Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1106 E. 2019/272 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1106
KARAR NO : 2019/272

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/05/2012
KARAR TARİHİ : 25/05/2012

Birleştirilen Malatya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas, …. karar sayılı dosyası:
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/04/2010
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen dava ve birleşen davaların açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı …. Ltd. Şti. vekili özetle; taraflar arasında yapılan 03/06/2009 tarihli “Malatya Merkezi-Alçıpan ve Asma Tavan İşleri Sözleşmesi” ile ana sözleşmeye ek 12/09/2009 tarihli ek sözleşme uyarınca davalıya ait …. İli … ilçesi, …. ada, … parsel sayılı taşınmazda yapılan … binasının inşaası kapsamında ince inŞaat işleri (Alçıpan-Asmatavan) işinin davalının teknik ve idari personeli (örneğin proje müdürü ve karşı taraf şirket yetkilileri) gözetiminde müvekkili tarafından ifa edildiğini, müvekkilinin edimini ifa ettiğinin karşılıklı olarak imza edilen hak ediş raporlarıyla da sabit olduğunu, sözleşmeler kapsamında edimi için kabul noksanlıklarının da gidererek 03/06/2009 tarihli sözleşmenin 31. maddesi kapsamında geçiçi kabul işlemlerinin tamamlandığını (geçiçi kabul tutanağı ve hakediş tutanakları) müvekkilinin bu işten dolayı davalıdan 4.189.000,00 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağın karşı tarafın onaylayarak kabul ettiği hak edişler ve bunlara bağlı olarak tanzim edilip davalıya tebliğ edilen faturalarla sabit olduğunu , fakat gelinen noktada müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsil edilmemiş yaklaşık 969.701,00 TL cari hesap olduğu bulunduğunu, bu bedelin ödenmesinin 31/12/2009 tarihe kadar yapılması gerektiğinin 03/06/2009 tarihli sözleşmenin 23. maddesi gereği olduğunu, yukarıda anlatılan açıklamalara rağmen davalının borcunu ödemeyerek daha düşük bir alacağı kabul için müvekkilini zorladığını, bu amaçla borcunu ödemediği gibi 17/02/2010 gün ve … nolu ve 360.472,74 TL meblağlı mesnetsiz faturayı “fiyat farkı ” kaydı ile müvekkiline gönderdiğini, kendilerinin de bunu Bakırköy …. Noterliği’nin 01/03/2010 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile itiraz ederek iade ettiklerini, davalının kötü niyetli ve haksiz işlemleri nedeni ile müvekkilinin 03/06/2009 tarihli sözleşmenin 30.2 maddesi uyarınca davalıya verilen … Bankası …. Şubesinin 30/08/2010 tarihe kadar geçerli olan 23/06/2009 tarih ve 119.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun ibrazı mümkün olabileceğinden Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/03/2010 tarih ve …. D.İş. sayılı karar ile teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı aldığını, müvekkilinin davalıdan fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla davalının fiyat farkı adı altında müvekkiline tanzim ettiği fatura bedeli olan 360.472,74 TL ile davalının sözlü ve hakediş raporları tanziminde kabul ettiği itiraz konusu yapmayarak ödeyeceğini kabul ettiğini ancak ödenmeyen alacak miktarı olan 609.288,26 TL toplam alacak 969.701,00 TL olduğunu ancak şimdilik fazla hakları saklı kalma kaydıyla 259.000,00 TL.’nin dava tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, teminat mektubu ile ilgili tedbirin devamına, sözleşmenin konusu taşınmazın 3. kişilere devir ve temlikinin yasaklanması veya ihtiyati haciz tesisini talep ve dava etmiş 29 kasım 2014 tarihli ıslah dilekçesi ile müddeabihi 569.700,98 TL.’ye arttırmıştır.
SAVUNMA: Davalı …. A.Ş. vekili özetle; 03/06/2009 tarihli sözleşmenin 38. maddesinde bu sözleşmeden doğacak ihtilafların Malatya mahkemesinde çözüleceğinin belirtildiğinden yetki itirazında bulunarak davanın usulden reddini savunmuş, esasa ilişkin olarak ise müvekkilinin davacıya böyle bakiye borcu olmadığını davanın kötü niyetle açıldığını, dava dilekçesinde belirtilen rakamları kabul etmediklerini, davacıya ait 01/01/2009-22/02/2010 tarihlerini kapsayan cari hesap ekstresi ve buna bağlı çeşitli ödemelerden de görüleceği üzere davacıya ödenecek bakiye borç olmadığını, tam tersine işin sözleşmede belirtilen süreden sonra geç teslimiden dolayı ödenmesi gereken cezai şartlar ve sair durumlar nedeniyle müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, davacının teminat mektubunun ödenmesinin tedbirin durdurulması talebinin kötü niyetli olduğunu, 03/06/2009 tarihli sözleşmenin teminatın iadesiyle ilgili 30. maddenin 3. bendinin b fıkrası şartlarının gerçekleşmediğini henüz kesin kabul tutanağının imzalanmadığını, davacıya ait SGK dökümünde davacının aktif olarak çalışmasına devam ettiğinin görüldüğünü, bu itibarla tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacının aynı konudaki ihtiyati tedbir talebinin Ankara …. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 15/03/2010 gün ve….D.iş. sayılı kararla red edildiği halde davacının kötü niyetli olarak aynı taleple mükerrer olarak Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş. sayılı kararla ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, tedbir kararına itiraz ettiklerini, davacının müvekkili tarafından kendilerine gönderilen 17/02/2010 gün ve …. yevmiye nolu ve 360.472,74 TL.’lik fiyat farkı faturasına itirazının da kötü niyetli olduğu, çünkü müvekkil ile davacı firma yetkilisi …’in karşılıklı mutabakatı sonucu düzenlendiğini, TTK.nun 23/2 maddesi gereğince faturaya karşı 8 gün içinde itirazda bulunmadığından fatura münderacaatını kabul etmiş sayılacaklarını, 19/02/2010 tarihli evrakta da görüleceği üzere davacı şirketin devamlı olarak itirazlarda bulunup daha sonra ise itiraz ettikleri hususlardan feragat ederek kendilerine kesilen faturalardaki borçlarını kabul etmeyerek kötüniyetli davrandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dava davacısı …. A.Ş. vekili özetle; müvekkiline ait …. ili, …. ilçesi, …. ada, …. parsel sayılı taşınmazda yaptırdığı ….binasının ince inşaat işlerinin davalı tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmelere göre davalının belli bir süre sonunda işini eksiksiz tamamlayarak teslim etmesi aksi takdirde cezai şart öngörüldüğünü, davalının edinimini süresi içinde yerine getirmediğini bunun üzerine müvekkili tarafından teslim süresinin uzatılmasına rağmen bu sürede bile edimlerini tam yerine gitermediğini, 03/06/2009 tarihinde imzalanan alçıpan ve tavan işleri sözleşmesine konu işin yapımı için taşınmasın davalıya 04/06/2009 da teslim edildiğini, işin bitiş ve teslim tarihinin sözleşmenin 7. maddesi uyarınca 25/08/2009 olmasına rağmen iş yetişmediğinden müvekkil tarafından bu sürenin 09/12/2009 tarihine kadar uzatıldığını bu sürede de bitirilmediği gibi 53 gün gecikme ile 30/01/2010 tarihinde geçici kabulün gerçekleştiğini, 12/09/2009 tarihinde imzalanan “ikinci etap genel dekorasyon işleri sözleşmesi” uyarınca iş tesliminin 3. maddesi uyarınca iş bitiminin 30/08/2009 olmasına ve daha sonra müvekkil tarafından bu sürenin 09/12/2009 tarihine kadar uzatılmasına rağmen bu sürede de işi bitiremediği gibi 37 gün gecikme ile 15/01/2010 tarihinde geçici kabulün gerçekleştirebildiğini, tüm işlerle ilgili yukardaki durumun sözleşme ve geçici kabul tutanaklarıyla sabit olduğunu, müvekkil tarafından yapılan geçici hak edişte davalının yaptığı işlerin eksik ve ayıplı olduğunun anlaşıldığını davalının uzatılan ifa süresinde dahi edimlerini gerçekleştiremeyerek gecikmeye sebebiyet vermesi, ayrıca yaptığı işlerin eksik ve ayıplı olması nedeniyle alışveriş merkezi açılışının geçikip itibar kaybı ile maddi zararlara yol açtığını, davalının geç teslimi nedeniyle kira kaybı yaşandığını ve zarar kapsamında şimdilik 40.000,00 TL.’nin hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, 03/06/2009 tarihli sözleşmenin 36.1.c ve d maddeleri uyarınca gecikme cezasının süre uzatımından sonra dahi toplam 661.068,81 TL olarak hesaplanmasına rağmen iyiniyet çerçevesinde davalıdan 260.000,00 TL talep ettiklerini ve davalı yetkililerinin kabulü sonrası fatura kestiklerini, 03/06/2009 tarihli sözleşmenin 36.2 maddesi gereği yüklenerek davalının firmaya ait olan çalışılan yere ait elektrik, su, temizlik gideri ile eksik ve ayıplı imalatların keza insaat sırasında verilen zararlar vs. olmak üzere 125.441,28 TL olarak ve sözleşmenin 10.3, 18.4, 29.7 maddeleri gereğince 9.226,99 TL olmak üzere toplam 384.668,27 TL lik bir zararlarının olduğunu, bunun 24.195,53 TL.’nin 30/01/2010 tarih ve 19640 seri numaralı fiyat farkı faturası ile düşüldüğünden kalan 360.472,74 TL için 17/02/2010 tarih ve … seri numaralı fiyat farkı faturası düşülerek işbu faturanın davalı şirket yetkilisi …’e elden teslim edildiğini ancak davalı şirket yetkililerinin teslim edilen 360.472,74 TL.’lik faturayı tebliğden 10 gün sonra kötüniyetli olarak itiraz edip Bakırköy Noterliği’nin … ve 01/03/2010 gün ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade ettiğini beyanla dava dosyasının Bakırköy …. ATM nin …. sayılı dosya ile birleştirilerek şimdilik 40.000,00 TL kira kaybı alacağı, 250.000,00 TL cezai şart alacağı ve 110.472,74 TL eksik-ayıplı iş bedeli alacağı ile KDV alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası dava davalısı … Ltd. Şti. vekili özetle; davacının cezai şart talebi ile ilgili olarak Malatya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davasında müvekkilini edimini fedekarca çalışarak süresinde yerine getirdiğini, 30/01/2010 tarihli geçici kabul tutanağına göre işin bitim tarihinin 09/12/2009 tarihi olduğunu, müvekkilinin uhdesindeki işçilerin SGK çıkış tarihinin 2010 aralık ayı olduğunu, bu tarihin müvekkilinin işi bitirerek karşı tarafa geçici kabul için başvurduğu tarih olduğunu, bu tarihden sonra 03/12/2009-09/12/2009 tarihleri arasında inceleme yapılarak müvekkilinin edimini sözleşme ve eklerine uygun ve kabule engel eksik, kusur ve arıza bulunmadığın taraflarca şerh düşülerek teslim alındığını, davacının ise cezai şart hesabında hesaplamaya 09/12/2009 dan itibaren başlayıp geçici kabul