Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1280 E. 2020/899 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1280
KARAR NO : 2020/899

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/01/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin, davalı şirketin 120.000.-TL sermaye karşılığı % 20 hissesine sahip ortağı olduğunu; şirketin diğer iki ortağının Çin uyruklu olduğunu; davalı şirketi diğer iki ortağın 24.11.2016 tarihinde yaptıkları olağanüstü genel kurulu sonucu müvekkilinin, şirket müdürlüğünün alınarak şirket müdürlüğüne kendilerini atadıklarını; şirketin % 60 hissesine sahip diğer iki Çin’li ortağın müdür seçildikten sonra şirketi yönetmeye başladıklarını; müvekkilini şirkete bile fiilen koymadıklarını; ayrıca halihazırda 1 yılı aşkın süredir şirketin ticari faaliyette bulunmadığını; fiili olarak olarak yerinde olmamakla birlikte şirket ile ilgili vergi sorumluluklarının yerine getirilmediğini, beyanname bile verilmediğini; kısacası şirketin kuruluş amacını terk etmiş vaziyette olduğunu; şirket ortaklarının Çin uyruklu olup Türkiye’ye bile gelmediklerini ve şirketin bankalardan aldığı ticari kredilerin ödenmediğini; bu durumların müvekkilini etkilemekte olup zarar etmesine ve gün geçtikçe sorumluluk açısından zor durumda kalmasına sebep olduğunu; davacının işyerine gitmek isteyince Çin’li arkadaşları tarafından alınmadığını ve müvekkilinden şikayetçi olmaları neticesinde müvekkili aleyhine Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile silahlı tehdit suçundan dava açıldığını ve sonuçta müvekkilinin beraat ettiğini kararın kesinleştiğini; müvekkilinin de diğer ortakları hakkında şikayetçi olduğunu ve Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ortaklar aleyhine tehdit nedeni ile kamu davası açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini; sanıklar hakkında yakalama emrinin infazının beklendiğini, diğer ortakların Çin’den Türkiye’ye gelmediklerinden dolayı 6 ayı aşkın süredir yakalama emirlerinin infaz edilemediğini; Limited şirketler ortaklar arasındaki güvene dayalı kurulan ticari şirketler olduğunu; açıkladıkları olaylardan anlaşılacağı üzere ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığının açık olduğunu; üstelik şirketin 1 yıla yakın süredir yasal sorumluluklarını yerine getirmediğin; arz edilen nedenlerden dolayı şirket ortaklarının bir birilerine karşı güvenleri kalmadığından ve bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığından haklı nedenlerin varlığından dolayı davalı şirketin feshine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının, tebligata rağmen davaya cevap dilekçesi ibraz etmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, davalı şirketin 20.05.2013 tarihinde kurulduğu, şirketin sermayesinin 600.000-TL olduğu, Şirket ortaklarının: …, …. Ve … olduğu, şirketin yetkililerinin ise … ve … olduğu, Ticaret sicil gazetesinde şirkete ait son tescilin 28.03.2017 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmıştır.
Celp edilen Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının tetkikinde, işbu davanın davacısının şikayeti üzerine, sanıklar …, …, …, …, …, hakkında düzenlenen iddianamede “muhafaza görevini kötüye kullanma ve tehdit” suçundan dolayı sanıkların cezalandırılmasının istendiği; Mahkemenin 21.02.2019 tarihli sun duruşma tutanağına göre, sanıklar …, … ve …’nun yakalama emirlerinin infazının beklenmesine, sanık …. müdafisinin mazeretinin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE:
Dava, davacının ortağı olduğu davalı şirketin feshi talebinden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3. maddesine göre; haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
Haklı sebep, kanunda tanımlanmamıştır. Somut olayın özelliğine göre hakim haklı sebebin varlığını takdir edecektir. Haklı sebep, şirketin devam etmesini çekilmez bir hale getiren veya şirket ilişkisini sona erdirmeyi gerektiren herhangi bir olgudur. Objektif veya subjektif bir neden olabilir. Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi, sebepler anılan maddede yer alan haklı sebeplere örnek olarak sayılabilir.
