Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/105 E. 2019/587 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/105
KARAR NO : 2019/587

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 22/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların öz kardeş olduğunu, müvekkilinin babasının işyerinden ayrılmak zorunda bırakıldığını, davalının oluru ile birlikte girdikleri üniversite kantini, kafeterya işinde ekonomik sıkıntılar yaşadığını, icra takipleri ile karşılaştığını, icra takiplerinden zarar görmemek adına davalıya bedelsiz olarak babalarından kendisine kalan evini ve … marka aracını devrettiğini, babaları …’ın mamelekinin davalı tarafından kontrolsüz ve usulsüz kullanılması nedeniyle aralarında sorunların büyüdüğünü, bunun kontrol altına alınması amacıyla Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. E. Sayılı dosyası ile babalarının vesayet altına alındığını, bunun üzerine davalının daha da agresifleşerek elinde bulunan senetleri üçüncü kişiler vasıtasıyla icra takibine konu edeceğini söylediğini, bunun önlenmesi için bahse konu senetlerden kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitini ve senetlerin iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ikame edilme amacının yalnızca müvekkili ile davacı arasında bulunan husumetten ibaret olduğunu, amaçlananın müvekkilinin huzursuz edilmesini sağlamaya yönelik olduğunu, müvekkilinin her daim iyiniyetini koruduğunu, bahse konu …. marka aracın müvekkili tarafından noterlik satış sözleşmesi ile ücreti mukabilinde kardeşine devredildiğini, senetlerin miktarlarının belirli olduğunu, 100.000,00 USD meblağlı olduklarını, davacının düşük miktarda harç ödemek için dava değerini 20.000,00 TL olarak gösterdiğini, gerçekten borçlu olunmadığının tespitini talep edecek bir şahsın borç miktarını eksik göstermesinin mümkün olamayacağını, borçlunun el yazısını ve imzasını içeren senetlerin borcuna ilişkin olduğunu, aile fertlerinin anlatımları dinlendiğinde haklılığının ortaya çıkacağını, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan ve her halükarda haksız ve hukuki yarardan yoksun olması sebebiyle reddini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının açıklamalarının yersiz olduğunu, söz konusu …. marka aracın müvekkiline her hangi bir bedel söz konusu dahi olmadan iade edildiğini, aile fertlerinin tanık olarak dinletilmesiyle iş bu senetlerden kaynaklı müvekkilinin bir borcu olmayacağının açığa çıkacağını, davalının davacıya ait tüm açıklamaları Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dosyasındaki beyanları ile kabul ettiğini, müvekkilinin söz konusu senetlerin iki adet olduğunu bildiğini, miktarın bilinmediğini, kardeşine her hangi bir karşılık ödeme kaygısında bulunmayarak vermiş olduğundan bilinemeyeceğini, ancak eksik harcı ödemeye de hazır olduklarını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya mahkememize Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek dosya kesinleştirilip mahkememize gönderilmiştir.
HMK md. 220/1 gereği; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Yine aynı maddenin 3. fıkrasında; Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Davalı vekiline ilk celse senetleri elinde bulundurduğunun cevap dilekçesi ile sabit olması nedeniyle HMK md. 220 gereği usulüne uygun ihtarat yapılmış, senetler 2 haftalık kesin süre içerisinde sunulmadığı takdirde senet bedelleri konusunda davacının bildirmiş olduğu miktarın mahkemece kabul edileceği ve bu değer üzerinden davaya devam edileceği ihtar edilmiştir. Usulüne uygun ihtara rağmen davalı vekilince senet asılları ya da suretleri dosyaya ibraz edilmemiştir. Davacının tedbir talebi 20.000,00 TL dava değeri üzerinden %15 teminatla İİK md.72/2 gereği kabul edilmiş ancak davacı yanca teminat yatırılmamış bu nedenle tedbir uygulanmamıştır.
Mahkemece her iki yanın tanık deliline dayanmış olması, tarafların kardeş olması sebepleriyle davacı tanıkları …., …, … ‘ın tanık ifadelerine başvurulmuş, davacı tanığı … tarafların amcası olması nedeniyle tanıklıktan çekilmiştir. Tanıklardan …. tarafların arkadaşı olup senedin anlaşmalı olarak verildiğini, aralarında gerçek anlamda borç ilişkisi olmadığını bildirmiştir. Tanıklardan … tarafların hem eniştesi hem teyze çocuğu olduğunu, davalının davacıya maddi anlamda destek olduğunu, tanık … ile davacının beraber çalıştığını, senet verilmesine ilişkin her hangi bir bilgisi olmadığını bildirmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Somut olayda davacı senetlerin kardeş olmaları nedeniyle kendi aleyhindeki icra takiplerinden kurtulmak amaçlı kardeşine güvenerek verdiğini, senetlerin bedelini bilmediğini ancak gerçek manada borcu bulunmadığını bildirmiştir. Davalı yan ise aralarında alacak verecek ilişkisinden kaynaklı 100.000,00 USD bedelli senetler olduğunu bildirmiştir. Mahkemece davalı vekiline duruşmada usulüne uygun olarak HMK 220 gereği ihtarat yapılmış, verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından senetler sunulmadığı gibi, her hangi bir beyanda da bulunulmamıştır. İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da, ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. Her iki taraf tanık dinlenilmesini talep etmiş ancak davalı taraf süresi içerisinde tanıklarını bildirmemiştir.
Toplanan deliller, Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyası ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde; davalıya usulüne uygun olarak davacının bildirmiş olduğu miktarın kabul edileceği ihtar edilmiş. Kesin süreye rağmen davalı yanca beyanda dahi bulunulmamıştır. HMK md. 216 gereği belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncü kişi veya resmi makamlar, istenmesi halinde bunu mahkemeye vermek zorundadır. Davalının 20.000,00 TL lik senetten kaynaklı alacağı olduğuna dair her hangi bir delil sunmamış olması, davalının senetlerin kendinde olduğunu ikrar etmesi, mahkemece istenmesine rağmen dosyaya ibraz etmemesi, ispat yükünü üzerine almış olması nedenleriyle mahkemece davaya konu keşidecisi …, lehtarı … olan 20.000,00 TL bedelli senetten kaynaklı olarak davacının borçlu olmadığına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulu ile;
Davaya konu keşidecisi … lehtarı … olan 20,000 TL lik senetten kaynaklı olarak davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 144,55 TL (posta, tebligat vs.) yargılama gideri ile toplam harç gideri 377,55 TL ki toplam 522,05 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacının vekilinin ve davacı asilin yüzüne karşı ve davalı vekilin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır