Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1229 E. 2022/1098 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1229 Esas
KARAR NO : 2022/1098

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Başta ticari araçlar olmak üzere riskli sürücüler için sigorta havuzu kurulduğunu, trafik sigortası satan tüm sigorta şirketlerinin bu havuza zorunlu olarak katıldığını, sigorta primlerinin de hazinenin, 12 Nisan’da uygulamaya soktuğu tavan fiyatlar üzerinden belirlendiğini, primlerde oluşan artışın belirtilen yasal uygulama gereği olduğunu, bunun yanında düzenlenen bu yeni tarifeli sigorta poliçeleri davalı şirket tarafından kullanıldığını, hasar tazminat ödemeleri alındığını, davalıya yapılan ihtarlardan sonra davalı 28 Mayıs 2018 tarihli yazısı ile sözlü olarak tarafların aralarında anlaştığını ve mutabık kalındığını belirterek borcu kısmen kabul ettiğine ilişkin beyanda bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından davalıya müvekkil şirketin gerek kurumsal kimliği gerekse uygulamaları bakımından süresiz ve şifaen anlaşma yapmasının söz konusu olmadığını mevcut prim borçlarının ödenmemesi halinde yasal işlem yapılacağı ve faiz ve masraflardan davalı/borçlunun sorumlu tutulacağının belirtildiğini, ancak davalı buna rağmen ödeme yapmamış, yapılmış olan icra takibine de itiraz ettiğini, borçlu-davalının borca ve ferilerine haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, bu nedenle, borçlunun itirazının iptali ve alacağın % 20 ‘sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesi yasa gereği olduğunu, neticeten; davanın kabulü ve itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini….” talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 2016 yılının ekim ayında sözlü olarak araç segmentinde geçerli olmak şartıyla araç başı 773 TL net prim ödemesi yapılmasında mutabık kalındığını, bahsedilen net prim ödemesi ile ilgili il başta belli araç adedinde daha sonra da araç limiti olmaksızın süresiz olarak anlaşıldığını, bu anlaşmanın, 2017 yılının ilk ve ikinci yarıyılında davacı çalışanlarından …… ile …….’in müvekkil şirkete yapmış oldukları ziyarette sistemsel sıkıntılardan dolayı poliçelerin 773 TL kesilemediğini ve bu poliçelerin normal tutarlarından kesip, sene sonunda 773 TL’ye denk getirmek için davacıya fark faturası kesilmesi noktasında mutabık kalındığını, son olarak …….’in, 2017 yılının aralık ayının son haftasında yaptığı ziyarette daha önce mutabık kalınan tutarın geçersiz olduğunu, yeni çıkan kanun doğrultusunda tavan/taban fiyat uygulaması yüzünden nisan ayından itibaren her hangi bir indirimin müvekkil şirkete yansıtılamayacağının belirtildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından belirtilen bu hususun, davacı tarafından 2017 yılının nisan ayında müvekkil şirkete ne yazılı olarak nede şifahi olarak belirtilmediğini, davacı ile anlaşma yapılmasının nedeninin, diğer sigorta şirketlerine göre fiyat avantajı sağlamasından kaynaklandığını, ancak bahsi geçen fiyat avantajından müvekkil şirketin yararlanma olanağının kaldırıldığının belirtilmesinin yaklaşık sekiz ay gibi uzun bir süre sonra olduğundan müvekkil şirkete anlaşma dışında zorla yeni fiyatlar uygulanmaya çalışıldığını ve müvekkil şirketin tercih hakkının elinden alındığını, müvekkil şirketin davacıdan 2018 yılı ocak ayında iade alması gereken 1.242.208,96 TL’lik stop-loss kasko iadesi ve 103.221,32 TL’lik servis anlaşması nedeniyle kesilen hak ediş alacaklarının bulunduğunu davacının söz konusu bedellerinin müvekkil şirkete ödemediğini, aynı zamanda cari hesaptan mahsup etmediğini müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, neticeten; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, dava değerinin %20’si oranında davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Trafik sigorta poliçesinden kaynaklandığı iddia edilen sigorta prim borcunun tahsiline yönelik başlatılan Bakırköy …. İcra müdürlüğünün ….. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 237.934,31 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti Mali Müşavir …. ve Sigorta Uzmanı …. 04/11/2020 tarihli raporunda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan 237.934,31 TL alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (14.09.2018) itibariyle davacının davalı yandan 237.934,31 TL alacaklı olduğu, davalının 2017-2018-2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (14.09.2018) itibariyle davalının davacı yana 712.745,02 TL borçlu olduğu, davacının ticari defter kayıtları ve dava dosyasında bulunan CD de yer alan dosyalar incelediğinde, Riskli Sigortalılar Havuzu Trafik sigortasında yeni model milad tarihi olan 12.04.2017 tarihine kadar tanzim edilen poliçeler 773 TL sonra ki tarihlerede tanzim edilen poliçeler ise yönetmelik hükümleri gereği sigorta poliçelerinin tavan prim ve havuz kuralları uyarınca yeni poliçe prim bedelleri üzerinden tanzim edildiği, açıklanan nedenlerle, davalının iddialarının ispata muhtaç olduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (14.09.2018) itibariyle davacının davalı yandan 237.934,31 TL alacaklı olduğu, ancak davalı yanın 11.08.2017 tarihli 169.396,96 TL tutarındaki havalesinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, mezkur havalenin davacı yanın alacağından mahsubu halinde davacının 237.934,31 -169.396,96 – 68.537,35 TL bakiye alacağının kalmış olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti Mali Müşavir ….., Sigortacı ….., Sigorta ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı …. 17/07/2021 tarihli raporunda: davacı tarafın sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde 2016 yılı: Davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 12.10.2016 tarihli 772,97 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 30.12.2016 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 379.959,66 TL alacaklı olduğu, 2017 yılı: 30.12.2017 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 308.494,38 TL alacaklı olduğu, 2018 yılı: 18.08.