Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1119 E. 2020/52 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1119
KARAR NO : 2020/52

DAVA TARİHİ : 22/11/2018
DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/1151 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/01/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: davacı vekili özetle; dava dışı …… Gıda ve Tekstil Ltd.Şti. ile müvekkili Banka arasında, …… kredi sözleşmesi yapıldığını, davalının bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu, icra takibindeki Borçlu Şirketin kullandığı kredi geri ödemediğinden hesabın kat edildiğini, bu nedenle müteselsil kefil olan Davalılar ve Borçlu Şirket hakkında, Bakırköy ….. İcra Müd. …… Esas dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine karşı borçlunun takibe 09/12/2015 tarihinde itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, mevcut alacağın varlığı karşısında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: huzurdaki davanın yasal süresi içinde açılmadığını, müvekkilinin borçlu şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra ileri sürülen borçlardan sorumlu olmadığını, bankanın yeni müşterisine çek karnesi verirken yeni bir sözleşme yapma ve çek bedellerini müşteriden nakit olarak depo etme yükümlülüğü bulunduğunu, davaya konu sözleşmede depo yükümlüğüne ilişkin hiç bir ibarenin bulunmadığını, tüm bu sebeplerle, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının usul ve esastan reddi ile %20 ‘den aşağı kalmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP;
Dava dışı…… Gıda ve Tekstil Ltd Şti ile davacı banka arasında kredi sözleşmesi yapıldığını, davaların ise bu sözleşmeye müteselsil kefil olduğunu, kredi ödenmediğinden hesabın kat edildiğini, bu nedenle müteselsil kefil olan davalılar ve borçlu şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, borçluların itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalıların itirazında haksız olduğunu beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların %20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA;
Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, borçlu şirketin ortaklığından ayrıldıktan sonra ileri sürülen borçlardan sorumlu olmadıklarını, alacaklı bankanın yeni müşterisine çek karnesi verirken yeni bir sözleşme yapma ve çek bedellerini müşteriden nakit olarak depo etme yükümlülüğü bulunduğunu, davaya konu sözleşmede depo yükümlülüğüne ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını, ortada geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, gayri nakdi alacak yönünden kefillerden çek yaprak bedeli talep edilemeyeceğini, dava konusu sözleşmenin genel işlem koşulları-haksız şart kapsamında olup bu hususta kendilerinin bilgilendirilmeliğini beyan ederek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası, Bakırköy … İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının, dava dışı kredi lehtarı…… Tarım Gıda Teks. Ltd. Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine, müşterek ve müteselsil kefil olan davalılardan çek taahhüt bedeli alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının tetkikinde, Davacı banka tarafından davalılardan …, … ve dava dışı…… Tarım Gıda ve Tekstil Ltd. Şti. aleyhine 11/09/2015 tarihinde takip talebinde bulunulduğu, davalı borçlu … vekilinin 09/12/2015 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, itiraz nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Gerek Yargıtay, gerekse İsviçre Federal Mahkemesi kararlarında; kefaletin ferdileştirilmesinin zorunlu olduğu, asıl borcun belirli veya en azından kefalet anında belirlenebilir olmasının gerektiği, her ne sebeple olursa olsun ileride doğacak tüm borçlara kefaletin ise geçersiz olacağı kabul edilmektedir. Kefaletin mevcut borçlar yanı sıra daha sonra doğacak tüm borçlar için de verilmesi hâlinde kısmi hükümsüzlük söz konusu olacak, sadece belirli veya belirlenebilir borçlar açısından kefalet geçerli olacaktır.
5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. (Yargıtay 19. HD’nin 2017/3176 E., 2018/4003 K.; 2016/13472 E., 2017/7537 K.;2016/753 E, 2016/7650 K. kararları da bu yöndedir.)
Genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı borçluya verilen çek karnesinden dolayı bankanın ödemek zorunda olduğu zorunlu karşılıkların bankaya depo edilmesinin kefilden istenebilmesi için sözleşmede bu yönde açık hüküm olması gerekir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacı bankanın dava dışı kredi lehtarı ….. Tarım Gıda Teks. Ltd. Şti. İle arasındaki genel kredi sözleşmesini, davalılar müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış iseler de davanın dava dışı kredi lehdarı şirkete verilen çek karnesi nedeniyle dava dışı şirketin keşide ettiği karşılıksız çeklerden dolayı bankanın ödediği garanti tutarların davalılardan tahsili istemiyle açıldığı dikkate alındığında, davalılar tarafından imzalanan kefalet sözleşmesinde kefillerin gayri nakdi kredilerin deposundan sorumlu olacaklarına ilişkin açık ve net bir düzenleme bulunmadığından kefillerin takip konusu alacaktan sorumlu olmayacakları kanaatine varılarak asıl ve birleşen davanın reddine, davacının takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mah. ….. esas sayılı dosya bakımından davanın reddine,
2-Davalının icra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Dair karar, asıl ve birleşen dava bakımından kesin olarak Asıl ve birleşen dava davacı vekili Av….. ile asıl ve birleşen dava davalı … ve … vekili Av. ….’nin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)