onay tarihine kadar yaptığını oysaki işin teslim tarihinin 09/12/2009 olduğu geçici kabul tutanağı ve karşı tarafın asıl davada 29/11/2009 tarihli celse sonrası bila tarihli dilekçesinde ikrarı ile sabit olduğunu, anlatılan tüm durumun taraflar arasında yapılan alçıpan sözelşemesinin 33.1.8 madde de bu şekilde düzenlendiğini davacının geçici kabul sırasında geçen süreden başlayıp onaya kadar geçen süreyi (ki bu inceleme süresi ve onay süresine karşı tarafın keyfiyetindedir.) cezai şart olarak hesaplamasının hukuken mümkün olmadığını, tüm bunların yanı sıra müvekkilinin üstlendiği işlerin yapısı ve vakıalar gereği cezai şart talebinin haksız olduğunu, çünkü 03/06/2009 tarihli ana sözleşmenin 6/1 maddesinde iş miktarının %30 oranında artırabileceği belirtilmesine rağmen iş miktarında %41.88 üzerine çıkılmış ve artış bedelinin kesin hesaba oranının ise %74,41 oranına isabet ettiğini, bu davanın yeni bir ilave sözleşme tanzimini gerektirmesine rağmen karşı tarafın süre uzatımını kabul etmemekle cezai şart talebinin manasız olduğunu, inşaattaki müvekkiline edimlerin gecikmesinin nedeninin davacının kaba inşaat v.s işlemlerin yapılmasının gecikmesi olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman edim karşılığı bedeli zamanında alamadığını, halen de hak ettikleri alacağın ödenmediğini, iddia edilen gecikmelerin hak ediş raporlarına dahil edilemediği gibi ihtarda çekilmediğini, geçici kabul tarihi olan 30/01/2010 dan itibaren hiçbir kusur isnadında bulunmayan davacının davasının esasa girilmeden reddi gerektiğini, davacının ayıplı imalat talep ettiği 110.472,74 TL.’nin nelere ilişkin olduğu hakkında hiçbir açıklama bulunmadığını davacının kusur isnadına ilişkin sunduğu istisnasız tüm tutanaklarda görülen eksiklerin işin yapımı aşamasında giderilip bunlara ilişkin bedellerin geçici kabulden önce düzenlenen hak edişlere yansıtıldığını nitekim dosyaya sunulan kesin hesap rapor ve diğer tutanaklarda müvekkilince tahsil edildiğinin açıkça görüldüğünü, müvekkilinin vakıf olmadığı tek kusura ilişkin tutanağın davacının 9. sıradaki delili olduğunu, söz konusu tutanaktaki imza sahibi Muharrem Ercan adındaki şahsın müvekkilinin temsilcisi olmadığını, fakat bu bedelinde müvekkilinden tahsil edildiğini, sonuç itibariyle bu yöndeki iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin edimlerini ifada bir gecikmesi olmadığından ve illiyet bağı bulunmadığından davacının kira kaybı alacağının da dinlenemeyeceğini, iş bu davanın davacı aleyhine açtıkları davayı uzatmak amacını taşıdığından bahisle birleşen davanın reddini savunmuştur.
Birleşen Malatya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı dava davacısı …. A.Ş. vekili özetle; müvekkili tarafından davalıya yukarıda belirtilen sözleşmeler uyarınca verilen keşidecisi davacı olan 20/04/2010 tarih ve 7092253 numaralı 200.000,00 TL meblağlı ….bank ….Şubesine ait çekin davalının sözleşme gereği üzere aldığı işi zamanında bitirmediğinden müvekkiline gecikme cezası adı altında borçlu olduğundan sözleşmeye konu işler nedeniyle verilen bu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile takibe konmasının engellenmesi ve davalıdan celbi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava etmiştir.
Birleşen Malatya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı dava davalısı … Ltd. Şti. vekili özetle; davacının iddiasının haksız olduğunu, aralarında dava konusu çekinde bulunduğu 3 çekin 30/01/2010 tarihli geçici kabul tutanağı ve kesin hak ediş tutanağından sonra 23/02/2010 tarihli tutanakla teslim edildiğini, müvekkiline borcu olmadığını iddia eden davacının borçlu olmadığı halde dava konusu çek ve diğer çeklerin müvekkiline teslim ederek tedavüle sokmasının ticari hayata uygun olmadığını, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu ve bunlarla ilgili olarak açtıkları alacak davasının Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında devam ettiğini, davacının cari hesap çıktısının çelişkili ve yanıltıcı olduğunu, borçlu olmadıklarını iddia ettikleri çekin cari hesap ekstresinde yapılan ödeme olarak kaydedildiğini, diğer bir yanıltıcı kaydın davacıdan olan 360.472,74 TL meblağlı alacaklarına ilişkin faturanın ödemeler başlığında gösterilmesi olduğunu, davacının kabul ettiği işten doğan bakiye borcunun bir kısmını ödenerek maksadı ile müvekkiline davaya konu ve diğer çekleri verdiğini, beyanlarının tevil yollu ikrar olduğunu beyanla derdest davanın açılmamış sayılması ve davanın Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosya ile birleştimesini savunmuştur.
Davacı …. A.Ş. davalı … Ltd. Şti. aleyhine eser sözleşmesi nedeniyle davalıya verilen ….bank…. Şubesine ait 20/04/2010 keşide tarihli … çek nolu ve 200.000,00 TL bedelli çekten dolayı açılan menfi tespit davası Malatya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 20/01/2011 gün ve…. sayılı birleştirme kararı ile mahkememize intikal etmiştir.
Davacı …. A.Ş. davalı … Ltd. Şti. aleyhine eser sözleşmesinden kaynaklanan zararların tazmini ve cezai şart alacağı davası Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2012 gün ve… sayılı birleştirme kararı ile mahkememize intikal etmiştir.
Mahkememize ait 01/10/2015 gün ve… esas….karar sayılı kararımızın davacı … vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi sonucu Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 27/02/2017 gün… esas …. karar sayılı kararı ile onanarak mahkememize gönderilmesi sonucu yine taraf vekillerince karar düzeltme talebinde bulunulması sonucu Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 11/10/2018 gün …. esas …. karar sayılı kararı ile bozularak mahkememize gönderilmiş olup …. esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 11/10/2018 gün… esas ….karar sayılı ilamı ile “…. birleşen davalar bağımsızlıklarını korurlar, birleştirmekteki amaç; usul ekonomisinin sağlanmasıdır. Davalar birleştirilmiş olsa dahi bağımsız dava niteliğini muhafaza ettiğinden kararın anlaşılabilmesi ve temyiz incelemesinin sağlıklı olarak yapılabilmesi için HMK’nın 297. maddesi hükmü gereğince; asıl ve birleşen davalarla ilgili ayrı ayrı iddia ve savunmaların açıklanıp delillerin değerlendirilerek, hüküm kısmında asıl ve birleşen davada verilen karar ile taraflara hükmedilen hak ve yükümlülükler, harç, ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken mahkemece asıl davada, bakiye iş bedeli belirlendikten sonra iş sahibinin birleşen ilk davada dava konusu ettiği ayıp giderim bedelinin bakiye iş bedelinden mahsup edilerek birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı davasının reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle usulden bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından tarafların karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür. ” gerekçesiyle mahkememiz kararını bozmuştur.
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle davacı müteahhitin alacağının tahsili, birleşen davada ise yüklenicinin eser sözleşmesi ve ek sözleşmelerden doğan edimlerini süresinde ve tam olarak ifa etmediğinden bahisle uğranılan zararlar ile cezai şartın tahsili, eser sözleşmesi nedeniyle birleşen dava davalısı-yükleniciye keşide olunan bir adet çekten dolayı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğinden bahisle borçlu olmadıkları tespiti taleplerinden ibarettir.
Mahkememizin 01.10.2015 tarihli ve …. Esas, …. Karar sayılı kararında “davacı – birleşen dava davalılar davalısı yüklenicinin taraflar arasında yapılan 03/06/2009 tarihli sözleşme ve buna ek sözleşmeler uyarınca 30/01/2010 tarihli geçici kabul tutanağı ile 09/12/2009 tarihinde işi eksiksiz ve zamanında tamamlayarak teslim ettiği, geçici kabulden sonra herhangi bir eksik, ayıp veya hatanın söz konusu olmadığı, o itibarle yüklenici davacı-birleşen davalar davalısının davalı – birleşen davalar davacısından sözleşme ve ek sözleşmeler uyarınca yapmış olduğu işlerin bedelinin talepte haklı olduğu davacının davalıdan kendisine verilen aşağıda hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde belirtilen 200.000,00 Tl bedelli çekte dikkate alındığında yapmış olduğu işlerden dolayı davalı-birleşen davalar davacısından 459.228,77 TL alacağın bulunduğu, fazla istemin ise yerinde olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde fazla istemin reddi ile 459.228,77 TL. üzerinden davanın kabulü ile davacının edimlerini taraf arasında yapılan sözleşme ve ek sözleşmelere uygun tam ve eksiksiz ifa etmesi karşısında gerek birleşen dava davalısı yüklenicinin sözleşme ve ek sözleşme gereklerini eksiksiz ve tam yapmadığından dolayı uğranılan zararlar ve cezai şarta ilişkin tazminat gerekse birleşen dava davacısı tarafından bu işler nedeniyle birleşen dava davalısı – müteahhite keşide edilen çekten dolayı borçlu olmadıklarına ilişkin davaların haksız olduğu ve dinlenme olanağı bulunmadığı anlaşılmakla birleşen davaların ise aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davasında birleşen dava davalısı kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de ihtilafın eser sözleşmesinden kaynaklanması, tarafların haklılık durumları veya alacak miktarının yargılamayı gerektirmesi karşında yasal şartlar oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir….” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizin 01.10.2015 tarihli ve… Esas,…. Karar sayılı kararında ” 24/07/2015 tarihli bilirkişi heyet raporu uyarınca davacı – birleşen dava davalılar davalısı yüklenicinin taraflar arasında yapılan 03/06/2009 tarihli sözleşme ve buna ek sözleşmeler uyarınca 30/01/2010 tarihli geçici kabul tutanağı ile 09/12/2009 tarihinde işi eksiksiz ve zamanında tamamlayarak teslim ettiği, geçici kabulden sonra herhangi bir eksik, ayıp veya hatanın söz konusu olmadığı, o itibarla yüklenici davacı-birleşen davalar davalısının davalı – birleşen davalar davacısından sözleşme ve ek sözleşmeler uyarınca yapmış olduğu işlerin bedelinin talepte haklı olduğu ifadesiyle geçici kabulden sonra herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını..” belirtmiş, davalı, birleşen davada davacının ayıp, kusur ve eksiklikler, çerçevesinde açtığı davanın esastan reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan ve hükme esas bilirkişi raporlarında, davacı müvekkil şirketin sözleşme ve ek sözleşme uyarınca yapmış olduğu işlerin bedelinin tahsilinin de haklı olduğu gerekçelendirilmiştir. Ancak; Yargıtay Karar Düzeltme yoluyla bozma ilamında karşı tarafın kusur ve ayıplara ilişkin talebinin ” birleşen ilk davada dava konusu ettiği ayıp giderim bedelinin bakiye iş bedelinden mahsup edilmesi” hususundan bahsederek bakiye iş bedelinden var olan kusurların düşülerek alacağa hükmedildiğinden usulden bozmuştur. Oysa; dava konusu olayda, yargı kararıyla yapılmış bir mahsup işlemi söz konusu değildir. Yargıtay kararında belirtilen ayıp giderim bedelleri, davalı/birleşen dava davacısı tarafından Davacı/Birleşen Davalısının hak edişlerinden kesilen bedellerdir. Dava safahatında mahkemeye ibraz edilen belgelerden de anlaşılacağı üzere, davalı taraf, eksik ve ayıp imalata ilişkin, davacı/birleşen dosya davalısının 1. Kısım Hakedişlerinden 112.230,31 TL, 2. Kısım Hakedişlerinden 13.210,96 TL kesinti yapmıştır. Bu kesintiler sonrası geçici kabul tutanağı taraflarca imzalanmıştır. Mahkememiz kararı, davalı-birleşen dosya davacılarının açtığı davaların esastan reddi, kusur ve eksiklik yönündeki iddialarınsa kabul edilmemesi yönünde olduğundan ve herhangi bir mahsup işlemi de söz konusu olmadığından mahkememiz eski kararında direnilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin …esas …. karar sayılı hükümünde direnilmesine,
-ANA DAVA İLE İLGİLİ OLARAK:
1-Keşidecisi davalı …. A.Ş. olan ….bank …. Şubesi’ne ait, 20/04/2010 keşide tarihli, … seri nolu ve 200.000,00 TL bedelli çekin davacı yedinde olduğu da dikkate alınarak bu çekle ilgili tahsilde tekerrüre sebep vermemek kaydıyla ıslah edilmiş haliyle davanın kısmen kabulü ile 459.228,77 TL.’nin 259.000,00 TL’si için dava tarihi kalan miktar için de ıslah tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda yıllık ticari avans faizi ile birlikte davalı …. A.Ş.’den tahsili ile davacı … Ltd. Şti.’ne ödenmesine,
2-Safahatta verilen ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşeceği tarihe kadar aynen devamına, diğer taleplerin reddine,
3-Davacı …. Ltd. Şti. tarafından ödenen teminatın HMK.’nun 392. maddesi uyarınca kararın kesinleşeceği tarihten itibaren bir ay içerisinde aksi yönde bir karar ibraz edilmediği takdirde adı geçen davacıya iadesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 31.369,92 TL. harç için peşin alınan 3.846,15 TL. Peşin harç ile 5.306,00 TL. Islah harçlarının mahsubu ile bakiye 22.217,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- İş bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan 8.088,10 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranları da gözetilerek 6.519,00 TL. yargılama gideri ile toplam harç gideri 9.172,05 TL ki toplam 15.691,05 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- İşbu dava nedeniyle davalı tarafından yapılan 5.546,80 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranları da gözetilerek 1.076,07 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 32.319,15TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 11.587,78 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
-BİRLEŞEN DAVALAR İLE İLGİLİ OLARAK:
A)Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. esas sayılı davası ile ilgili olarak;
1-Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davasının reddine,
2- Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davasında birleşen dava davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davada birleşen davalar davalısı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davası ile ilgili olarak Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL. harç için peşin alınan 2.970,00 TL. harcın mahsubu ile bakiye 2.925,60 TL. harcın hükmün kesinleşmesine müteakip ve istem halinde davacı tarafa iadesine,
4-Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davası ile ilgili olarak davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 29.968,91 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Diğer taleplerin reddine,
B) Birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davası ile ilgili olarak;
1-Birleşen Malatya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davasının reddine,
2-Birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı dava dosyasıyla ilgili olarak yasal şartları oluşmadığından birleşen dava davalısının tazminat talebinin reddine,
3-Birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davasında birleşen dava davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davasında birleşen davalar davalısı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davası ile ilgili olarak Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harç için peşin alınan 5.947,05 TL. harcın mahsubu ile bakiye 5.902,65 TL. harcın hükmün kesinleşmesine müteakip ve istem halinde davacı tarafa iadesine,
5-Birleşen Malatya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı davası ile ilgili olarak davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.950,00 TTL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Diğer taleplerin reddine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 15 günlük yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak temyiz dilekçesi ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar asıl dava davalısı-birleşen dava davacı vekilinin yüzüne karşı, asıl dava davacı-birleşen dava davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. 07/03/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)