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 237.934,31 TL alacaklı olduğu tespit edildiğini, davalı tarafın sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde …. hesap kodu ile, Davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 13.03.2017 tarihli 6.950,11 TL tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 19.09.2017 tarihinde 6.950,11 TL tutarlı kayıt işlemi ile hesabın sıfırlandığı, …… hesap kodu ile, davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2016 tarihli 780,18 TL tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 31.12.2016-01.01.2017-31.12.2017-01.01.2018 tarihlerinde davalı tarafın davacı taraftan 780,18 TL alacaklı olduğu, 12.12.2018 ve 31.12.2018 tarihinde davalı tarafın davacı taraftan 2.128,98 TL alacaklı olduğu, ….. hesap kodu ile, davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 12.10.2016 tarihli 772,97 TL tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 31.12.2016 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 372.440,99 TL borçlu olduğu, 01.01.2017 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 372.440,99 TL borçlu olduğu, 31.12.2017 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 463.750,44 TL borçlu olduğu, 01.01.2018 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 463.750,44 TL borçlu olduğu, 11.04.2018 ve 31.12.2018 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 453.353,53 TL borçlu olduğu tespit edildiğini, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelere göre 17.04.2017 tarihine kadar 773 TL prim ile düzenlendiği, bu tarihten sonra düzenlenen poliçelerin Riskli Sigortalar Havuzu kurallarına göre farklı primler üzerinden düzenlendiği, bu sebeple davalının iddialarının ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti Mali Müşavir …., Sigortacı ….. 17/03/2022 tarihli raporunda: Davacının 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalı taraf inceleme günü katılmamış ve ticari defterleri de sunulmamış olduğundan, davalı taraf ticari defterleri üzerinde davaya konu ihtilafa yönelik olarak bir inceleme gerçekleştirilemediği, bununla beraber, dosya üzerinden yapılan incelemede dosyada mevcut Bilirkişi Heyeti Raporları’nda davalının 2016, 2017, 2018 yılı ticari defterlerinin tasdik bilgilerine ulaşılmış olup hüküm kurmaya elverişli tam bir rapor tanzim edebilmek ve usul ekonomisini gözetmek amacıyla işbu raporun devamında bu bilgiler esas alındığını, takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, dosya üzerinden yapılan incelemede davalı şirketin 2016, 2017 ve 2018 yıllarına (yevmiye defteri ve defter-i kebir) Maliye Bakanlığı ile Gümrük Ticaret Bakanlığı’nca müştereken çıkarılan 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliği gereğince e-defter kapsamında olduğu, ilgili dönemlere ilişkin e-defter ve berat dosyasının oluşturulma ve berat dosyalarının Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine yüklenme süresi içinde yüklendiği, envanter defterleri açılış tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu madde 64, 66 ve Vergi Usul Kanunu madde 220-226’ya göre usulüne uygun olarak yaptırıldığı anlaşıldığından, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, davacının 12.10.2016 — 18.08.2018 tarihleri arasında toplam 1.877.175,09 TL prim üretiminin olduğu, prim üretim tutarından 1.639.240,78 TL tahsil ettiği, Davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ….. numaralı …… Otomotiv San.ve Tic.A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 237.934,31 TL kadar alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın daha önce sunduğu ve dosyada mevcut açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ….. numaralı …… Sigorta A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 453.353,53 TL kadar borçlu gözüktüğü, davalının davacıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın daha önce sunduğu ve dosyada mevcut açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ….. numaralı …… Sigorta A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 2.128,98 TL kadar alacaklı gözüktüğü, netice itibariyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 237.934,31 TL alacaklı gözüktüğü, davacı/alacaklı vekilinin 14.09.2018 tarihinde Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı dosyası ile “takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemine işleyecek avans faizi” ile birlikte talep etmiş ise de huzurdaki itirazın iptali davasını açan dilekçesinde faiz talep etmediği, davaya esas takip talebinde öngörülen faiz istemi gözetilerek, Sayın Mahkeme’ce alacağın kabulü halinde, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Davacının icra inkâr tazminatı talebinin takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, dava dosyasında mevcut 12.04.2017 tarihine kadar tanzim edilen poliçelerin 773,00 TL sonra ki tarihlerde tanzim edilen poliçeler ise 11.07.2017 tarih ve 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümleri gereği sigorta poliçelerinin tavan prim ve havuz kuralları uyarınca yeni poliçe prim bedelleri üzerinden tanzim edildiği, Riskli Sigortalılar Havuzu kapsamındaki trafik sigortası poliçesi primi sigorta şirketi tarafından değiştirilemez bu nedenle davalının iddialarının ispata muhtaç olduğu, sonuç kanaatine ulaşılmıştır.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 237.934,31 alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 16.253,29 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 2.873,66 TL harcın mahsubuyla bakiye 13.379,63 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı,2.873,66 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.909,56TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 5.695,00 TL yargılam giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 36.310,80 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır