Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1142 E. 2020/623 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1142
KARAR NO : 2020/623

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 26.12.2014 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmenin davalının araçları için müvekkili şirketten alacağı hizmete karşılık servis hizmet bedelleri, yedek parça fatura bedelleri, temerrüt faizleri, masraf harç vs. gibi tutarlar hakkında cari hesap ilişkisi oluşturmaya yönelik olduğunu, bahsi geçen sözleşme ile davalıya 65.000,00.-TL borçlanma limiti tanındığını, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine işbu itirazın iptali davasının konusu olan Küçükçekmece …… İcra müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, ancak davalının haksız itirazı üzerinde takibin durduğunu beyan ederek haksız olan itirazın reddini, haksız ve kötü niyetli bir itiraz mevcut olduğundan davalı borcunun %20 icra inkar tazminatı ödenmesine mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER: Küçükçekmece ……. İcra müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyası, sözleşme sureti, cari hesap ekstresi, fatura suretleri, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
Küçükçekmece …… İcra müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacı şirket vekili tarafından Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün 21.09.2018 tarih ……. Esas Sayılı dosyası ile davalı aleyhine 12.088,07 .- TL tutarında Asıl Alacak , ferileri ile birlikte 13.789,30.-TL olmak üzere ; ilamsız takip başlattığı, davalı şirketin itirazı üzerine dosyanın Küçükçekmece …… İcra dairesinin 12.10.2018 tarihinde ……. Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği, borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK, bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. Maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda inceleme yapılmasına karar verilmiş ancak davalı tarafa yapılan ihtara rağmen ticari defter ve belge ibraz etmediğinden ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi İle Değiştirilen HMK’nun 222. Maddesinin 3. Bendinde “diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi ” hükmü dikkate alınarak usulüne uygun tutulan davacı tarafın ticari defterleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
Küçükçekmece ……. İcra müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı, davacının ticari defterleri üzerine yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; davacı tarafından incelemeye sunulan Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı şirketin yapılan ihtara rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmediği, faturalara konu mal, hizmet ve vade farkı bedelleri toplamının 12.820,78.-TL olarak hesaplandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve dava konusu alacakla uyumlu olduğu, itibar edilen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, 21.09.2018 takip tarihi ile 26.09.2018 tebellüğ tarihinden itibaren son ödemesi gereken tarih olan 03.10.2018 tarihi arasında , yani 29.08.2018 tarihinde davalının, davacı şirkete 12.088,07.-TL borçlu olduğu, davalının borcunu İcra Müdürlüğüne ödemeyerek davacı şirket merkezine 29.08.2018 tarihinde 12.000.-TL tutarında …… Bankası …… Şubesine ait …… numaralı 30.12.2018 keşide tarihli çekle ödeme yaptığı, dava açılış tarihi olan 27.11.2018 tarihinde davalı-borçlu şirketin davacı şirkete borcunun 88,07.-TL olduğu, Yargıtay …… HD. ……. Esas …… karar sayılı 01/11/2019 tarihli ilamında, dava açıldıktan sonra yapılan ödemeninde taraflar arasındaki mutabakatname ve bedeller düşülerek hesaplanması gerektiği yönünde kararı bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği 12.000,00 TL’lik çekle yapılan ödemeninde dava tarihinden önce yapıldığı dikkate alınarak ödenen bu bedel yönündeki talebin reddine karar verilmesi gerekmiş, davacı-alacaklı şirket tarafından 02.01.2019 tarihinde tahsil edilerek davacı-alacaklı şirketin ……. Bankası hesaplarına geçtiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, İcra inkar tazminatı taleplerinin de yasal koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasındaki itirazın 88,07 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-İcra inkar tazminatı taleplerinin de yasal koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 146,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 91,60 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.187,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 15,97 TL. yargılama gideri ile 95,50 TL. (toplam yatırılan 187,10 TL -91,60 TL iade edilen tutar mahsup edilerek) toplam 111,47 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 88,07 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve kendisini vekille temsil ettirmediğinden bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek davacı vekilinin yüzünde davalının yokluğunda kabul edilen kısım yönünden kesin, reddedilen kısım yönünden İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)