Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1113 E. 2021/1065 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1113 Esas
KARAR NO : 2021/1065

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalılardan ………’in sevk ve idaresinde bulunan ve davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı ………. plakalı aracın 18/10/2018 tarihinde yaya durumunda olan müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle 15,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/01/2019 tarihli talep açıklama dilekçesinde 15,00 TL maddi tazminatın 5,00 TL’sinin geçici iş güç kaybı, 5,00 TL’si kalıcı iş gücü kaybı, 5,00 TL’si bakıcı ve tedavi gideri istemine ilişkin olduğunu beyan etmiş, davacı vekili duruşmadaki beyanında; 5,00 TL’lik bakıcı ve tedavi giderininde 1,00 TL’sinin bakıcı gideri, 4,00 TL’sinin tedavi giderine ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, kusur ve maluliyet durumunun tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, faizin hatalı talep edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmamış, ön inceleme duruşmasındaki beyanında; meydana gelen kazada herhangi bir kastım bulunmadığını, davacının dikkatsizliği nedeniyle kazanın meydana geldiğini bildirmiş, kendini vekille temsil ettirmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların sosyo-ekonomik durum incelemeleri, hastane kayıtları, tedavi evrakları, sigorta poliçesi, trafik tescil kayıtları, sosyal güvenlik kurumu kayıtları, ceza dosyası; dosyamız içerisene celbedilmiş, taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, kaza nedeniyle Bakırköy CBS’nın ……. soruşturma sayılı dosyasında aldırılan 15/03/2019 tarihli kusur raporu dosyamız içerisine alınmış, raporda; …..’in tam kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüş, soruşturma dosyasında düzenlenen iddianameyle dosya, Bakırköy …….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasını almış olup, bu dosyada mahkememiz dosyası içerisine celbedilmiş, ceza mahkemesinde yapılan yargılamada …..’in taksirle yaralamaya neden olma suçundan cezalandırılmasına dair verilen kararın 13/01/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan 18/03/2020 tarihli ATK raporunda; ceza soruşturma dosyasında alınan raporla uyumlu olarak …..’in %100 kusurlu, ……… ‘in kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu’ndan, kaza tarihinde bulunan yönetmeliğe göre(Özürlülük Ölçütü) aldırılan raporda; davacının engellilik oranı %1 olduğu, iş göremezlik süresinin 3 aya kadar uzayabileceği rapor edilmiş ise de, yargılama devam ederken Anayasa Mahkemesi’nin Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesinin 1.cümlesinde vermiş olduğu iptal kararı gereği özürlülük ölçütü yönetmeliği’nin artık uygulanma imkanının kalmadığından bahisle meslekte kazanma gücü yönetmeliğine göre rapor düzenlenmek üzere dosya tekrar rapor düzenlenmek üzere tekrar Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş olup, Adli Tıp Kurumu 17/03/2021 tarihli raporunda; çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre yapmış olduğu değerlendirmede, davacının maluliyet oranının %2,3 olduğunu, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Uygulanması gereken yönetmelik hususunda; uygulamada çelişkiler olmakla birlikte Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi’nin ……. esas, …….. karar sayılı ilamı, “olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Maddi ve manevi tazminat; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
KTK.nın 90. maddesinin atıf yaptığı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri bölümünün zararın belirlenmesine ilişkin TBK.nın 55. maddesinde ise “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır.” denilmiş, yine TBK.nın Tazminatın Belirlenmesi başlıklı 51. maddesinde “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” denilmiş olmakla tazminatın somut olarak hesaplanmasına ilişkin kanuni düzenlemeler bulunmadığından tazminatın belirlenmesinde uygulanacak ilkeler Yargıtay’ın trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarına bakan Hukuk Daireleri’nin içtihatları ile belirlenmiştir.
Olay tarihinden sonra 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde yapılan değişiklik ile “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan tazminatın belirlenmesinde somut kanuni düzenlemeler olmadığından Yargıtay haksız fiil ve iş kazası ile ilgili dairelerinin içtihatları ile tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler belirlenmiştir. KTK.nın 90. maddesinin atfıyla Türk Borçlar Kanununun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” olarak belirlenmiştir.
Madde metninde belirtildiği şekilde haksız eylem sonucu bedensel zarara uğrayan kişinin çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıpları zarar verenlerden tazminini isteyebilir. Ancak çalışma gücünün azalması yada yitirilmesinin belirlenmesi ile ilgili Türk Borçlar Kanununda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasında çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplara ilişkin zararın varlığı ve oranın belirlenmesinde, 11/10/2008 tarihinden önceki kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve ekindeki cetvelin esas alınması gerektiği, 11/10/2008 tarihinden sonra meydana gelen kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlükten kalktığından, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Aynı dönemlerde, 06/02/1998 tarihinden itibaren Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliği değiştiren 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 11/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar başlıklı 1. maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmiş, yönetmeliğin çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılmış, çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin hükümleri yürürlükte bulunmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 2013/34 Sayılı Genelgede de “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na dayalı olarak yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmış olup, 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile birlikte; 2011/49 sayılı Genelge çerçevesinde iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hususlar devam etmekte olup, çalışma gücü kaybı tespitine ilişkin hususlar yeniden düzenlemiştir.” denilerek maluliyet oranının tespitinden uygulana gelen iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin olarak yönetmelik hükümlerinin yürürlükte olduğu belirtilerek, bu çerçevede uygulamanın “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre yapılmasının gerekliliği açıklanmıştır. Yine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü de 17/09/2015 tarihli 2015/23 Sayılı Genelgesinde, iş kazası ve meslek hastalığının rapor düzenlemeye yetkili sağlık kuruluşları tarafından “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre düzenleneceği belirtilmiştir. Bu nedenlerle 01/09/2013 tarihinden sonrası içinde “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin” iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin düzenlemelerin yapıldığı maddeleri hali hazırda yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesinde Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranının Hesaplanması başlıklı 23. maddesinde belirtildiği şekilde; yönetmeliğin eki olan A Cetveli listelerinde yazılı arızalardan birinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağı hesaplanmasında, A Cetvelindeki vücudun çeşitli bölgelerine veya sistemlerine göre hazırlanmış olan 14 arıza listesinden sigortalının arızası bulunur. Bu arızanın solundaki arıza sıra numarası ile sağındaki arıza ağırlık ölçüsü bir tarafa kaydedilir. B cetveli listelerinde önce sigortalının iş kolu, sonra bu iş kolu içindeki meslek veya iş çeşidi bulunur. Bunun karşısındaki meslek grup numarası da bir yere yazılır. Sigortalının meslek veya iş çeşidi bu listelerde bulunmadığı takdirde meslek veya işinin benzeri veya en yakını esas alınır. Sürekli iş göremezlik simgesini gösteren C cetvelinin arızaya uygun tablosunun sütundaki arıza sıra numarası ile satırdaki meslek grup numarasının kesiştiği noktadaki sürekli iş göremezlik simgesi bulunarak bir tarafa kaydedilir. Tespit edilen bu meslekte kazanma gücü azalmasının sigortalının yaşına uygun oranını bulmak için E cetvelinden yararlanılır. Birden fazla sistemi ilgilendiren sekel bulgu varsa, Balthazard Formülü kullanılarak birleştirilir ve bu şekilde zarar görenin maluliyeti belirlenir.
Buna göre kısaca zarar görenin maluliyetinin belirlenmesinde o olaya ilişkin yaralanmalar ve arazlar belirlenerek, zarar görenin mesleği, çalıştığı iş koluna ve yaşına göre değerlendirme yapılarak rapor düzenlenir.
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan en son 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yönetmeliğin Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Başlıklı 1. maddesinde “Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere, sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama geliştirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.”
Kapsam başlıklı 2. maddesinde ise “Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsar.” denilmiş, yönetmeliğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Sağlık Bakanı tarafından yürütüleceği belirtilmiştir.
Madde metninden de anlaşıldığı üzere Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik özürlülere sağlanan haklardan yaralanmak üzere düzenlenmiştir.
Ayrıca yönetmeliğin 6. maddesinde, Özürlü Sağlık Kurulu’nun teşkili düzenlenmiş, “Özürlü sağlık kurulu; iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşur. Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumunda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminin bulunması halinde, bu uzmanın özürlü sağlık kurulunda yer alması zorunludur. Değerlendirilecek özür, birinci fıkrada sayılan uzmanlık dallarının dışında ise ilgili dal uzmanının da kurulda bulunması şarttır. Kurulda bulunan hekimler birbirlerinin yerine karar veremezler.” şeklinde belirtilmiş, 7. maddesinde ise Yetkili sağlık kurumları düzenlenmiş olmakla, özürlü raporlarını düzenlemeye Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerin yetkili olduğu belirtilmiştir.
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinde kişinin mesleği ve iş kolunun herhangi bir önemi olmayıp kişinin genel özür oranı, hastalıkları dikkate alınarak yönetmelikte belirtilen hastaneler tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle de iş gücü kaybını belirlemeye uygun olmaması nedeniyle Yargıtay ilgili daireleri tarafından aynı tarihte yürürlükte olmasına rağmen uygulanması kabul edilmemiştir.
Açıklanan yönetmelik hükümleri ve TBK 54. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, haksız eylemden zarar gören kişinin beden gücünün belli oranda yitirilmesi durumunda, kişi, yaşıtlarına oranla daha fazla güç ve efor harcamak durumundadır. Bu fazla güç kaybı yüzünden haksız eylemden zarar gören kişinin tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Talep edilecek bu tazminatın belirlenmesi için kişinin daha fazla efor sarf edip sarf etmeyeceği, maluliyetin kazancına etkisi olup olmadığının değerlendirilebilmesi için kişinin yaptığı iş önem kazanmaktadır. Doktrinde kabul edilen görüşe göre bir kişinin maluliyetinin kişinin kazancına etkisinin belirlenmesinde zarar görenin mesleği önem kazanmakta olup kişinin parmağının kopması halinde piyano sanatçısı veya katip olması halinde mahrum kaldığı kazancı ile öğretmen yada inşaat işçisi olması halinde kazanç kaybının aynı olmayacağı aşikardır. Bu durumda meslekleri farklı olan kişilerin maluliyet oranının da mesleği dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Maluliyet yada sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesinde asıl olan zarar görenin yaptığı işe göre kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybıdır, özür oranı değildir. Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşleri Yönetmeliği yürürlükte bulunduğu sürece iş göremezlik oranının SGK ile aynı kurallara göre belirlenmesi gereklidir.
Bu hale göre zarar gören kişinin yaralanması ve maluliyeti arasında illiyet bağı kurularak meslek grup numarası cetvelleri ile maluliyet oranı belirlenen Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi yerine sağlık bakanlığı tarafından belirlenecek hastanelerden alınması gereken olay ile illiyetinin kurulması yönünden eksik hükümler içeren genel özür oranın belirlendiği Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğinin kabul edilmesi zarar görenler aleyhine durum yaratacağı şüphesizdir.
Açıklanan nedenlerle, davacı için sürekli iş göremezlik oranının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak belirlenmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.” şeklinde olup, mahkememizce de benimsenen içtihat uyarınca, davacı hakkında çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespiti işlemleri yönetmeliği hükümleri gereği tespit edilen maluliyet oranına itibar edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi, davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını savunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesindeki düzenleme doğrultusunda, bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacı tarafın zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmekte olup, mahkemece, bu esaslara uygun olarak, davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacının, zararının tespiti için dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek 08/01/2021 tarihli aktüer raporu alınmış ise de, raporda özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre değerlendirme yapıldığından yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca davacının, çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre iş göremezliğinin tespiti hususunda aktüer bilirkişiden 20/09/2021 tarihli ek rapor alınmış olup, bilirkişi, davacının geçici tam iş göremezlik yönünden 4.566,99 TL, sürekli iş göremezlik yönünden 8.683,37 TL, bakıcı gideri yönünden 6.388,21 TL tazminat talebinde bulunabileceğini bildirmiştir.
Davacı vekili, 08/01/2021 tarihli aktüer raporu sonrası bedel arttırım dilekçesi sunarak geçici tam iş göremezlik yönünden 4.566,99 TL, sürekli iş göremezlik yönünden 3.161,56 TL, bakıcı gideri yönünden 6.388,21 TL olarak bilirkişi raporu doğrultusunda talebini arttırmış ise de, sonradan alınan aktüer aktüer raporu nedeniyle davacının, davasını bu kez ıslah etmek suretiyle geçici iş göremezlik bedelini 4.566,99 TL, sürekli iş göremezlik bedelini 8.683,37 TL, bakıcı gideri bedelini 6.388,21 TL olarak talebini ıslah suretiyle yenilemiştir.
Islah talebi taraflara tebliğ edilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, kaza tarihi itibariyle uzamış zamanaşımına tabi olan dava yönünden zamanaşımı süresi dolmadığından ıslaha karşı zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı …..’in sevk ve idaresinde bulunan sürücüsü ve maliki olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS ile sigortalanan ………. plakalı araç ile yaya konumunda olan davacıya çarpmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet verdiği, mevcut kaza nedeniyle son alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarları hesap ettirilmiş olup, mahkememizce itibar olunan 20/09/2021 tarihli aktüer raporu doğrultusunda yapılan ıslah gereğince davacı ıslah etmiş olduğu miktarlar yönünden davasında haklı bulunmuş ve davanın geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderleri yönünden kabulüne karar verilmiş, davalı sürücü kaza tarihi, davalı sigorta şirketi ise temerrüt tarihi olan 13/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle sorumlu tutulmuştur.
Davacının tedavi giderleri yönünden iddiasını ispata elverir belgeleri ibraz etmediği anlaşılmakla tedavi giderleri yönünden maddi tazminat talebinin ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat isteminin ise tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olayın oluş şekli, kusur oranı, maluliyet oranı ve manevi tazminatın zenginleşme veya fakirleşme aracı olamayacağına ilişkin temel ilkeler göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacının yaşadığı elem ve ızdırabın bir nebze olsun giderilmesi konusunda 10.000,00 TL manevi tazminat takdirinin hak ve nesafet kurallarına uygun düştüğü kabul edilerek, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.566,99 TL geçici iş göremezlik, 8.683,37 TL sürekli iş göremezlik ve 6.388,21 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 19.638,57‬ TL maddi tazminatın davalı …….. kaza tarihi olan 18/10/2018 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi temerrüt tarihi olan 13/11/2018 tarihinden itibaren poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …..’ten kaza tarihi olan 18/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 2.024,61 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 68,37 TL peşin harç ve 84,00 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 1.872,24‬ TL harcın davalılardan(davalı ……… Sigorta Anonim Şirketi hükmolunan maddi tazminata oranı olan 1.240,54 TL’sinden müteselsilen poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 68,37 TL peşin harç, 84,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 188,27‬ TL’nin davalılardan(davalı …….. Sigorta Anonim Şirketi hükmolunan maddi tazminata oranı olan 124,74 TL’sinden müteselsilen poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından posta / tebligat / bilirkişi / ATK masrafları olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.908,96‬ TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.908,56 TL yargılama giderinin davalılardan(davalı ……… Sigorta Anonim Şirketi hükmolunan maddi tazminata oranı olan 1.927,22 TL’sinden müteselsilen poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/1 gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/2. maddesi gereğince hesap edilen 4,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10 ve 13/2. maddeleri gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalı …..’den alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10/2. maddesi gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı …..’e verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalılar ……… ve ……… tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalılar ……… ve ………..r’e iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı ………. vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip ……

Hakim ………