Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1047 E. 2019/381 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1047
KARAR NO : 2019/381

DAVA : Limited Şirket Ortaklığından Çıkarma
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 04/04/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili şirket iki ortaklı olup her bir ortağın %50 oranında pay sahibi olduğunu, her iki ortağın da birlikte imzaya yetkili olduklarını, ancak davalı ortağın şirketle ilgili yetki ve sorumluluklarını kötüye kullandığını, davalı ve eşinin müvekkili şirketle aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirket kurduklarını veya kuracaklarının değerlendirildiğini, ayrıca davalının tek yetkiliymiş gibi hareket ettiğini ve şirket yönetim kurulu kararlarına aykırı davrandığını, müşterilerin taleplerine zamanında yerinde getirmediğini ve ayakkabı taban üretiminde kusurlu davrandığını, bu şekilde müvekkilinin itibarını zedelediğini,müşterilerin ayıplı ifadan ötürü şirkete başvurduklarını, davalının kasten müvekkilini ve diğer ortağı zarara uğrattığını, SGK’na ödenmesi gereken 428.302,82-TL borcu ödemediğini, müvekkili zararına indirimli satışlar yaptığı gibi indirimli bedelleri de kendi hesabına aktardığını, şirket markasının değil kendi adının yazılı olduğu kalıp ve tabanlar yaptığını ileri sürerek davalının yetkilerinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, şirketin diğer ortağı ….’e tek imza yetkisi verilmesine, davanın kabulü ile davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin olarak şirket genel kurulunca alınmış bir karar olmadığını, davacı iddialarının haksız olduğunu, şirkete asıl zarar verenin diğer ortak olduğunu, zira diğer ortağın davacı şirket aleyhine haksız icra takipleri başlattığını ve şirketin tüm mallarını haczettirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Talep, limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemiyle açılan davada, çıkarılması istenen ortağın tüm imza ve yetkilerinin kaldırılması ve dava dışı diğer ortağa tek imza yetkisinin verilmesi yönünde ihtiyati tebdir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
TTK.’nın 640/3 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi istenmektedir. 6102 sayılı 640/3 maddesi hükmüne göre şirketin istemi üzerine, ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması mümkündür. Ancak TTK’nun 621/1-h maddesi hükmüne göre, bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılmasına yönelik, temsil edilen oyların en az ücte birisinin oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunca alınmış bir genel kurul kararı bulunması gerekmektedir. (Yargıtay … Hukuk Dairesi 26/02/2018 tarih …. esas, … karar sayılı ilamı). Davacı şirket TTK’nın 621/1-h maddesi gereğince bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması istemli mahkemeye başvurulması için, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunca alınmış bir genel kurul kararı sunmadığı gibi, davacı şirketin iki ortaklı ve ortaklar %50 eşit paya sahip olması karşısında, şirketin mevcut pay durumu nedeniyle davalının ortaklıktan çıkarılması için mahkemeye başvurulmasına yönelik genel kurul kararı alınması da mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda TTK’nın 621/1-h maddesi gereğince bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması istemli mahkemeye başvurulması için, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunca alınmış bir genel kurul kararı bulunması ön koşulu gerçekleşmemiş olup davacı tarafın ıslah talebinde de husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı asil ve vekili ile davalı asil ve vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)