Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1288 E. 2020/396 K. 26.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1288
KARAR NO : 2020/396

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/06/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 29/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı taraf ile ……. Cad. No:…… Bakırköy adresindeki binanın enkazının alım ve satımı konusunda 22.000 TL karşılığında anlaştıklarını ve davalının hesabına nakten banka yolu ile gönderdiğini, yapılan anlaşma gereği müvekkilinin yatırmış olduğu bedele karşılık yıkılacak olan binanın enkazını almak için yıkım ekibi ile adrese gittiğinde apartman yöneticisinin böyle bir durumdan haberinin olmadığını ve alınacak olan enkazın götürülmemesi için hırsızlık suçlaması ile polise haber verdiğini, müvekkilinin polis nezaretinde savcılığa çıkarılarak serbest bırakıldığını, müvekkilinin davalı tarafa göndermiş olduğu paranın iadesi için davalı tarafa defalarca başvurmasına rağmen iade edilmediğini, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi, alacağının iadesini sağlamak ve haksız yere müvekkilinin takibe konu alacağını yeddinde tutan davalıdan alacağın tahsili için Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasında borçlu, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmada davacının iddialarını kabul etmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde;
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. 19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır. (İstanbul BAM 37. H.D. 2020/483E.- 2020/1301 K.)
Dosya kapsamına göre; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabına göre davalının ticari işletme kaydının bulunmadığı, Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabına göre, davalının 2007-2008 yıllarına ait Gelir Vergisi beyannamesi incelendiğinde işletme hesap defteri tutmakla yükümlü olduğu, mükellef olduğu yıllardaki beyannamelerinde yazılı limitler karşılaştırıldığında nakdi limitleri aşmadığı, kaldı ki taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılına ilişin olduğu ve davalının bu tarihte tacir veya esnaf olmadığı, bir ticari işletmesinin bulunmadığı, bu nedenle davaya bakmakla mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalının yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır