Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1100 E. 2020/39 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1100
KARAR NO : 2020/39

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2018
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 20/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; 01.12.2016 arihinde Avcılar ilçesi, ….. mah ….. Cad. No….. önü adresinde ….. kablonun, ….. adına ….. Taah. San. ve Tic. A.Ş tarafından yapılan atık su alt yapı kazı çalışmaları esnasında kırılmak ve kopartılmak suretiyle hasara uğratıldığını, söz konu hasarlar nedeniyle Hasar Tespit Tutanağı düzenlendiğini, 1904.08 TL hasar bedelinin hasar tarihi 01.12.2016 tarihinden itibaren T.C.Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişebilir oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan adreste müvekkili idare elemanlarınca değil dava dilekçesinde de belirtildiği üzere diğer davalı firma tarafından kazı çalışması yapıldığını, hasara davalı …..Taah. San. Ve Tic. A.Ş.’nin sebep olduğnu, söz konusu adreste ….. uhdesinde…..Taah. San. Ve Tic. A.Ş yükleniminde “Avrupa 2. Bölge 2014 yılı …. Kısım müteferrik Atıksu ve Yağmur suyu Kanal İnşaatı” işi kapsamında kanal çalışması yapıldığını, ….. kablolarına verilen hasarla ilgili dava dilekçesinde de belirtildiği üzere diğer davalı firma tarafından kazı çalışması yapıldığını hasara neden olan firma davalı…..Taah. San. Ve Tic. A.Ş olduğunu, müvekkili ile yüklenici arasında imzalanan sözleşme uyarınca yüklenici kendisinin veya alt yüklenicisinin taksirinden, ihmalinden, ağır ihmalinden veya kusurlu herhangi bir hareketinden dolayı idarenin sorumlu tutulamayacağını, davanın sadece diğer davalı şirkete yönlendirilmesi gerektiğini, müvekkili idare ile diğer davalı müteahhit firma arasında yapılan sözleşmenin niteliği itibariyle “istisna” sözleşmesi olduğunu, buna göre işin yapılması sırasında 3. şahısların uğrayacakları zararlardan müteahhit firma sorumlu olduğunu, müvekkilinin doğrudan veya dolaylı olarak sebep olmadığı bir hasarın bedelinin talep edilemeyeceğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. Taah. San. ve Tic. A.Ş. usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya cevap vermemiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan hasar tazmini talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/12/2010 tarih, 2010/7-530 esas, 2010/636 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan zarar görenin ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceğinden gerçek zarar miktarının tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi 14/09/2019 tarihli raporunda özetle; malzeme bedeli, işçilik ve işletme zararı olmak üzere toplam 1.904,08 TL davacı şirket zararının tespit edildiği bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; 01/12/2016 tarihinde Avcılar ilçesi, ….. Mahallesi, ….. Caddesi üzeri adresinde Avcılar …. ve …… kablolarının davalı ….. adına müteahhitliğini diğer davalı şirketin yaptığı ….. alt yapı kazı çalışmaları esnasında kırılmak ve koparılmak suretiyle hasara uğratıldığı ve uğranılan gerçek zarar miktarının bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, davalı şirketler arasında düzenlenen sözleşmenin sınırları dahilinde olan olay yerindeki hasardan davalı işveren ….. ve taşeron davalı …… A.Ş’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, 3095 sayılı yasanın 2/3 maddesi uyarınca gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği göz önüne alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; 1.904,08 TL maddi tazminatın hasar tarihi olan, 01/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 130,06 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 94,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 662,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 1.904,08 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı ….. tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, miktar itibari ile kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunde verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır