava dilekçesi içeriğinden; tarafımızca mukayese dışı tutulan, arka yüzünde 11/08/2016 tarihli yazı bulunan senedin ve dolayısıyla bu senetteki borçlu imzalarının davacı tarafça kabul edildiğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve isticvab içeriğine göre; uyuşmazlığa konu olan senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, buna ilişkin alınan bilirkişi raporu ve adli tıp raporlarının birbiriyle uyumlu olduğu, adli tıp raporunda mukayese dışı tutulan senetteki imza ile uyuşmazlığa konu senetteki imzanın benzerlik gösterdiği tespit edilmişse de bu tespitin tek başına imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamayacağı, taraflar arasında öncesine dayalı ticari ilişkinin ve senet alışverişlerinin bulunduğu, davalının isticvap beyanında da ibranemeyi yazdıkları tarihte davaya konu senedin kendisinde olduğunun ve yine senedin yanında imzalandığının beyan edildiği anlaşılmakla imza sahteliğine konu olan senet için davalı lehtar tarafından icra takibi yapılmasında davalı kötü niyetli kabul edilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile; davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 22/04/2016 tanzim tarihli 100.000 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
İİK 72/5. Maddesi uyarınca 20.000 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 6.831,00 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL harcın mahsubuyla bakiye 5.123,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.707,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.743,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.088,20 TL ve davacı tarafça mahkememize makbuzu sunulan adli tıp fatura gideri 3.188,00 TL olmak üzere toplam 4.276,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.