6102 sayılı TTK.’nun 630/2. maddesi uyarınca limited şirketlerde her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yöneticilik hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı kanunun 636/3. maddesi uyarınca da haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
TTK. Madde 636-(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a)Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Somut davada davacı, ortağı bulunduğu davalı limited şirketin TTK.m.636/3’te yer alan haklı sebeple feshini talep etmektedir. Davacı vekili tarafından haklı sebepler olarak: şirketin diğer iki ortağının Çin uyruklu oldukları ve bu iki ortağın ortak müdür seçildikten sonra şirketi yönetmeye başladıkları; davacının şirkete fiilen girmesine engel oldukları; 1 yılı aşkın süredir şirketin ticari faaliyette bulunmadığı ve şirket ile ilgili vergi sorumluluklarının yerine getirilmediği, beyannamelerin verilmediği; şirketin kuruluş amacını terk ettiğini; Çin uyruklu diğer iki ortağın Türkiye’ye bile gelmediğini ve şirketin bankalardan aldığı ticari kredileri ödemediğini; diğer ortakların şikayeti üzerine müvekkili aleyhinde Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile silahlı tehdit suçundan dava açıldığı ve sonuçta müvekkilinin beraat ettiği, kararın kesinleştiği; davacının da diğer ortaklar hakkında şikayetçi olduğu ve ….. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ortaklar aleyhine tehdit nedeni ile kamu davası açıldığı yargılamanın halen devam ettiği sanıklar hakkında yakalama emrinin infaz edilmediği; sonuç itibariyle ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığı belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında şirketin ticaret sicil gazetesindeki son ilan tarihinin 28.03.2017 olduğu, bu tarihten sonra sicilde herhangi bir işlemde bulunmadığı, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen amacı gerçekleştirmesinin bu haliyle mümkün olmadığı, şirket ortaklarının birbirlerini suçlamaları neticesinde ceza davaları açıldığı, davacı aleyhine açılan davanın beraat ile sonuçlandığı; ticaret sicilinde kayıtlı bulunduğu adreste şirketin fiilen bulunmadığı ve ticari faaliyetine devam etmediği, TTK. m. 376/2 hükmü uyarınca kanun gereği (TTK. m. 636/3) münfesih hale geldiği, şirketin organsız kalması ve kar payı dağıtmaması nedenleriyle, TTK. m. 636/3 hükmü uyarınca, davalı şirketin haklı nedenle feshini talep etme şartlarının oluştuğu, organların eksikliğine ilişkin TTK. m. 630/2 hükmüne dayanarak, davalı şirketin işletme konusunun gerçekleşmesinin imkânsız hâle geldiği de dikkate alınarak davalı şirketin feshine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … nosunda kayıtlı davalı … TEKSTİL SANAYİ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin TTK 636/3 maddesi gereğince FESHİNE,
2-636/4 maddesi gereğince Tasfiye memuru olarak mali müşavir … ‘ın atanmasına, kendisine bir kereye mahsus olarak 5.000,00 TL ücret takdirine, ücretinin şirket tarafından ödenmesine,
3-Tasfiye memurunun görevinin tasfiye kararının tescil edileceği tarihine kadar devamına, ticaret sicilde davacı tarafından masrafı karşılandığında ilanına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.741,50 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 77,00 TL ki toplam 1.818,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
( Muhalif)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)

MUHALİF ŞERHİ: Dosyaya arızi olarak çıkıldığından duruşmadan önce dosyaların müzakeresinin yapılmamış olması nedeniyle dosyanın hüküm kısmıyla alakalı olarak münfi ya da müspet herhangi bir görüş ve kanaat bu aşamada edinilememekle sayı çoğunluğu kararına iştirak edememekteyim. 24/12/2020
Üye …
¸(e-imzalıdır)