Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1306 E. 2021/647 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1306 Esas
KARAR NO : 2021/647

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 30/12/2009 tarihinde ……. Hastanesi Komutanlığı ile sözleşme akdederek Komutanlıkta görev yapan personelin taşıma işini üstlendiğini, sözleşme kapsamında ……. Hastanesi güzergahında hizmet verilmesi için davalı … ile anlaştığını, şirket politikası gereği müvekkilinin, hizmet vereceği yerler için Tedarik Zinciri Yöntemi ile çalışmakta olduğunu, komutanlıkta görevli dava dışı …… 22/09/2010 tarihinde dava dışı ……nın sevk ve idaresinde bulunan davalı …’nın maliki olduğu …… plakalı araca bindiği esnada aracın ani hareket etmesi ve sonrasında fren yapılması sonucunda araç içerisinde savrularak yaralandığını, olay nedeniyle araç maliki ve sürücüsü hakkında hem cezai soruşturma başlatıldığını hem de dava açıldığını, dava dışı ……tarafından açılan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle) davasında, Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas numarası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 09/07/2015 tarihinde verilen ….. Karar sayılı ilam ile 1.387,80-TL maddi tazminat ile 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline hükmedildiğini, karar sonrasında maddi ve manevi tazminatın tahsili için davacı tarafından İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasıyla müvekkili ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas – ……. Karar sayılı kararının temyiz edilmesi nedeniyle İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasında belirtilen tutar 13/08/2015 tarihinde 15.500,00-TL nakit teminat bedeli olarak icra dosyasına yatırıldığını, müvekkili ile davalının müşterek ve müteselsil sorumlu olarak addedildiğini, oysa ki yargılama aşamasında alınan raporlarda dava dışı …… ‘nin %25, dava dışı araç şoförü ……nın da %75 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğini, kusur raporları ve kazanın oluş biçimi, müvekkilin araç işleteni ya da maliki olmaması nedeniyle defalarca kez itiraz etmişlerse de müvekkiline kusursuz sorumluluk atfedildiğini, müvekkilinin her hangi bir kusuru olmamasına rağmen davalı ile dava dışı ……nın kusuru ve sorumlulukları sebebi ile şirketin zarara uğradığını, Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas – ….. Karar sayılı kararının temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay ……. Hukuk Dairesi ……. Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararını onadığını, bu karara karşı da müvekkili şirket tarafından, karar düzeltme yoluna başvurduğunu, müvekkilinin her hangi bir kusuru bulunmamasına rağmen talep edilen tazminat tutarını icra dosyasına ödediğini, yapılan ödeme doğrultusunda müvekkilinin davalıya rücu hakkı bulunmakta olup, iş bu davayı ikame etme gereği hasıl olduğunu, müvekkilinin talep ettiği alacağa kavuşabilmesi için davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin tespit edilerek üzerine ihtiyati tedbir konulmasını belirterek davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER : Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü ……. Esas sayılı takip dosyası, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı şirket tarafından Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına istinaden icra dosyasına müşterek müteselsil sorumluluk gereği yapmış olduğu ödemenin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas – ….. Karar sayılı incelenildiğinde; davacısının dava dışı …… olduğu, davalılarının mahkememiz davacısı …, mahkememiz davalısı … ve dava dışı ……. oldukları, davanın 26/08/2011 tarihinde açıldığı, uyuşmazlık konusunun 22/09/2010 tarihinde gerçekleşen haksız fiilden kaynaklı cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği, 1.387,80-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği 5.000,00-TL manevi tazminat bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, fazlaya ilişkin istemin reddedildiği, kararın Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin denetiminden geçerek davalılar ……. ve …… bakımından 15/10/2018 tarihinde, davalı … bakımından 13/11/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İstanbul ……… İcra Müdürlüğü ……… Esas sayılı takip dosyası incelenildiğinde; alacaklısının dava dışı ……. olduğu, borçlularının mahkememiz davacısı …, mahkememiz davalısı … ve dava dışı …… oldukları, alacağın dayanağının Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas ……. Karar sayılı ilamı olduğu, borçlu … Tarafından mahkeme kararı temyiz edilirken icranın geri bırakılması talep edildiği, Yargıtay ……. Hukuk Dairesince İİK 36. Maddesi gereğince anılan ilam hükmünün temyiz incelemesi sonuna kadar icranın geri bırakılmasına karar verildiği tespit olunmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Müteselsil sorumlulukta TBK’nun 163. maddesi uyarınca zarar görenin borçluya başvurma hakkı vardır; dilerse sorumlulardan birine, dilerse hepsine veya bir kısmına karşı dava açabilir. Müteselsil sorumlulukta kural olarak borçlulardan her biri davacıya karşı borcun tamamından sorumlu olur.
Yine Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin …… sayılı ilamı ile ….. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, müteselsil sorumluluk yasadan kaynaklanan bir sorumluluktur. Dava tarihinde yürürlükte olan TBK’nun “Dış ilişki, borçluların sorumluluğu” başlığını taşıyan 163. Maddesinin 1. fıkrasına göre “alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.” aynı maddesinin 2. fıkrasında ise “borçluların sorumluluğunun, borcun tamamı ödeninceye kadar devam edeceği” hükme bağlanmıştır.
Yine Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” 62/2 fıkrasında, “Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” hükümleri açıkça zarara sebebiyet verenler arasındaki kusur oranlarının kendi aralarındaki rücuu durumunda önemli olduğunu vurgulamaktadır. Aynı kanunun 167. maddesinde de müteselsil borçluluk hususunda paralel nitelikte düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karara istinaden yapılan icra takibinde davacının tüm bedeli teminat olarak icra dosyasına yatırması, Yargıtay …… Hukuk Dairesi tarafından verilen icranın geriye bırakılması kararının mahkeme kararının onanması ile dava dışı alacaklıya ödenmesi neticesinde; davacının rücuen tahsil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki müşterek müteselsil sorumluluğun kaynağı Karayolları Trafik Kanunu 85. maddesidir. Her ne kadar taşıma sözleşmesinden bahisle dava açılmışsa da davacının Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ilamında işleten sıfatı olduğu tespit edilmiş ve karar kesinleşmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
TTK. nun 4. maddesinde ticari davalar düzenlenmiş olup buna göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Ayrıca TTK.nunda düzenlenen hususlar ile Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanununda düzenlenen bazı dava türlerinin ticari dava olduğu belirtilmiştir. TTK. nun 5. maddesinde ise ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu düzenlenmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasıdaki ilişkinin görev ilişkisi niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevi ancak Kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20, 114, 115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14/04/2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).

Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas -……. Karar sayılı davasında ZMSS şirketi taraf olmayıp, haksız fiil faili sürücü, işleten ve ……. Hastanesi Komutanlığı ile personel taşıma sözleşmesi akdeden mahkememiz davalısı …’nın maliki olduğu aracı bu sözleşme kapsamında kiralayan ve bu sebeple işleten sıfatına haiz olan şirkete dava açıldığından (TTK’nun 3, 4 ve 5 maddeleri hükümleri gereğince) Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakmakta görevli bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine davacı taşıma sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle dava açmışsa da taşıma sözleşmesi davacı ile dava dışı ………. Hastanesi Komutanlığı arasında akdedilmiştir. Açıklanan sebeplerle açılan bu davada davanın TTK’nun 4. maddesinde belirtilen ticari dava niteliğinde olmaması sebebiyle davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış olduğundan, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip iki hafta içeresinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)