Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1070 E. 2019/845 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1070 Esas
KARAR NO : 2019/845

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/09/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 21/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, sipariş üzerine davalı şirkete ait ham kumaşları boyama, baskı, işleme işlemlerini süresinde ve talimatlara uygun olarak yapıp, davalıya teslim ettiğini, davalı şirketin herhangi bir itiraz veya ayıp ihbarında bulunmadığını, ödeme de yapmadığını ve kendisinden sipariş bedeli talep edildiğinde de ödemeyeceğini söylediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından faturalardan dolayı icra takibi başlatılmış olup, davalının hiçbir borcu bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiğini, davalı şirket hakkında iflas istemi ile İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açılıp tedbir kararı verilmiş olduğundan borçlu hakkında itirazın iptali davası açılamadığını, 15/03/2016 tarihli dilekçe ile İstanbul …İflas …. dosyasına alacak kayıtlarının yapıldığını, ancak yapılan yargılama sonucunda davalı şirketin iflası isteminin reddine karar verilip, iflas hali kesin olarak ortadan kalktığından tasfiye gerçekleşmediğini ve alacağının tahsil edilemediğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davacı firmaya hiçbir borcu olmadığını, fatura bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini, davacı firmanın ödemeleri eksik hesaplayarak müvekkili şirketi borçlu çıkardığını, müvekkili şirket tarafından hatalı olarak gönderilen kumaşlara ilişkin kesilen reklamasyon faturalarının davacı tarafça kötüniyetli olarak gözardı edilerek hesaplama dışı tuttuklarını, davacı tarafın iflas masasına 45.617,63 TL alacak kaydı talebinde bulunduklarını, yapılan incelemede ise 23.598,00 TL alacaklı olabileceklerinin tespit edilerek bu miktarda alacak kaydının yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan Gaziosmanpaşa …. İcra müdürlüğünün …. sayılı icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 45.617,63 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 12/03/2019 havale tarihli talimat raporunda; davalı …. Tarafından dosyaya sunulan, 23/06/2014 tarihinde düzenlediği … numaralı 20.215,69 TL tutarlı reklamasyon faturası ile 03/07/2014 tarihinde düzenlediği ….. numaralı 1.139,88 TL tutarlı reklamasyon faturasının davacı tarafın kayıtlarında olmadığının görüldüğünü, reklamasyon faturalarının davacının alacağından düşüldüğünde (44.954,00 TL – 20.215,69 TL -1.139,88 TL) =23.598,43 TL davacının alacak bakiyesi kaldığını, İflas Müdürlüğü tarafından da bu tutarın davacının alacak bakiyesi olarak kabul edildiğinin görüldüğünü, davacı ile davalı arasında, davalı tarafından 23/06/2014 tarihinde düzenlediği …. numaralı 20.215,69 TL tutarlı reklamasyon faturası ile 03/07/2014 tarihinde düzenlediği …. numaralı 1.139,88 TL tutarlı reklamasyon faturası açısından mutabakatsızlığın mevcut olduğu, davalı tarafından düzenlenen 2 adet reklamasyon fatura muhteviyatı için davacıya ayıp ihtarı yapılmadığı ve yasal süre içerisinde davacı tarafa teslim alınan mallar için ihtarda bulunulmadığının anlaşıldığını bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; davacı tarafından davalıya ham kumaş boyama, baskı ve işleme hizmeti verildiği, davalı tarafça da hizmetin verildiğine ilişkin itiraz edilmeyip, hizmetin birkaç parti malda hata çıkması nedeniyle ayıplı olarak verildiği, ayıplı olarak verilen mala ilişkin reklamasyon faturaları düzenlendiği beyan edilerek ayıp iddiasında bulunulduğu, davalı tarafça reklamasyon faturası dışında kalan 23.598,00 TL yönünden davacının alacaklı olabileceğinin bildirildiği, bu miktarın da iflas masasına alacak olarak kaydedildiği beyan edilmiş olup, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın 23/06/2014 tarihli 20.215,69 TL tutarlı ve 03/07/2014 tarihli 1.139,88 TL tutarlı davalının davacıya düzenlediği reklamasyon faturalarından kaynaklı olduğu görülmüştür.
Davalının ayıp iddiasına ilişkin tanık olarak bildirdiği …’nın şirket yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşıldığından tanık sıfatıyla dinlenemeyeceğinden, şirket yetkilisi olarak dinlenmesine karar verilmiş ; şirket ortağı ve yetkilisi … duruşmadaki beyanında; davalı şirket yetkilisi olduğunu, davacıdan ham kumaş boyama ve baskı işleme hizmeti aldıklarını, nitekim faturalarda defterlerine kaydedildiğini, ancak almış oldukları bir kaç parti malda zeminde beyaz olması istenilmesine rağmen ekru olarak boyama yapıldığının görüldüğünü ve direkt görülen bu ayıplar nedeniyle de davacıya ürünlerin geri gönderildiğini ve ürünlerin tamir edilerek tekrar kendilerine gönderilmiş ise de yine geldiğinde de ürünlerin açık bir şekilde ayıplı olduğunu ve almış oldukları siparişlere ilişkin terminleri olduğundan ve bu süreyi de davacının işini süresi içerisinde yapmamış olması nedeniyle aştığından siparişlerinin iptal olduğunu ve bu nedenle bu sipariş nedeniyle aldıkları diğer yan ürünlerden kaynaklı zararın da şirketlerine kaldığını beyan etmiştir.
Somut olayda, davalı tarafından davacıdan ham kumaş boyama ve baskı işleme hizmeti alındığı ve bu hizmetin yerine getirildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalı tarafça davacının göndermiş olduğu malın birkaç partisinde ayıp olması nedeniyle kesilen reklamasyon faturasının yerinde olup olmadığı noktasındadır. Davalı hizmetin verildiğini inkar etmediğine göre, ispat yükü gönderilen ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğunu iddia eden davalıdadır.
Ayıp, eserde sözleşme ve eklerine, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. TBK’nın 474/1. maddesine göre açık ayıplarda iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz, geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 477/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın ücretsiz olarak giderilmesini (onarılmasını) talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi ya da eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıp ihbarı maddi vakıa olup, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Davalı tarafın duruşmada dinlettiği şirket yetkilisi …; ayıplı olduğunu iddia ettikleri maldaki ayıbın zeminde beyaz olması gereken yerlerin ekru olarak boyandığını ve direk görülen bu ayıplar nedeniyle ürünün geri gönderildiği, ürün tamir edilmiş haliyle de açık bir şekilde de ayıplı olduğu beyan edilerek davalı tarafça ileri sürülen ayıbın açık ayıp olduğu bizzat davalı tarafça beyan edilmiş olduğundan teknik olarak herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Davalı yetkilisi ayıbı mal tesliminde gördüğünü ve açık olarak ayıplı olduğunu ikrar ettiğine göre, bu konuda bir inceleme yapılmasının sonuca bir etkisi olmayacağından usul ekonomisi de dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Davalı taraf, süresi içerisinde ayıp ihbarı yapıldığını ileri sürerek, bu hususu e-posta yazışmaları ve tanık deliline dayanarak ispatlamak istemiş ise de, davalı tarafça tanık olarak bildirilen kişinin şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle tanık olarak beyanı alınmamış, başkaca da bir tanık bildirmediğinden tanık delili ile davasını ispatlayamamıştır. Davalı cevap dilekçesi ekinde sunulan mail yazışması ve reklamasyon faturasını da delil olarak bildirmiş ise de mail yazışmasının Tekspo tarafından … mail adresine gönderildiği, Tekspo tarafından davalıya gönderilen mail ile bir reklamasyon bildiriminin yapıldığı ancak bu hususta davalı tarafça davacıya gönderilen bir mail yazışması olmadığı görülmüş ve davalı tarafça ayıp ihbarının yapıldığı herhangi bir delille ispatlanamadığından ve ürünlerin teslim edildiği hususunda da ihtilaf bulunmadığından asıl alacak yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline, işlemiş faize ilişkin talebin ise davanın temerrüde düşürüldüğü hususu ispatlanamadığından reddine, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 44.954,00 TL asıl alacak yönünden davalının Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
İşlemiş faize ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 8.990,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 3.070,80 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 551,04 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.519,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 551,04 TL peşin harç olmak üzere toplam 586,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.755,70 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.730,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.294,94 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 663,63 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/09/2019

Katip …

Hakim …